TDK çaresizlik sözcüğünü “Çaresiz olma durumu” olarak açıklar arkadaşlar. Aslında çok yeterli bir tanım değildir bu. İşin içinden çıkamama, buna mukabil insanda meydana gelen ruhsal çöküntü de diyebiliriz. Şimdi sizlere dağıtacağım kağıtlara çaresizliği ya da buna sebep şeyleri yazmanızı istiyorum. Bakalım bu duyguyu en güzel kim yazmış olacak? En çok beğendiğim cevabı veren arkadaşınızla teneffüste bir kahve içeceğiz. Önce düşünüp kısa cevaplar verebilirsiniz. Kolay gelsin, başarılar…
Bir ağırlık oluyor şuranda, sanırsın göğsüne bir fil oturmuş. Ta içinden bir şeyler kopup gidiyor, birleştiremiyorsun. Nafile. Sahi böyle mi başlıyordu çaresizliğin tanımı? Mevsim kışa vuruyor, sonra, kuşların bile bir bildiği var. Göç ediyorlar. Artlarında masmavi gökyüzünü bırakarak. Ya benim, benim gökyüzüm neden böyle karanlık, siyahtan daha siyah? Çaresizim. (Akif)
Kadınım ben, ne zaman ki gözyaşlarımı sadece ben siliyorum, işte o zaman anladım çaresizliğimi? (Gülsüm)
Onun aklına gelince yüzündeki gülümsemenin sebebi olmadığını anladığımda fark ettim çaresizliğimi? (Özge)
Seversin sevmez, gel dersin gelmez. Ben sevdim o gelmedi. Çaresizim işte. (Nihan )
Ben, canım yanıyor dedikçe o üstüme benzinler döktü. Daha n’apayım çaresizim? (Mine)
Tüm renkleri çok severdim, oysa hayat bana çaresizliğin rengini sundu: Gri (Erkan)
Tüm kemiklerimi kırsalar gam yemem de, umutlarımı, hayallerimi kırdılar be hocam, çaresizim (Onur)
Herkes hata yaparmış ama o yanlış yaptı gönlüme..(Eyüp)
Sessiz kalmak bir tercih, suskunluk ise çaresizlik, bu yüzdendir suskunluğum / çaresizliğim benim. (Cemile)
Bilir misin hocam, gözünü tavana dikip saatlerce bakmayı? (Necip)
- Onun kalbi başkasına atınca benimki durdu sanki hoca! (Burak)
Kaldırımın orta yerine çöküp ellerim dizlerimde kalakaldım öylece. İnkar etmenin anlamı yoktu. Çaresizdim. (Çiğdem)
Kendi sularında boğulacak kadar küçük bir denizdim. Artık ne o denizin ne suyu kaldı bende ne de tuzu? (Deniz)
Onunla aynı fotoğraf karesinin içinde olamayacak kadar çaresizim, renkli olmasa da olurdu ama onlu bir fotoğraf karesi. Bu kadar basit işte. (Abdullah)
Kalabalıktasın ama yalnızsın, paran var ama yoksulsun, açsın ama toksun.. (Çağatay)
İstediklerim ile zorunda kaldıklarım arasında yapmak zorunda kaldığım anlardır çaresizlik. (Elif )
O gitti, herkes her şeyi bilmedi. Ben de anlatamadım. ( Hasret )
10.00 (günaydın)
12.00 ( tünaydın)
23.00 ( iyi geceler)
Çaresizlik tam da budur hocam, sen güne onunla başlar günü onunla bitirirsin, o mesajlarına cevap vermez.(Öznur)
Hani özledim deyip de sarılamıyorsun ya, işte bu çaresizliktir. Ciğerini deler geçer hocam ciğerini.(Oktay)
………
- Arkadaşlar yazdıklarınızın hepsini okudum ve beğendim. Burak beye seslenelim de tüm sınıfa kahve getirsin…
YOKLUĞUN
Düz bir adamım ben
Öyle afili, janjanlı lafları bekleme sakın
Ne gelirse ağzıma sakınmam söylerim
Yokluğun diyordum
Yokluğunun en çok benzediği şey ustura yarası
O kadar derin, o kadar acı verici
Otogarlar kadar sıkıcı
Ve o kalkışlardaki mendiller kadar nemli
Dualık ağızlardaki isyan kadar zalim
Açın karnındaki gurultu kadar sesli
Ölüm kadar kesin
Nefes kadar sahici
Yokluğun işte
Yokluğun yoksulluğum
Daha ne olsun.