ŞEHRİVAN HABER: FATMA NUR POLATCAN- NECMETİN DURSUN
Van’da 23 Ekim 2011 yılında merkez üssü Erciş ilçesi olmak üzere meydana gelen 7,2 şiddetindeki depremde, 604 kişi hayatını kaybederken binlerce kişi de yaralandı. Daha sonra, kent 9 Kasım’da 5,6 şiddetindeki ikinci bir depremle sallanırken, 40 kişi de hayatını kaybetti. O depremlerin üzerinden 10 yılı aşkın bir zaman geçmesine rağmen deprem kendisini unutturmadı. Sürkeli olarak sarsıntıların yaşandığı bir kent olan Van’da, deprem kendini unutturmazken 23 Ekim depreminin yıl dönümünde Van deprem denilince akla gelen önemli isimleri Van’da ağırladı.
ÜNLÜ DEPREM UZMANI VAN’DA KONUŞTU
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İl Koordinasyon Kurulu Van depreminin 11'inci yıl dönümünde Ticaret ve Sanayi Odası’nda ‘Van’ın Depremselliği; Deprem Odaklı Kentsel Dönüşüm’ konulu panel düzenledi. Panelin konuğu ülke genelinde ve Van’da meydana gelen depremlerle ilgili kritik açıklamalarda bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür oldu. Görür, depremin 11’nci yıl dönümünde geldiği Van’da kente ve olası depremlere dair çok kritik açıklamalarda bulundu. Görür, Van için şehrin içinden geçen bir fay öngördüğünü dile getirerek, Van için tehlike çanlarının çaldığını belirtti.
VAN’IN DEPREM GERÇEĞİ KONUŞULDU, İLGİLİ İSİMLER YİNE YOKTU!
Panelde konuşan Jeoloji Uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye’nin yüzde 90 oranında deprem kuşağı içerisinde yer aldığını dile getirerek sözlerine şöyle başladı: “Van’ın depremselliği üzerine değinmek istiyorum. Tabii gönül isterdi ki burada Van’ın yerel yöneticileri de bulunsun. Benim kanaatime göre bu çok önemliydi. Türkiye'miz yaklaşık yüzde 90 oranında deprem kuşağı içerisinde. Dolayısıyla Türkiye denilince deprem bizim bir anlamda kaderimiz. Depremi durdurmak, engellemek mümkün değil. Bu ülkeyi de terk edemeyeceğimize, kentlerimizi de yer değiştiremeyeceğimize göre, nüfusumuz da sürekli artmakta olduğuna göre o halde deprem sorunuyla nasıl baş edebiliriz onu öğrenmemiz lazım.”
GÖRÜR: VAN EBEDİYEN DEPREM ÜRETMEYE MAHKUM
Görür, Van ve çevresinde aktif fayların olduğunu ve Van ve çevresinin ebediyen deprem üretmeye mahkûm olduğunu dile getirerek şunları söyledi: “Neden Van’da deprem oluyor? Çünkü Van bölgesi sıkışıyor. Bunu Arap levhası sıkıştırıyor. Kuzeye doğru yılda birkaç santim yaklaşıyor. Onun için Doğu Anadolu’da sıkışma yapıları olur. Van ve çevresi ebediyen deprem üretmeye mahkumdur. O işten kurtuluş yok. Burada sık sık depremler göreceğiz. Tabii depremlerin kimisi küçük olur kimisi büyük. Dolayısıyla Vanlılar bilsin ki bu coğrafyanın kaderi bu. Sıkışma tektoniği var ve deprem meydana geliyor.” Haritada birçok kırmızı alan gösteren Görür; “Bu haritada gördüğünüz kırmızılıkların hepsi diri fay, aktif fay. Van’ın çevresinde yoğun aktif faylarla örülü. Bu gördüğünüz faylar boyut itibarıyla uzun olan fayların hepsi 7 ve üzerinde deprem üretecek potansiyeldeler. Ama kimi faylar da daha küçük boyutlu. Bunlar da 5-6 mertebesinde deprem üretirler.”
“2011 VAN DEPREMİ YENİ BİR FAY OLUŞTURDU VE TAM ŞEHRİN İÇİNDEN GEÇİYOR”
2011 yılında meydana gelen Van Depreminin yeni bir depremi tetiklediğini öngördüğünü belirten Görür, “Bu bölgede çok deprem üretecek deprem kaynağı var. Onlar da faylar. Van ve Doğu Anadolu’nun çevresinde çok fay var. Bu faylar da deprem kaynağı. Deprem kaynağı çok olan bir ilde yaşadığınızı unutmayın. Van, depremselliği yüksek olan bir il. 2011’de yıkıma sebep olan fayın bir özelliği var. Bunu yetkililere anlatmak lazım. Gönül isterdi ki burada yerel yönetimler olsun ve onlar bunu bizzat dinlesin. Bir daha ki sefere inşallah. 2011 depremi bu fay üzerinde oldu, Van’ı vurdu ama Güney’de yeni bir deprem fayı oluşturdu, tetikledi. Bu fay tam şehrin, Van’ın içinden geçiyor. İşin şakası yok. Şu gördüğünüz fay, şu anda yılda 1 santimden fazla hareket ediyor. Dolayısıyla bu fay biz buna yer bilimciler olarak krip deriz. Çok yavaş hareket ediyor. Siz fakında değilsiniz ama belirli bir zaman sonra bu fay Van’da etkisini gösterecektir” diye aktardı.
