Eğitim Felsefesi

Abone Ol

İnsanin zihin yapısı var olduğu ilk günden bu yana felsefeyi en yüksek zihin ürünü olarak kullanmıştır. İnsanoğlu her vakit eğitilmeyi bir ihtiyaç olarak gördüğü için eğitilmeyi felsefe ile aynı tasta yoğurmuştur. Felsefenin temelinde bilginin ne olduğu ve nasıl elde edilebileceği bulunmaktadır. Burada yapılacak keşifler ve elde edilecek veriler eğitimin de süreçlerini kapsamaktadır. Burada hem felsefenin hem de eğitimin ortak konusunun araştıran ve bilgileri neden sonuç ilişkisi ile içselleştiren insan modelini yetiştirmektir. Burada felsefeye ve eğitime düşen insanın var olan bütün farklılıklarını tanımak ve yorumlamaktır. İstendik davranışları çerçevelendirmek felsefenin konusu iken eğitim bu istendik davranışları bireye aktarmakla görevlidir. Çerçevesi belli olan kültürün içerisinde yer alan eğitim ve felsefe, bu kültürün şekillenmesinde en önemli görevi üstlenmektedirler.

Eğitim nedir? Eğitimin amacı nedir? Eğitim neden olmalıdır? Felsefe odaklı eğitimi düşündüğümüzde öznenin insan olduğu bir çerçeve ile ele almak bizi daha sağlıklı sonuçlara götürecektir. Yetiştireceğimiz insan nasıl olmalıdır? Sorulacak bu soru felsefe için eğitim anlayışının ve programının içerisinde ne tur bir insan ve değerler haznesinin var olduğunu çerçevelendirmeyi gerektirmektedir? Eğitimi etki eden soru ve problemler, toplum varlığının esas nitelikleri ile geleceği ile ilgili soru ve problemlerdir. Varoluş koşullarımız nasıl olacak? İnsan haklarının temel olduğu, demokrasinin, laikliğin ve çağdaşlığın amaç görüldüğü bir sistem mi olmalı? Kapitalizmi kural sayan, bağımlı ve üretmeyi vakit kaybı gören bir toplum mu olmalı? Milliyetçi ama dinsel dogmaların kafasında öncü olduğu bir insan kültürü mü olmalıdır? Bunlara verilecek cevaplar eğitim felsefesinin amacını oluşturmaktadır. Burada günümüzde de aktif olarak kullandığımız İlerlemecilik Felsefesi’ne değinmekte fayda vardır.

İLERLEMECİLİK (PROGRESSİVİSM)

Pragmatist felsefenin eğitime uygulanması olarak düşünülebilir ve detaylarını şu şekilde sıralayabiliriz. Katı disipline dayalı, öğretmen merkezli, edilgen insan oluşturma hususlarına karşı çıkar. Değişmez gerçeklere uyum değil, değişiklikleri ve günlük yaşamdaki çeşitlilikleri anlamak gerekir. Eğitim öğrencinin ilgi ve gereksinimlerine göre düzenlenmelidir. Öğrenci merkezde, öğretmen rehber olmalıdır. Okul yaşamın kendisi olmalıdır. Okulda yaşamda karşılaşılan problemlere yer verilmelidir. Öğrenmeye aktif olarak katılmalı, problem çözmeye odaklanılmalıdır.

Demokratik ve sosyal hayatı geliştirmek eğitimin amacını oluşturur. Bu felsefeye göre öğretmen, problem çözmeye ve bilimsel araştırmacılara yol gösterici bir konumdadır. Değişme ve gelişim eğitimin vazgeçilmez özellikleri olmalıdır. Değişme, gerçeğin esasıdır. Eğitim sürekli bir gelişim içindedir. Eğitim birey hakkında sonuç odaklı kararlar vermeyi değil, süreci esas almalıdır. Yeni bilgi ve gelişmeler ışığında eğitim politikası ve yöntemleri paralel değişmelidir. Tecrübenin sürekli yeniden inşa edilmesi önemlidir. Böylece geçmişteki yaşantılar, gelecekteki davranışların daha doğru, daha iyi, daha güzele yönlendirilmesine yardım eder. Öğrenci merkezli bir görünümü vardır. İlerlemeciler, öğretimi öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarına göre düzenleme eğilimindedirler. Daha çağdaş bir akımdır. Öğretmenin rehber olduğu bu akımda, okul yaşama hazırlık değil yaşamın kendisi olarak algılanır. Öğrencinin deneyim içinde öğrenmesi temel esastır.

