Almanya, hem siyasi hem de ekonomik alanlarda zorlu bir dönemden geçiyor. Üçlü koalisyon hükümeti içinde mali politikalar ve enerji stratejileri üzerine anlaşmazlıklar büyürken, Başbakan Olaf Scholz liderliğindeki hükümet, koalisyonun geleceği konusunda baskı altında.
Öte yandan, enerji krizi ve yüksek enflasyon, ekonomik daralmayı tetikledi. 2023 yılında yüzde 0,3 oranında küçülen ekonomi, Almanya’yı Avrupa’da zayıflayan bir güç haline getirdi. Uzmanlar, çözüm için ortak bir siyasi irade ve uzun vadeli ekonomik reformların gerekliliğini vurguluyor.
TRT Haber’in sorularını yanıtlayan Alman Bilim ve Siyaset Vakfı Dış Ticaret Politikası Uzmanı Jens Bastian, ”Almanya'daki ekonomik krizin birçok sebebi var. Örneğin Rusya Ukrayna Savaşı. Bu durum, Almanya'nın enerji politikası üzerinde etkiler bıraktı. Ayrıca, Alman ekonomisi ve toplumunda hâlâ kendini gösteren COVID-19 krizinin etkileri de devam ediyor” dedi.
Bastian, bu durumun birçok şirketin Almanya'daki yatırım kararlarını durdurmalarına yol açtığını belirtti.
Almanya ve AB'deki diğer ülkelerin bir blok olarak birlikte ara buluculuk yapması gerektiğini belirten Alman siyaset uzmanı, “Türkiye'nin, belirli alanlarda ara buluculuk yapabileceğini gösterdiğine inanıyorum; örneğin, esir değişimi konusunda olduğu gibi. Ayrıca o dönemde Türkiye'nin yardımıyla Ukrayna, Birleşmiş Milletler ve Rusya arasında yapılan tahıl anlaşması da buna bir örnek. Burada, farklı aktörlerin ara buluculuk rolünü üstlenmesi gerektiği açıkça görülüyor” dedi.
“TÜRK EKONOMİSİNDE GELİŞMELER OLUMLU”
Türkiye, uyguladığı ekonomi politikalarıyla dikkat çekiyor. Enflasyonu kontrol altına alma hedefinde ilerlenmesi, uluslararası yatırımcıların yeniden güvenini kazanmaya başladı. Özellikle savunma sanayii ve yenilikçi teknoloji yatırımları, Türkiye'yi bölgesel bir ekonomik merkez haline getiriyor.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Jens Bastian, “Ekonomi Bakanı Şimşek tarafından başlatılan bir ekonomik politika değişimi var. Bunlar olumlu gelişmeler. Birçok yabancı yatırımcının Türkiye'ye olan güvenini kazandı. Türkiye'nin Çin'in radarında olduğunu görüyoruz. Diğer yandan ise Türkiye'nin yenilikçilik kapasitesiyle, özellikle Togg örneğiyle elektrikli otomobiller bağlamında Çin için ilgi çekici hale geldi.
Rusya-Ukrayna savaşı, Almanya'yı enerji ve ekonomi politikalarında ciddi şekilde etkiledi. Rus doğalgazına olan bağımlılığın azalması için atılan adımlar, enerji fiyatlarının yükselmesine ve sanayi sektöründe maliyet artışlarına yol açtı.
Bu durum, tedarik zincirleri ve üretim ağları gibi temel unsurları içeriyor. Çin, bunun için şimdi Türkiye'de büyük ölçekte yatırım yapmaya hazırlanıyor.” diye konuştu.