GÜNCEL

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'nin önündeki en büyük tehlikeyi açık açık söyledi!

TBMM'de yeni yasama yılı açılışına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. İsrail'in katliamlarına tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin önündeki en büyük tehlikeyi açık açık söyledi.

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TBMM'nin yeni yasama yılı açılışına katıldı. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail katliamlarına da tepki gösterdi. İsrail'in hedeflerinden birinin de Türkiye olduğunu söyleyen Erdoğan, "Netanyahu hükümeti Anadolu’yu da içine alan bir ham hayal kurmaktadır" ifadelerini kullandı.

"İSRAİL GÖZÜNÜ TÜRKİYE'YE DİKECEK"

İsrail'in hedeflerinden birinin de Türkiye olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Vadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan'dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır. Şu anda bütün hesap bunun üzerinedir. Türkiye içindeki bazı İsrail dostlarının, bazı Siyonist severlerin, gönüllü veya paralı Siyonizm propagandası yapan aparatların anlamadığı işte budur.

"ANADOLU'YU İÇİNE ALAN HAM HAYAL"

Birileri ısrarla görmek istemese de Netanyahu hükümeti Anadolu'yu da içine alan bir ham hayal kurmakta, ütopya peşinde koşmakta, bu niyetini de çeşitli vesilelerle ifşa etmektedir. 7 Ekim'den beri yaşanan her gelişme bu tehdidin boyutunu biraz daha artırmaktadır. İsrail'in Filistin ve Lübnan'daki saldırılarını çok yakından takip ederken Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde bölücü örgütü maşa olarak kullanmak suretiyle nasıl birer küçük uydu yapı kurmak istediğini de çok net görüyoruz."

"SOYKIRIM LÜBNAN'A UZANDI"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsrail terörüne ilişkin önemli açıklamalarından satır başları şu şekilde: "28. dönemin 3. yasama yılına bölgemizdeki sıcak gelişmelerle giriyoruz. İsrail'in Filistin'de, Gazze'de yaklaşık bir yıldır yürüttüğü terör ve soykırım bugünlerde maalesef Lübnan'a uzandı. Dün işgal güçleri Lübnan topraklarına karadan girdiğini duyurdu. İsrail bir yandan Gazze'de soykırım yaparken, bir yandan Lübnan'a terör saldırıları yaparken, aynı anda bölge ülkelerini de kendi ateşine çekmek için her yola başvuruyor, her türlü provokasyonu deniyor.

"DÜNYADAN YETERLİ TEPKİYİ ALMAMAKTADIR"

Burada iki hususun altını çizmek mecburiyetindeyim. Ne yazık ki, bütün bölgeyi ateşe atmayı amaçlayan Gazze'de 17.000'i çocuk olmak üzere 42.000 insanı katleden, şimdi de Lübnan'da katliama başlayan İsrail, dünyadan gerekli ve yeterli tepkiyi almamaktadır. Bunu geçen hafta İsrail saldırganlığının önüne geçmesi gereken Birleşmiş Milletler'in Genel Kurulu'nda da açık ve net şekilde ifade ettim.

"İMHA KAMPINA DÖNÜŞMÜŞTÜR"

İsrail Devleti, Netanyahu isimli bir Hitler özentisinin idaresinde sadece son 51 haftada insanlığa karşı tüm suçları pervasızca işlemiştir. Soykırım, katliam, ırkçılık, ayrımcılık, taciz, tecavüz, işkence, etnik temizlik, gazeteci öldürme, ifade özgürlüğünü yok etme, ibadethaneleri, hastaneleri, okulları bombalama dahil, insanlığa karşı işlenebilecek ne kadar suç varsa tamamı defalarca işlenmiştir. Gözünü kin ve nefret bürümüş bir cinayet şebekesinin elinde Gazze 42 bin masum insanın katledildiği büyük bir imha kampına dönüşmüştür.

"BAZI ÜLKELER BU VAHŞETE ORTAK OLUYOR"

Tüm insanlık adına utanç verici bu tabloya rağmen bazı ülkeler İsrail'e destek vermeye, finansal veya askeri destek sağlamaya devam ediyor. Diğer bazı ülkeler de susmak suretiyle bu insanlık suçuna, bu vahşete maalesef ortak oluyor. Bu önemli günde şunu bir kez daha açık açık söylemek isterim. Ne yaparsa yapsın İsrail, er ya da geç durdurulacak. Kendini dev aynasında gören Hitler nasıl durdurulduysa Netanyahu da aynı şekilde durdurulacak.

Evlatlarının beyaz kefenlerine sarılan anaların, babaların ahı bu zalimleri rezil rüsva edecektir. Ancak sadece İsrail'in değil, bugün Batı'dakiler başta olmak üzere devletlerin alnına yapışan o kara leke asırlar boyunca unutulmayacaktır. Özellikle İslam dünyasının halkları Müslüman olan yöneticilerin, İsrail'in, Filistinlilerden ziyade Müslümanlara yönelik bu terörüne sessiz kalmaları bir ayıp olarak, bir utanç vesikası olarak asırlarca silinmeden kalacaktır.

"NE KADAR DEĞER VARSA HEPSİNİ ÇİĞNEDİLER"

Bakınız, bugün yüreğim yanarak, içim kan ağlayarak söylüyorum. İsrail'in Gazze halkına yönelik soykırımı başlayalı tam 360 gün oldu. 42 bin kardeşimiz kameralar önünde, canlı yayınlarda alçakça şehit edildi. Annelere enkaz altında kalan ciğer parelerinin parçalarını toplattılar. İnsana ve insanlığa dair ne kadar değer varsa hepsini çiğnediler, hepsini ayaklar altına aldılar. Sadece camileri değil, asırlık kiliseleri de bombalarla enkaz yığınına çevirdiler. Ancak bu süreçte ne uluslararası kuruluşlar ne insan hakları örgütleri ne de 2 milyar Müslüman'ı temsil eden devletler bir araya gelip İsrail'e ortak tepki göstermedi.

"ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

Tam 360 gündür bırakınız İsrail'i caydırmayı, bırakınız İsrail'i durdurmayı müşterek bir tavır dahi sergilenmedi. Hamas'ın defalarca kabul ettiğini açıkladığı ateşkese, İsrail'i icbar edecek, zorlayıcı hiçbir adım atılmadı. Oysa herkes biliyor ki, ses çıkartılmadıkça İsrail işgal, istila ve katliam politikasını pervasızca devam ettirecektir. Susmak, vahşeti görmezden, duymazdan gelmek hiç kimseyi, hiçbirimizi, bölgedeki hiçbir ülkeyi, bu soykırım şebekesinin saldırganlığından kurtaramayacak.

Bu tembelliğin, bu ataletin, bu tepkisizliğin, bu duygusuzluğun sona ermesi için Türkiye olarak hakkı cesaretle söylemeye, hakkı savunmaya, zalimler karşısında dimdik durmaya devam edeceğiz. Siyonist lobinin şahsımızı ve hükümetimizi hedef alan itibar suikastlarına asla boyun eğmeyeceğiz."