Doğa ile iç içe yaşamak hayvanlarla da iç içe yaşamak demek. Burada her sabah kuş sesleriyle uyanıyorum. Kuş sesleriyle uyanmak çok güzel bir duygu. Bende kuş sesini sevdiğim için iki tane hint bülbülü aldık. Onları besleyip seviyorum.
Burada pek çok hayvan görüyorum, her akşam otların içinde gezen kirpileri mesela... Onlardan biraz korksamda yanlarına gidip onlara yakından bakıyorum.
Burada hayvanlardan dolayı kalan yemeklerimiz israf olmuyor arta kalan ekmekleri tavuklara, yemekten çıkan kemikleri ise kedi köpeklere veriyoruz.
Bahçedeki odunluğun çatısında kedi yavrulamış, yavruları çok tatlı ve çok güzeller. Kimse onlara zarar vermesin diye anneleri onları az çıkartıyor.
Kirazlarımızda olmaya başladı. Eğer kuşlar bizede bırakırsa bizde tadlarına bakacağız. Burada bir çok yiyeklerimize hayvanlarda ortak oluyor. Bir şey yediğimiz zaman artafımızı saran kedilere de veriyoruz. Bu arada bir tane tavuğumuz kaç gündür kayıp amcam sansarın yediğini düşünüyor. Ama ben o hayvanı daha göremedim. Bahçemizde bir çok ektiklerimiz çıktı. Turp, marol ve çilek. Bu çilek babamın bize marketten getirdiği çileğe hiç benzemiyor hem daha küçükler hem daha tatlılar hemde daha güzel kokuyorlar. Burada herşey çok güzel hem doğa ile, hem hayvanlar ile, hemde sebzelerle iç içe yaşamak...