Van’ın içinde bulunduğu ekonomik darboğaz hepimizin malumu.
Deprem ve sonrası yaşanan süreç, ülke genelindeki duruma ek olarak Van’ın yaşadığı yerel ekonomik kriz kenti çok yıprattı.
Fakat depremden sonra devletin dört bir koldan yatırım yaptığı, yaraları sardığı, (eski parayla) trilyonlar aktardığı Van’da gözden kaçan bir detay vardı.
O da deprem sonrası yaşanan psikolojik travmalar gibi depremin hemen ardından değil de bir kaç yıl sonra ortaya çıkan bozukluklar ile eşdeğer bir durum olan: artçı ekonomik kriz atakları.
Van tıpkı artçı depremler gibi depremden bu yana aralıksız süren kriz atakları yaşadı.
Fakat bunlar açılan krediler, yapılan destekler, İranlıların gelişi ve benzeri şekillerde kontrol altında tutuldu.
Fakat gizliden bir kriz olduğu, o travmanın devam ettiği hepimizin bildiği bir durum.
İşte bu durumdan kurtulmak için depremin üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen hala Van’da ‘can suyu’ bekleyen esnaflar var.
Halen toparlamak için ‘bir el’ bekleyen binlerce insan var.
Bu isimler devletin genelde verdiği destekleri afet sonrası süreçte kendileri için biraz daha yerele evirilmiş haliyle görmek istiyor.
***
Örneğin tarihi vergi indirimi söz konusu olduğunda.
Tüm Türkiye’de yüzbinlerin belki de milyon esnafın faydalandığı tarihi vergi ve diğer aflardan Van faydalanamadı.
Niye? Çünkü halen mücbir sebep hali yaşanan bir kent.
Bu mücbir sebep Van’da halen deprem sonrası krizin yaşandığının devlet eliyle de teyit edildiğinin kanıtı.
Devlet burada bir kriz olduğunu biliyor ki bu insanlardan vergi, prim almıyor değil mi?
O halde bu tarihi afta Van’a ayrı bir parantez açmak gerekmiyor muydu?
Açılmadı... Van da 18 ayda 6 yılın borcunu ödeyecek ışığı görmediği için bu topa girmedi. Sonuç: vergi, prim borçları olduğu gibi kaldı.
Şimdi mücbir sebep sürüyor. Bitince ne olacak?
Ya büyük bir kriz. Ardından ekonomisi çöken bir kent.
Ya da tedbiri alınarak kısmi af, uzun vadeli faizsiz bir taksitlendirme çözümü ile krizi hafifletme desteği.
En önemlisi ama en uzak duranı ise kökten çözüm: Vergi Terkini.
Ama şimdiden buna bir reçete yazmak lazım.
Aksi halde travmamızın önü alınmaz.
***
Sezar’ın hakkı Sezar’a.
Devlet Van depreminde şimdiye kadar hiç bir afette yapılmamış olanları yaptı.
Kim ne kadarını gördü, herkesin görüşü kendine.
Ama doğru afet yönetimi, hızlı bir yeniden ayağı kaldırma ve yeni bir Van kurma adımları çok iyiydi.
Bu süreçte AK Parti belediyeleri olmamasından kaynaklı adımlar eksik kaldı. Ama çok şey yapıldı.
Çok şey yapılırken her şey de doğru yapılmadı tabi.
Yapılanları saymaya kalkmayalım. Ama eksik kalan ayaklardan biri yerel esnafı ayakta tutma.
Yerel esnaf her şeye rağmen direndi.
Kredi çekti, mal sattı, mülk sattı, ipotek etti. Ne yaptı etti, direndi. Direnmeye de devam ediyor.
Fakat krizi atlatamadı.
Devlet bunun için de zaman zaman krediler, KOSGEB destekleri vs çıkardı. Afet sonrası KOSGEB destekleri ilaç gibiydi. Çok kişiyi Van’dan temelli ayrılmaktan alıkoydu.
Fakat sonraki desteklerde sıkıntılar vardı.
Bunlardan birisi son dönemlerde verilen 50 bin TL’lik faizsiz destek kredisi.
***
Van gibi bir kente ilk paketten sadece 100 civarında kişiye verilen KOSGEB kredisi tepki almıştı. Genelde de sayı 15 bin idi zaten.
Hükümet farkına vardı. 2017 için yeni paket açtı hemen. Başvuran herkes faydalancak denildi.
Burada herkesin faydalanmasının yanında mutlaka faydalanması gerektiği konusunda Van’da herkes gerçekten herkes olmalıydı.
Ama bakıyoruz şu ana kadar yine adile olmayan bir dağılım var sanki.
İhtiyaç sahibine yok...
İşini kurtarmak isteyene yok....
Kredi ile vergi borcunu, SGK borcunu kapatmak isteyene yok...
Peki kime var 50 bin TL’lik faizsiz destek.
Tuzu kuru olan.
Borcu olmayana.
Parayı alıp hesaba atana, karına kar katacak olana.
Olacak iş mi Allah aşkına?
Bunu özellikle bizim Van KOSGEB’in biliyor olması lazım.
Burada kentin esnafına bir can suyu olması gerektiğini yukarıya iyi anlatması lazımdı.
Ama kredi verilecek kişilerin belirlenmesi sürecinde de, bankaların kredi çıkana ödeme yapma sürecinde de büyük sıkıntılar var.
Bu insanlara, bu kente bunu yapmayın ağalar.
Kimisi için az ama Van için büyük bir meblağ olan 50 bin TL’lik bu faizsiz kredi için insanları günlerce, haftalarca koşturduktan sonra bu hakareti yapmayın!
Devlet her bir 50 bin TL’lik kredi için 20 bin TL’ye yakın bir faizi cebinden bankaya ödüyor.
Bankalar Vanlıları süründürüyor.
Ha madem öyle, Feridun Irak’ın baştan beri söylediği bir çözüm var.
Bu desteğin sadece faizini bankaya ödemek yerine vatandaşa hibe edin.
O bile vatandaşa nefes aldıracaktır.
Ama kamuoyunda sıkça konuşulduğu gibi bir yerlerde yanlış hesaplar, yanlış görüşmeler, adamcılık oynanıyorsa.
Bunu Allah kabul etmez.
Van’a ve bizlere bu hakareti yapmayın efendiler.
Yazıktır, günahtır...
Vebabi büyüktür...
Bilesiniz...