GÖRÜR: BÜYÜK BİR TEHLİKE VAN’IN DİBİNDE
Görür, Van’ın dibinde büyük bir tehlike öngördüğünü aktararak, “Şu fay boyunca olan bütün yapılarda çarpılma, dönme, yıkılma, kırılma, çatlama olacaktır. Hiç büyük deprem üretecek stres, enerji biriktirmese dahi bu zararı Van’a verecektir. Ama eğer stresle biriktirir de ani kırılmayla depreme neden olursa çok büyük hasar verebilir. Bu fay, 2011’de Van’ı vuran fay kesimi bunu tetikledi. Şu anda hareket eden bir fay. Dolayısıyla Van’da eğer kentsel dönüşüm yapacaksanız en büyük tehlike şu anda Van’ın dibinde. Bundan haberiniz olmadan kenti imar etmeye çalışırsanız büyük bir hata olur. Bu iş son derece ciddi. Bu fayın tespit edilmiş olmasıyla yerel yönetimlerin hemen alarm vererek burada bu işin üstesinden gelecek çalışmaları yapması lazım. Van’da tetiklenmiş aktif bir fay var. Van’ın altından geçiyor. Tedbirli olun diye öngörüyorum. Yoksa şu saatte, şu günde deprem olacak demiyorum. Van’ın tarihi de bugünü de yakın geçmişi de çok önce geçmişi de deprem sorunuyla karşı karşıya” ifadelerini kullandı.
“VAN’DA YYÜ’NÜN BULUNMASI BİR ŞANS”
Deprem odaklı kentsel dönüşüm için neler yapılması gerektiğine de değinen Görür, ilk önce risk analizini anlatarak şunları söyledi: “Deprem odaklı bir kentsel dönüşüm yapabilmek için tehlike analizi yapmak lazım. Risk analizi yapmak lazım. Zarar azaltıcı önlemleri almak lazım. İlk işe başlarken Van’ın tehlike analizini yapmak lazım. Tehlike analizi bir anlamda fay analizidir. Bütün bu faylar ciddi şekilde incelenmeli. Bunun için de jeoloji, jeofizik ve diğer yer bilimci arkadaşlarımızın ciddi çalışmasıyla olacak. Ciddi projeler ortaya konarak olacak. Bu fayların boyunu, uzunluğunu, derinliği, enerji biriktirip biriktirmediği vs. bütün ayrıntıları incelenmeli. Van’ın etrafındaki bütün fayların çok ciddi olarak jeolojik, jeofizik yöntemlerle araştırılması, bütün bilgilerin ortaya konulması gerekir. Bunun ciddi anlamda araştırılması lazım. Mesela Van’da YYÜ’nün bulunması şanstır. Vanlılar kendi tehlikesini oluşturacak depremleri Van’da bulunan Jeoloji, Jeofizik Bölümü ile bu işi yapmalıdır. Yerel ve merkezi yönetim bunu desteklemelidir.”
GÖRÜR: VAN’IN MİKRO BÖLGELEME ÇALIŞMASI YAPILMADAN DEPREME HAZIRLAYAMAZSINIZ
Görür, risk analizi yapıldıktan sonra mikro bölgeleme çalışmasının yapılması gerektiğinin altını çizerek, “Risk analizi yapmak, tehlike analizi yapmak sırasında bir mikro bölgeleme çalışması gerektiriyor. Mikro bölgeleme, Van’ın doğasını çok ayrıntılı bilmek lazım. Tıpkı fayları gibi. Mikro bölgeleme çalışması, jeoloji, jeofizik, topografya, zemin mekaniği ve uzaktan algılama yöntemi ile yapılır. Bu yapılmadan asla Van’ı depreme hazırlayamazsınız. Bunu yapmak için de Van’ın jeolojisini, Van’daki formasyonun özelliklerini, Van’daki zeminin özelliklerini çok ciddi bir şekilde incelemek lazım. Bütün bu çalışmalar yapılıp Van’ın mikro bölgeleme çalışması ortaya çıkarılmalı. Bu öyle ucuz da değil. Van’ın mikro bölgelemesini yapmak, milyonlarca dolar para harcamak demektir. Van’da bunu yapmak istiyorsanız kenti karelaja alacaksınız. Belirli sayıda karelere sondaj yapacaksınız. O sondajların da derinliği en az 30 metreden daha fazla olacak. Numuneler alacaksınız. Numuneleri laboratuvarlarda inceleyeceksiniz. Sismik çalışmalar yapacaksınız. Yer altında patlatma yapacaksınız. Bütün bu çalışmalar öyle 3, 6 ayda bir talimat vermekle olmaz” dedi.
