BİRLEŞTİRİLMİŞ SINIFLI KÖY OKULLARI

Abone Ol

          Aslında başlığımız ‘’ birleştirilmiş sınıflarda yaşanılan sorunlar’’ veya ‘’ birleştirilmiş sınıflarda sorunlar ve çözümleri’’ olabilir ama değinmeye çalışacağımız konular bunların tamamını kapsayacaktır. Bir gün birleştirilmiş sınıflarda eğitim veren bir öğretmen arkadaşım beni aradı; önce başladı ders planının nasıl yapıldığı ile ilgili sorular sormaya, ben cevap verdikçe soruların sayası giderek artıyordu; sınıf defteri nasıl doldurulur? Nöbet nasıl tutulur? Evraklar nasıl kayda geçirilir? Ders planında hangi derslerin hangi saatlerde işlenildiği? ... Gibi soruların ardı arkası kesilmiyordu.  Üniversiteyi araba motoru ustası olarak okumuş ve daha sonra ünlü bir araba markasının servisinde ustalık yapmış bir arkadaşımızdır. Arkadaşımız eşinin öğretmenlik tayini buraya çıktığı için o da bu vesile ile buraya gelmiş ve ücretli öğretmenlik başvurusu yapmıştır. Arkadaşımıza birleştirilmiş sınıfların olduğu bir köyde görev verildi. Çok iyi niyetle, istekli ve hevesli bir şekilde okula başlayıp okulun birçok eksiğini kendi imkânları ile çözdü, buna bizzat ben şahidim ama işin öğretmenlik kısmı ile ilgili gerekli eğitimi alamadığı için, işin bu kısmında çok zorlandığını gördüm neredeyse haftanın her günü, yukarıda bahsettiğim şekilde irtibat halinde oluyorduk.

          Öncelikle işin daha iyi anlaşılması için kendi yaşadıklarımızdan ve şahit olduğumuz sorunlardan bahsedelim. İşin akademik kısmını profesör hocalarımıza bırakalım. Birleştirilmiş sınıflar ile ilgili bildiğimiz kesin bilgilerden biri ülkemizin belli bir bölgesinde değil, neredeyse tüm bölgelerde mevcut olmasıdır.  Eskiye nazaran birleştirilmiş sınıfların olduğu köylerin sayısı azalmıştır, artan nüfus ve imkânlar dâhilinde köy okulları büyütülmüş ve normal sınıf düzeyine çıkarılmıştır, hatta ortaokul kısmının da açılmasına kadar gidilmiştir. Şu anda mezra dediğimiz az nüfuslu yerlerde bu okulların çoğunlukta olduğunu bilmekteyiz. İşin daha da tersi daha önceden kalabalık olan ve normal sınıflı okulların bulunduğu birçok köy okulu da göçler nedeniyle birleştirilmiş sınıflar seviyesine kadar nüfus azalması olmuştur. Bu tur yerlerde okulların olmasının zorunlu olduğunu biliyoruz ve bizim için önemli olan buralarda okul olmasıdır. Okulun şekli, yapısı, düzeni… Bunlar sonraki adımlarımız olacaktır. Başta devletimiz olmak üzere hepimize düşen görev; sağlıklı ve öngörülür planlar yapmak ve yapılacak planlara bilgi yönünden destek olmaktır.

          Çevremizde de yukarıda değindiğim türde, benzer durumda bulunan okullarımız var. Burada karşımıza çıkan en önemli sorunlardan biri birleştirilmiş sınıfların bulunduğu köylere öğretmen gönderimidir. Ulaşım, kalacak yer ve sosyal imkanlar yönünden genellikle yetersiz köylerdir buralar ve  öğretmen arkadaşlarımız genelde bu tur yerlerden uzak durmaya çalışırlar. Bunların neticesinde;  ya ücretli öğretmen ya da öğretmen çıkışlı olmayan ücretli öğretmen arkadaşlar görevlendirilir. Genelde oralara atanmış arkadaşlarımız bayan ise ve özellikle tek başına ise oralarda çalıştırılması doğru bulunulmaz ve merkeze çekilir. Bu durum güvenlik ve bayan arkadaşların tek başına köyde kalmaktan korkmaları nedeniyle yapılabilir bir uygulamadır. Bunun dışında genelde bir yerlerde tanıdığı olanlar; erkek, kadın fark etmez kendilerini bu tur köylerden aldırtıp güzel yerlere geçebiliyorlar.

           Değinmeye çalışacağım en önemli konulardan biri ulaşım ve ekonomi bağlantısıdır. İmkânlarının kısıtlı olması sebebiyle buralara atanan öğretmen arkadaşlarımızın köylerdeki öğretmen lojmanlarında kalması daha ekonomik oluyor çünkü merkeze gidip gelmeler hem zaman hem de ekonomik yönünden çok büyük sorunlar yaratabilir. Bakanlığımız da buna en doğru çözümleri bulmak için öncelikle orada kalabilecek ve kalmaya gönüllü olabilecek kişileri seçmeye çalışıyorlar. Erkek öğretmenlerin oralara atanması oralarda kalıp görev yapması çok büyük problem teşkil etmemektedir ama kadın öğretmenlerde olası her olumsuzluk çok ciddi bir şekilde hesaplandığı için buralarda çalışılması çok faydalı olmayabilir.

