Dün Şehrivan Gazetesi’nin manşetine yansıyan konudan haberdar olmuşsunuzdur.
Van’da son dönemlerin en büyük rahatsızlıklarından biri olan kargocuların sorumsuzluğu güzel bir başlıkla manşette yer buldu.
Üstelik sadece bir kesimin değil son dönemlerde belki hepimizi ilgilendiren küçük ama önemli bir problemdi bu.
Dile getirilmesi harika oldu.
Neden derseniz?
Bu iş bir hata, ihmal ve benzeri olaylar olmaktan çıkalı çok oldu.
Arada bir olunca, ayda yılda bir olunca yine tolere edebileceğimiz bir noktada iken bir anda çok sıkıcı bir boyuta taşındı.
Bırakın Van’ı, dünyanın her köşesinin karış karış bilindiği, google’nin kameralar ile sokağımızı, evimizin bahçesini bile görüntüleyip haritalara yükleyip yayınladığı bu süreçte kargocu arkadaşlar bizi bulamıyor.
Hadi beni bulamadı.
Komşumu, iş arkadaşımı bulamadı.
Hiç kimseyi mi bulamaz arkadaş!
Kentin en merkezindeki adrese, hatta zaman zaman bir arka sokaktaki adrese bile gitmekten imtina eden bu arkadaşlar bildiğiniz ‘alıştılar’!
Yalan konuşuyorlar!
Sorumsuz davranıyorlar!
Haksızlık, hukuksuzluk ediyorlar!
Parasını verdiğimiz ürünü ve taşıma bedelini hiçe sayıp insanları ‘enayi’ yerine koyuyorlar.
Sizler de yaşamışsınızdır.
Daha önce geldiği adresi “Bulamadık” diye es geçen, kapıya not bıraktığını iddia edip eve bile uğramayan bu kargo firmaları şu sıralar yalanda işi iyice abarttılar!
Hiç gelmeden otomatik bir mesaj atıyorlar.
Daha sonra da size mesaj atıp gelip bulmadığını söyleyip sizi şubeye çağırıyorlar.
Bazen hiç onu da yapmıyorlar.
Siz bir süre sonra kargonun sizden habersiz geldiğini, gittiğini, kaybolduğunu falan farkediyorsunuz.
İş işten geçmiş oluyor.
Sonra bir sürü uğraşıyorsunuz.
Bir ürün için dünya kadar prosedür işleniyor.
Bazı zamanlar parınız uçup gidiyor!
Bu kadar kolay mı yahu?
Her şey bu kadar ucuz mu…
Bu kargo firmaları neden bu kadar başı boş?
Bu firmalar böyle herkesi enayi yerine koyup “Gel kargonu al, almıyorsun alma” rahatlığını ne zamana kadar sürdürecek.
Taşıma parasını ödeyen vatandaş bu adamların sıkıntıları ile uğraşmak zorunda mı?
Bence kimse buna mecbur değil.
Üstelik bu mağduriyeti yaşadıktan sonra sitelerle, firmalarla, kargo şirketinde çalışanlarla, konuşmaya bile tenezzül etmeyen sorumlularla, genel merkezle, cevap vermeyen çağrı merkezleri ile muhatap olmaya hiç mecbur değil.
Sonrasında ise hukuki işlemler…
Bu da işlerin daha uzun süre devam etmesinin sebebi.
Bir çok vatandaş bunları yaşayacağına “Kim uğraşacak ya” deyip boş veriyor!
Oysa böyle olmamalı!
Buradan Vanlı hemşerilerime çağrı yapıyorum.
Boşvermeyin.
Ne bu konuyu, ne de haksızlığa uğradığınız diğer konuları kulak arkası yapmayın.
Hakkınızı arayın.
Bakın haberden sonra Şehrivan’a konuşan hukukçular açık açık izah ediyor.
“Hakkınızı arayın, alırsınız” diyorlar.
Ne diye bu insanlara yedireceğiz ki?
Biz boşverdiğimiz için rahat davranıyorlar.
Artık dağıtım işini bile yapmıyorlar.
Resmen kargo işini Van’da self-servise’e dönüştürdüler.
Böyle olmaz!
Biz buna ‘He’ dedikçe iyice işler başka yere varıyor!
Başka şehirlerde böyle mi?
Hiç inanmıyorum.
Hakkını arayan vatandaşa böyle yapmıyorlar.
Ama Vanlı olunca, “Salla gitsin”
Nasılsa uğraşmaz.
“İşi nedir, gelsin alsın kargosunu” diyor çalışan!
“Ben mi uğraşacağım sanki”
Tabi niye uğraşsın ki
Biz taşıma parasını verelim onlar buna karşılık bizi ‘enayi’ yerine koysun.
Ne güzel memleket!
Yapmayalım.
Hakkımızı, hukukumuzu çiğneyen kimseye izin vermeyelim.
Biz verdikçe daha kötü olacağız.
Naçizane bir tavsiye.