Felsefenin eğitimde sahip olduğu alan, eğitimde var olması gereken politikaları belirlemek, geçmiş ve gelecek arasında yapıcı bir köprü görevi görmek, gelecekle ilgili daha neler yapılırsa olumsu sonuçlar alınacağını öngörmektir. Eğitim felsefesinin sahip önemli konulardan biri de geçmişin varlığını kabul etmektir. Burada karşılaşacağımız en önemli sorun geçmişi yok sayıp kendi temellerine uygunluğu olmayan ve özgünlüğümüzden uzak olan, diğer ülkelerin eğitim anlayışının ürünü olan tüm uygulamaları olduğu gibi kendi eğitim sistemimize monte etmeye çalışmaktır. Bunların dışında son yıllarda yoğun bir şekilde geçilmeye çalışılan yapılandırmacı eğitiminin istenilen seviyeye gelmediğini görmekteyiz bunu en önemli sebebinin hem öğrencilerin, hem öğretmenlerin hem de velilerin sahip olduğu esasicilik ve daimicilik felsefelerinin halen örtük öğrenmelerle varlığını koruduğudur.      

İLERLEMECİLİĞİN DAYANDIĞI TEMEL İLKELER

1- Okul yaşama hazırlık olmaktan çok, yaşamın kendisi olmalıdır. Okul, çocukların eleştirici güçlerini kullanarak yaşadıkları bir yer olmalıdır. Okulda çocuğa uygun öğretim ortamları hazırlanırken, hayatında karşılaşacağı durumlara yer verilmelidir.

2- Eğitimde aktif öğrenme ön plana çıkarılmalı ve öğrenmeler çocuğun ilgilerine göre şekillendirilmelidir. İlerlemeciler, öğrenen insanın bir bütün olarak görülmesi gerektiğini kabul ederler. Buna dayalı olarak insanın merkezde olduğu bir eğitim düzenini benimserler. Öğrenen; ilgi, kapasite ve özelliklerine uygun bir eğitim programı içinde yetişmelidir.

3- Öğrenmede “problem çözme yöntemi” esas alınmalıdır. Bilgi önemli ve anlamlı ise, insanlar o bilgi ile bir şeyler yapabilmelidir. Bilgi etkileşim içinde aktif olarak kazanılmalı ve öğrenenin ilgilerine bağlı olarak öğrenilmelidir. Problem çözme bilgi edinmede esastır. Bilgi yaşantı edinmede, yaşantıları geliştirmede ve yeniden düzenlemede bir araçtır. Bu açıdan problem çözme, kritik düşünme ve daha önce öğrenilmişlerin yeniden geliştirilmesini içerir.

4- Öğretmenin görevi rehberlik etmektir. Öğrenciler kendi gelişimlerini kendileri plânlamalı, öğretmen de bu durumda onlara rehberlik etmelidir. Öğretmen, öğretme ortamını hazırlayıcısı, yol göstereni ve koordinatörüdür. Otoritenin tek kaynağı olarak görülmemelidir.

5- Demokratik eğitim ortamı; bunun için de okulda, öğrencilerin kendi kendilerini yöneltmelerine, fikirlerin serbestçe tartışılmasına, okul faaliyetlerinin öğrencilerle birlikte planlanmasına ve herkesin eğitim yaşantısı sürecine katılmasına imkan sağlanmalıdır. İlerlemeciler, bireyin dinamik yönüne ağırlık getirerek, onun grup sürecine katılarak, bilimsel yöntemleri kullanarak kendi kendisini gerçekleştirmesine önem vermektedir.

    Ulus kökenli bir eğitim felsefesi geliştirmeyi amaç ediniyorsak; Şu anda da etkisinden kurtulamadığımız bir anlayış olan, diğer ülkelerin uyguladığı ve benimsediği felsefik anlayışların olduğu haliyle alıp kendi eğitimimize monte etmek büyük bir yanlış olacaktır. İlerici ve geliştirici olacak şekilde bilim eksenli çalışmalarda bulunarak hem yeni nesil hem gelecek nesil hem de ülkemizin faydasına olan uğraşlar vermemiz gerekmektedir. Bize yol gösterici olacak olanın ancak bilim olduğun gerçeğini ve bunu ilerlemecilik felsefesiyle her daim zihnimizde canlılığını korumalıdır.

                                                                                                              Ercüment ZÜNGÜR