Geçen yıl uçuşa geçen kira fiyatlarıyla başlayan barınma krizinin, bu yıl daha da büyümesi ve eğitim hayatını sekteye uğratması bekleniyor. Üniversite sınav sonuçları açıklanan, ay sonunda da tercih yapmaya başlayacak gençleri okul ve barınma ücretlerinde büyük zamlı fiyatlar bekliyor.
Bu yıl özel okulların ortalama yıllık ücretleri yaklaşık yüzde 90 oranında zamlanırken; devlet ve özel yurtların fiyatları ise geçen yıla göre yüzde 40-70 aralığında arttı. Özel okulların ortalama yıllık ücretleri bu sene 80 bin bin TL’den başlayıp 380 bin TL’yi aşıyor. Devlet yurtlarının yıllık ücretleri ise 4 bin TL ila 10 bin TL aralığında değişirken; özel yurtların yıllık ücretleri 35 bin TL’den başlayıp 120 bin TL’ye çıkıyor.
AYLIK EN AZ 3 BİN 500 TL
Bu, devlet yurdu çıkmayan bir üniversite öğrencisinin özel yurtta çoklu odalarda kalsa bile aylık en az 3 bin 500 TL ödemesi demek.
Tek kişilik bir odada kalmanın aylık ücreti ise bu yıl 7 bin 500 TL ila 12 bin TL aralığında değişiyor.
Öğrenci eve çıksa, kira bedellerinin geldiği seviyeden dolayı evin tek bir odasının bile 2 bin 500 TL’den kiralanması gibi sorunlarla karşılaşıyor.
Buna bir de yüksek gıda enflasyonuyla kabaran günlük yemek ücretleri eklenecek.
Sozcu.com.tr’ye konuşan Tüm Yurt ve Özel Barınma Hizmetleri İşverenleri Sendikası Başkanı Umut Gezici, fiyatların geldiği seviyeden dolayı üniversiteyi kazansa da gidemeyecek olan ya da kaydını donduracak öğrencilerin sayısında bu yıl patlama yaşanmasını beklediklerini anlattı.
‘OTEL İŞLETMEK DAHA ZAHMETSİZ’
“Bu yıl öğrencileri daha zorlu bir yıl bekliyor” diyen Gezici, “Yeni eğitim öğretim yılında bir özel yurda verilecek minimum ücret, yıllık 35 bin TL. Bu ücretler 3-4 kişilik odalar için geçerli. Yıllık ücret bazı yurtlarda 120 bin TL’yi buluyor” dedi.
Gezici, “Geçen yıl yıllık yurt ücretleri 25 bin liradan başlayıp 80-90 bin TL’ye çıkıyordu” diye konuştu.
Sozcu.com.tr’ye konuşan Tüm Yurt İşverenleri Sendikası (TUYİSEN) Sözcüsü Funda Gökgöl ise, yurt oda fiyatlarını belirleyen giderlerin kahvaltı, elektrik, su, internet, temizlik hizmeti, güvenlik ve hizmet sunulan binanın kirası olduğunu, bu giderlerin de çok ciddi zamlandığına vurgu yaptı.
“İnanın, yurt işletmeciliği artık çok para kazanmayı hedefleyen kişilerden ziyade idealist ve eğitime hizmet etmekten mutlu olan insanların gönül bağı ile yaptıkları iş oldu” diyen Gökgöl, “Otel, pansiyon işletmek çok daha kâr marjı yüksek ve zahmetsiz” dedi.
BİR DE AYLIK BESLENME GİDERİ VAR: EN AZ 3 BİN TL
Öğrencileri bekleyen zorluklardan bir diğeri de beslenme giderleri.
TÜİK verilerine göre, haziranda gıda enflasyonu yıllık bazda yüzde 81,1 artmıştı. Sendikaların hesaplamalarına göre ise bu artış yüzde 100’ü aşmış durumda.
Yıllık yurt ücretinin içerisine kahvaltı da dahil ancak öğle ve akşam öğünleri öğrenciye ait.
Tüm Yurt ve Özel Barınma Hizmetleri İşverenleri Sendikası Başkanı Umut Gezici, bir öğrencinin günlük yiyeceği iki öğün yemek fiyatının yemekhanede yaklaşık 100 TL olduğunu, dışarıda 80 liradan alınan tek bir öğünün yurtta 50-60 TL’ye bulunabildiğini aktardı ve böylece aylık en az 3 bin TL’nin de beslenme ücretine gideceğine işaret etti.
‘KAZANIP, OKULA GİDEMEYECEKLERİN SAYISI ARTACAK’
Gezici ayrıca, üniversiteyi kazansa da maddi olanaksızlıklar nedeniyle gidemeyen öğrencilerin her yıl olduğunu, ancak son dönemde artan pahalılıkla bu sayının katlanarak arttığına dikkat çekti.
“Geçen yıl birçok öğrencinin maddi imkansızlıklar nedeniyle okuluna devam edemeyip evine döndüğüne tanıklık ettim” diyen Gezici, “İTÜ’de mühendislik kazanan bir genç mesela, okuluna gidememişti. Sadece benim bu durumuna tanıklık ettiğim öğrenci sayısı 50-60 idi. Bu sene bu sayının 300’e çıkacağını tahmin ediyorum” dedi ve şöyle devam etti:
“Kazanan öğrencilerin yaklaşık yüzde 4-5 kadarının maddi olanaksızlıklar yüzünden okula gidemediğini ya da kaydını dondurmak zorunda kaldığını düşünüyoruz. Bu sene bu rakamın 2-3 katına çıkmasını öngörüyoruz.”
‘DAHA UYGUN FİYATLILAR KAÇAK FAALİYET OLABİLİR’
Öte yandan Gezici, pahalılığın yanı sıra öğrencileri bekleyen olumsuzluklardan birinin de kaçak faaliyet gösteren yurtlar olduğu konusunda uyardı.
Gezici, buraların daha uygun fiyatlı olduğu için ailelerin ilgisini çektiğini ancak uyuşturucu satıcılarının kol gezdiğinin sonradan anlaşıldığını vurguladı.
Gezici, bu konuda ailelere şu uyarılarda bulundu:
“Üniversite önünde herkes broşür dağıtıyor. Aymaz bazı kişiler bu broşürlerin üzerine MEB’in logosunu da koyabiliyor. Aileler muhakkak, o yerlerden Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan alınmış olması gereken belgeleri istesinler.
Her kurumun kapısının önünde barkod olması lazım. Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan işletme ruhsatı olması lazım. Bu resmi belgeler yoksa çocuklarını o kurumdan uzak tutmalılar.
Buralar uyuşturucu tacirlerinin çok sevdiği yerler. Öğrencilere kötü alışkanlık kazandırmalarının yanı sıra buralar dönem ortasında kapanabiliyor ve ortada kalan öğrencinin mağduriyeti büyüyor.”