           Atanmadan önce hepimizde aynı görüş vardı; ülkemizin neresi olursa olsun atanayım gidip görev yaparım düşüncesi ile tercih yaparız. Ama heyecanlı bir şekilde gelip kısa bir sure sonra buralardan kaçma bahaneleri üretmeye ve bu bahaneleri olumlu sonuçlandırmak için her yola başvurmaya çalışırız. Bizim bu sorunları ekleyebileceğimiz onlarca sorunları olabilir ama bu bize fayda vermeyecektir. İnsanını ve öğrenmenin olduğu bir yerde sorunlar vardır ve asla bitmez. Birçok yerde öğretmenin 40 dakikalık dersi bölme konusunda sorunlar yaşayabileceği yazıyor, doğrudur ama devletin bir öğrenci için bir öğretmen ataması pek olası bir durum olmayabilir, hatta biraz ütopik bir görüş te olabilir. Bu işin eğitimini almış öğretmenler çok rahat bir şekilde bu zaman yönetimi konusundaki sorunların üstesinden gelebilirler. Ders kitaplarının içeriği ile ilgili sorunlarda karşımıza çıkıyor, bunlar da kalıplaşmış fikirlerdir çünkü öğretmen arkadaşlarımızın tamamı çok iyi biliyor ki kitaplardaki belli konuların dışında diğer birçok içerik bulunduğu bölgenin koşullarına uyarlanabilir durumdadırlar, yeter ki önyargılı ve fikirlere karşı kapalı olmayalım.

          Birleştirilmiş sınıflar ile ilgili hazırlanan dersler kitapları ve ders içerikleri ile ilgili sorunlar önemli olabilir ama çözümü kolay sorunlardır bunlar. Bizim için daha önemli sorunlar var; bu tur küçük yerleşim birimlerinde okullar olmazsa buralara uygun eğitim düzenlemeleri yapılmazsa ortaya çıkabilecek sorunlara da millet olarak hazırlıklı olmamız lazım. Ortaya çıkabilecek muhtemel sorunları açıklayacak olursak; en önemli sonuçlarında biri köydeki çocukların büyük çoğunluğunun eğitimden uzak kalacak olmasıdır. İmkânları olanlar, maddi durumu yerinde olanlar bu duruma karşı çözüm üretebiliyorken; yani şehirlerdeki okullara, komşu köydeki okullara ya da YİBO lara gidebiliyorlar. Bu durumun aksine, durumları uygun olmayanlar ise çocuklarını okutmamaktadırlar; özellikle kız çocukları eğitimden tamamen uzak kalabilmektedir. Erkek çocuklar ise köydeki iş yoğunluğu nedeniyle köyün dışında olan herhangi bir okula gidememektedirler. Bir diğer önemli sorunlardan biride; ailelerin zorunlu bir şekilde göç etmeye mecbur kalacak olmalarıdır. Bulundukları yerlerde uygun eğitim olanaklarını bulamayan aileler, topraklarını bırakıp başka şehirlere göç etmek zorunda kalabiliyorlar. Bu tur göçler meydana geldiğinde yani aileler topraklarını terk ettiklerinde  kısa vadede bir sorun gözükmese de uzun vadede üretimin aksaması ve çarpık kentleşmelerin ortaya çıkmasına varan sonuçlar ortaya çıkacaktır.

          Son olarak birleştirilmiş sınıflı köyler hakkında değinmek istediğim birkaç çözüm yolu olacaktır. Burada değineceğim bazı çözümlerin yanlış anlaşılmaması ve farklı yönlere çekilmemesini istiyorum ve bunun için sözlerime dikkat ederek yazacağım. Birkaç evin olduğu mezraların ya yakın bir köye ya da bağlı olduğu ilçe merkezine alınıp bu tur ufak köylerin boşaltılmasının daha doğru bir karar olacağını düşünüyorum. Şöyle bir tepki olabilir ‘ peki bu insanların sahip olduğu topraklar ne olacak? ‘’ aslında bu topraklara hiçbir şey olmayacaktır, sahipleri gene o topraklarını hatta yerleşim olarak kullandıkları yerleri bile tarla olarak kullanabilirler. Zaten bu mezraların bağlanılacağı köy ve ilçelere çok uzak yerler değildir, her köylü gibi onlarda gidip o topraklarını işleyebilirler. Bu şekilde çözümler olduğu zaman hem kimsenin kalbi kırılmamış olunacak hem de birçok konuda tasarruf ta sağlanmış olunacaktır.