BİRAZ KONUŞABİLİR MİYİZ?

Abone Ol

Van’da büyük umutların bağlandığı Güç Birliği bugün 4’üncü kez toplanıyor.

Bu kez toplantı başlığı ‘Kültür, Turizm ve Sanat’.

Gerçekleştirilecek olan bu toplantıda da diğerleri gibi yine yaşanan gelişmeler nedeniyle gecikmeli olarak gerçekleşiyor.

Daha önce de gerçekleşmesi planlanan toplantılar bölgede bir türlü suların durulmaması, çatışmalar, saldırılar ve benzeri nedenler ile ertelenmişti.

Kültür ve Turizm başlığı altında yapılacak olan toplantı da diğerleri gibi aslında çok daha öncesi için planlanmış ve Kültür ve Turizm Bakanının katılımıyla gerçekleştirilecekti. Fakat yaşanan olaylar nedeniyle oldukça gecikmeli olarak gerçekleşiyor...

Yine de hayırlısı. Sonu güzel olsun.

 

***

Güç Birliği Van’ın çokça tartışılan bir başlığı aslında.

Heyettekiler, katılmayanlar, katılmayıp eleştirenler, dışarda eleştirip toplantıda konuşmayanlar, toplantıda konuşup bir şey söyleyemeyenler. Heybesinde ciddi mevzuları barındıran bir buluşma bu.

Bunun üzerinde durmuyoruz...

Bir şeyler yapmaya çalışan bir oluşumdan bahsediyoruz.

Ve bu oluşum ilk meyvesini Kapıköy meselesinin nihayete erdirilmesinde verdi. Bu toplantıda oluşturulan lobi faaliyetleri Kapıköy’ün yeniden inşasında ciddi etki oluşturdu. Emeği geçenler sağolsun.

Evet ama yetmez!

Bu toplantıların önemli başlıklarından birisini ‘Ulaşım’ başlığı altında yine Çevre Yolu oluşturmuştu. Bu konuda da yine Ankara’da ciddi girişimler yapıldı. En son yetkinin belediyelerden alınıp bakanlık vasıtasıya bu işin çözüleceğini bizzat Beşir Atalay söyledi. Hatta bu ay için bakanlar kurulu kararı müjdesi verip Eyül-Ekim ayı için taahhütte bulundu. Gözümüz bugünkü toplantıda artık nihai müjdenin verilmesinde. Zira Van ekonomisinin kilit durumda kalmasında ve Kapıköy’ün istenilen şekilde yol almasında yine olayı çözecek hamle Çevre Yolu olacak.

Bunun dışında o dönemki kalkınma bakanı Cevdet Yılmaz’ın da katıldığı toplantıda da dile getirilen Vergi Terkini meselesi var. Van’ın 3-5 ana sorunundan en önemlisi.

Vergi, prim affında zaman daralıyor.

Vanlı bu aftan faydalanıp ödeyemese de faiz affından mı yararlanacak yoksa vergi terkinini mi bekleyecek bilemiyor. Birilerinin Van’daki mükellefe bir şeyler söylemesi gerekiyor.

Bildiğim bu.

 

***

Bugün Kültür ve Turizm konuşulacak.

En az diğer başlıklar kadar önemli.

Son dönemlerimizin hatta en çok tartışılan konusu.

Nedenine gelelim?

Dedim ya 3-5 önemli ve hayati sorunu olan Van’da tüm konular da bağlantılı. Yani birisini çözmek yetmiyor. Mutlaka tümden çözüm yaklaşımı sergilenmeli.

 

-Kapıköy şart. Temeli atıldı, çözümü yakın.

-Vergi borçları ile ilgili artık bu işin adı konulmalı. Ya ödenecek ya da ödenmeyecek. Bunun karırı verilmeli.

-Çevre Yolu artık tamamlanmalı. Kapıköy’e giden yol da Van’ı Şırnak’a, Van’ı Habur’a bağlayan yol da Çevre Yolu’ndan geçiyor.

 

***

Bunlar öncelikli... Devamı da var.

Hepsinin temelinde yatan çözüm süreci konusuna girmiyorum bile. Halimiz ortada!

Her patlamalar, her gün saldırılar, her gün şehit haberleri...

Yürek kaldırmıyor artık.

Teşvikten de, paradan da önce barış ve huzur gerekiyor.

Huzurumuz yok...

 

***

Huzurumuz olmadığı gibi ekonomimizin temel taşına da huzur vermiyoruz artık.

Malum konu kültür ve turizm.

Van’ın şu sıralar ekonomisinde sıcak para akmasındaki tek etken ne diye sorayım?

Siz, İranlı turistler diye cevap verin.

Peki ne durumdayız!

Dibe vurduk.

Nedeni?

Her bayramda, seyranda, tatilde Van’a gelen İranlılara gelecek sebep bırakmadık.

1’i 5’e satma alışkanlığına hiç girmiyorum bile.

Ama son bir kaç yıldır Van’da her İranlı akını gerçekleştiği dönemde ya bir saldırı oldu ya Van karıştı. Birincisinde önemsemediler, ikincisinde ‘bir şey olmaz’ dediler, üçüncüsünde İran hükümeti ‘Gitmeyin’ demesine rağmen geldiler. Dördüncüsünde Kapıköy’de ‘mülteci’ muamelesi gördüler. Buna rağmen geldiler.