“VAN’IN HANGİ YERDEKİ EVLERİN GÜVENSİZ OLDUĞUNU, HANGİ YERLERİN DAHA İYİ OLABİLECEĞİNİ GÖSTERECEKTİR”
Görür, “Bütün bu çalışmaları yaptıktan sonra ortaya ne çıkıyor. Bu mikro bölgeleme çalışması yerel yönetimlere şunu diyecek; Van’ın şu mıntıkası çürük zeminle kaplıdır. Buraya 2 kattan fazla bina asla yapılmaz. Burada yapılacak binanın tipi, şekli böyle olmalı. Şu yere hiç bina yapılmaz, yeşil alan olmalıdır. Yani mikro bölgeleme çalışması yerel yöneticilerin arsaları nasıl kullanacağını, bilime uygun, risksiz nasıl kullanılacağını gösterecektir. Kentin nasıl gelişeceğini, nasıl kalkınacağını gösterecektir. Van’ın hangi yerdeki evlerin güvensiz olduğunu, hangi yerlerin daha iyi olabileceğini gösterecektir” diye konuştu.
GÖRÜR: VAN’IN BİLEŞENLERİ; VAN’IN HALKI, ALT YAPISI, YAPI STOKU, ÇEVRESİ, EKONOMİSİDİR
Zarar azaltıcı önlemleri de anlatan Görür, “Şimdi zarar azaltıcı önlemleri anlatacağım. Depremi durduramazsın ama riski azaltabilirsin. Van’ın bileşenleri; Van’ın halkı, alt yapısı, yapı stoku, çevresi, ekonomisidir. Deprem odaklı kentsel dönüşüm bu bileşenleri olası bir tehlikeye karşı hazırlamak demektir. Van halkını deprem hakkında bilinçlendireceksin. Van halkını deprem bilinçli yapmadıkça Van’ı deprem dirençli yapamazsınız. Sadece bina yapmakla bir kenti depreme hazırlayamazsınız. O insanları eğiteceksiniz. Van’ın bir deprem kültürü olmalı. Ben inanıyorum eski Vanlıların öyle bir kültürü vardır ama zamanla imha oldu” şeklinde konuştu.
“VAN’I DEPREM GÜVENLİ HALE GETİRECEKSEK ÇEVREYİ DE ELE ALACAĞIZ”
Görür, Van’ın deprem güvenli olması için çevresinin de ele alınması gerektiğini vurgulayarak, “Deprem alt yapıya büyük hasar verir. Türkiye’de olan büyük depremlerde bütün alt yapı tahrip edilmiştir. Dolayısıyla alt yapının deprem dirençli olması lazım. 3’üncü şey de yapı stokudur. Yapı stokunu yaparken mikro bölgeleme esasına göre öncelikle nerede en büyük hasar olacaksa oradan başlanır. Yeni binalar yapılırken de öyle lüks binalara, devasa binalara da gerek yok. Yapı stokundan sonra Van’ı deprem güvenli hale getireceksek çevreyi de ele alacağız. Deprem en büyük çevre felaketi. Van’da olası bir depremde ne kadar malzeme çıkacak, hangi tip malzeme çıkacak, bu malzeme geri dönüşüme tabi tutulabilir mi, nelerde ve nasıl bertaraf edilecek bunların şimdiden belli olması lazım” dedi.
GÖRÜR: VAN’DA DA EKONOMİNİN ÇARKLARI DURDUĞU ANDAN İTİBAREN BURADA NELER OLACAĞINI HESAPLAMAK LAZIM
Görür, ekonomiyi de değinerek sözlerini şöyle tamamladı: “Bir diğer parametre de Van’ın ekonomisi. Mesela İstanbul’da ekonomi çökerse Türkiye’nin diz üstü çökeceğini söyleyebilirim. Ülke ekonomik bağımsızlığını yitirir. Van’da da ekonominin çarkları durduğu andan itibaren burada neler olacağını hesaplamak lazım. Bütün bunları yaptıktan sonra bir kentsel dönüşüm ancak olabilir.”
YAKUT: 23 EKİM 2011’DEKİ DEPREMDE VAN MERKEZDEKİ KAYIT İSTASYONU ÇALIŞMADI VE KAYIT ALAMADI
Panelin ikinci oturumunda Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yakut, “Van’da 2011 yılında art arda iki deprem oldu ve bu depremlerin yer hareketlerini tetikledikleri ortaya çıktı. İlk depremde Van’da hasar olmadı ama 2’nci depremde çok hasar oldu. Bunlar şaşırtıcı noktaydı. 23 Ekim 2011’deki depremde Van merkezdeki kayıt istasyonu çalışmadı ve kayıt alamadı. Bu tabii üzücü bir durum. Çünkü birçok değerlendirmeyi yapamadık. Erciş’te 4-5-6 katlı yapılarda yoğunlaşan bir hasar karşımıza çıktı” dedi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Barış Erdil’in sunum yapmasının ardından panel, soru-cevap bölümüyle sona erdi.