Ama 5’incisinde artık ölümle bu kadar yakınken vazgeçtiler.

Son saldırı da yine 4 İranlı turist bombadan dolayı yaralandı.

Haliyle Erzurum’a kaçıyorlar. Gayri kimse durmaz oldu buralarda...

 

***

O yüzden diyorum ki bu hal, bu vaziyet konuşulmalı.

Son 5-10 yıldır Valilerinden, Van TSO’suna, turizmcilerinden üniversitesine kapı kapı dolaşılarak Van’a gelmeye ikna edilen İranlıların Van pazarından gitmemesi gerekiyor. Bölge idare mahkemelerini kaptırdık bari Van esnafının can suyunu kaptırmayalım Erzurum’a!

 

***

Başka ne konuşalım?

Van Kalesi’ni konuşalım örneğin...

Kale eteğindeki Gülistan bahçesi niye oldu Külistan?

Van Kalesi’nin ışıkları neden söndü? Urartulara başkentlik yapmış dünyanın 10 eski şehrinden birisi olan Van’ın eski Van’ın ihtişamının kaynağı neden akşamları karanlığa gömülüyor? Soralım, tartışalım, konuşalım bunları...

Bakın UNESCO dünya miras listesinde olan bir kaleden bahsediyoruz.

Adamlar yarın öbür gün mirası bu halde gördüklerinde bize ‘İçiniz kararmış be!’ demezler mi? Van’a yakışmıyor...

Sonra göl kirliliğini konuşalım, yüzümüzü dönemediğimiz Van Denizi için neler yapılabilir bunu konuşalım.

Akdamar Adası’nda 100 yıl sonra başlayan 6 yıl sonra terör kurbanı olan Akdamar Ayin’lerini konuşalım. Hiç olmasa Van’a her yıl Eylül ayında binlerce turistin gelmesine katkı sunuyordu. Tamara efsanesi yine adada kendi kendisine kapalı gişe oynuyor... Gören duyan yok...

Martıların koruduğu Çarpanak Adası’nı konuşalım.

Ne zamana kadar devam edecek sahipsizliği? Yoksa onun kaderi de ahırlara dönüşen Yedi Kilise’yi mi benzeyecek? Benzemesin.

 

***

Bu ay gerçekleşmesi beklenirken saldırıların kurbanı olan Uluslararası Turizm Fuarı’nı konuşalım. O da mağdur, tıpkı bizim gibi. Van’a bir bir kayıplar yaşatan bu sorunu da konuşalım.

Güç Birliği’nde güçlü isimler var. Hem barışı konuşalım hem turizmi. Çok mu sanki?

Hem huzurlu hem de mutlu bir kent olmayı hak etmiyor muyuz?

Kritik bir süreçteyiz. Konuşalım. Konuşmaya, kentin geleceğini inşa etmeye ihtiyacımız var.

Van’ı hal-i pür meali ortada. Şimdiye kadar geçen süreci şöyle bir göz önüne aldığımızda çözüm için istişarenin, güçlü bir ses vermenin, çözüm istemenin fayda ettiğini gördük. Kapıköy en iyi örnek. Bir mücadele ürünüdür Kapıköy.

Devamı da gelmeli. Çünkü daha konuşacak çok şey var. Çözmek için iyi konuşmak gerek. Yapılanları konuşmaya da gerek yok. Kurumlar kendilerini övmesin yapılmayanlar konuşulsun.

Van’ın kültürüne, turizmine sadece Valiliğin sahip çıkması ile bu işlerin olmayacağını konuşalım. Hani Büyükşehir olmuştuk, hani belediye başkanlarımız Valiler ile aynı yetkilere sahipti. Sahi bizim çok belediyelerimiz olmuştu. E büyükşehirdik. Hem de hepsinin Van Gölü’ne sahili vardı. Sahip çıkacaklardı. Arıtmama tesislerine ‘arıt’ diyeceklerdi, ol diyeceklerdi.

Ama olmadı...

Bir Vali gidince Van’daki festivallerin bitmemesi gerektiğini konuşalım. Sahip çıkmayı öğrenelim. Niye Erçek’te Flamingolarımız yetim kaldı? Niye Kanispi’nin gürül gürül akan sesini duyamıyoruz, nerde Çatak’ta o devlet ve milletin el ele oynadığı Şemamê oyunun unutulmayan müziği...

Ben duyamıyorum siz duyuyor musunuz?

 

***

Neyse müziğin sesi kısık kalsın, biraz konuşalım öyleyse.

Velhasıl, bugün Kültür, Turizm ve Sanat başlığı altında buluşuyoruz.

Deri Van olanlar orada olacak. Derdi olanlar oda olmalı da...

Dedim ya konuşmak gerek. Ama öyle şeyler konuşulmalı ki, “Ağzı olan konuşuyor” demesinler. “Fikri olan konuştu” desinler. Sonra “Kentin güçlü STK’ları konuştu, istedi, siyasiler çözdü” desinler!

Desinler tabi!

Niye demesinler ki?