GÜNCEL

Bilim insanları Van Gölü’nde neden bin kilometrelik alanı taradı?

'Van Gölü İnci Kefali Stokunun İzlenmesi' projesi kapsamında Bilim İnsanları Van Gölü'ndeki 7 gün süren bilimsel araştırma seferlerinde birbirine paralel 28 hatta bin kilometrelik mesafe boyunca akustik tarama yapıldı ve adeta gölün ultrasonu çekilirdi. İşte tarama sonucu erişilen önemli bilgiler...

Abone Ol

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın Van Gölü'nün endemik türü olan inci kefali neslinin devamlılığını sağlamak adına Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) bünyesinde 2017 yılında 'Van Gölü İnci Kefali Stokunun İzlenmesi' projesi başlatıldı.

BİN KİLOMETRELİK MESAFE BOYUNCA AKUSTİK TARAMA YAPILDI

 Elazığ Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü'nün yürütücülüğünde, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün proje ortaklığında yürütülen çalışmalarda inci kefalinin stoku, göç hareketi, alansal ve derinliğe bağlı dağılımının incelendiği araştırmanın ilk etabı tamamlandıktan sonra Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından kapsamı genişletilerek 5 yıl daha devam etti ve birçok veriye ulaşıldı. Proje kapsamında Van Gölü'ndeki 7 gün süren bilimsel araştırma seferlerinin her birinde, birbirine paralel 28 hatta bin kilometrelik mesafe boyunca akustik tarama yapıldı ve adeta gölün ultrasonu çekildi.

'İNCİ KEFALİ ÖNEMLİ BİR TÜR'

Projede görev alan ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü'nden Prof. Dr. Ali Cemal Gücü, dünya üzerinde bu tür balıkları araştırmak için kullanılan en modern sistemlerden biri olan akustik bir sistemle suyun altına ses dalgaları göndererek oradan gelen yankılardan balıkların miktarını, boy dağılımını hesapladıklarını söyledi. Çalışmanın amaçlarından bahseden Prof. Dr. Gücü, "İnci kefali önemli bir türdür. Denizlerde hamsi ve sardalya ne ise üretim açısından iç sularda da inci kefali aynı. Ekonomik öneminin yanı sıra endemik bir tür. Sadece Van Gölü'nde yaşıyor. Bu önemli türün en iyi şekilde kullanılması için araştırılması gerekiyor. Bizim çalışmamızın da temel amacı bu. Göldeki balık stokunun durumunu öğrenmeye çalışıyoruz. Özellikle ilgilendiğimiz de üreme başarısı. Stok kendini yenileyebiliyor mu? Bunları öğrenmeye çalışıyoruz" dedi.

'BALIK MİKTARINDA AZALMA OLDUĞUNU GÖRDÜK'

İnci kefalinin Van Gölü'nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşadığını fakat üremek için tatlı sulara göç ettiğini hatırlatan Prof. Dr. Gücü, bu balığın karmaşık bir yaşam döngüsü olduğunu belirterek, "Nehirleri ve gölün farklı derinliklerini kullanıyor. Böyle olunca da çevresel faktörlerin etkisi çok oluyor. Hassas bir türdür. Yumurtlama sonrasında gölde dağılımları nasıl oluyor, hangi alanı hangi zamanlarda kullanılıyorlar? Kesin sonuçları vermek için çok erken. Son bir hafta içinde aldığımız verileri analiz edeceğiz ama önceki yıllarda yapılan sonuçlarla karşılaştırdığımızda durumun pek iç açıcı olmadığını gördük. Balık miktarında azalma olduğunu gördük. Daha önceki yıllarda Ahlat, Tatvan ve Adilcevaz bölgelerinde o büyük sürülere rastlayamadık. Daha da endişe verici olan bu yılın yavrusu küçük balıkların gölün çevresinde kıyılarda hemen hemen her yerde rastlarken bu yıl daha öbeklenmiş halde rastladık. Bu da bize daha göl çevresinin de üreme habitatlarında bazı ciddi sıkıntıların olduğuna işaret ediyor" diye konuştu.

'GÖLÜN ISINMA HIZI YÜKSEK'

Çalışma kapsamında göldeki ısınma ve gölün seviyesi de uydu verilerinden takip ediliyor. Bu alanda da endişe verici durumlarla karşılaştıklarını anlatan Prof. Dr. Gücü, "Dünya üzerinde en hızlı ısınan denizlerden biri Akdeniz’dir. Akdeniz'de yıllık ısınma hızı 0,15 derecelerdedir. Bu bölgede verilere baktığımızda nisan ayında, ki bu ay balığın üreme dönemidir, aşağı yukarı yakın değerler görüyoruz. Yani 0,14 civarında bir ısınma hızı tespit ettik. Üremesini ısıyla belirleyen, ısı düştüğünde yumurta geliştirmeye başlayan bir tür için ciddi endişeler verecek bir durum yaratıyor diye düşünüyoruz. Kuraklığın ve su seviyesindeki değişimin ciddi etkilerinin olduğunu düşünüyoruz" dedi.

'3 BİN YIL SONRADA VANLI ÇOCUKLAR BU GÖÇÜ İZLESİN'

Elazığ Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Su Ürünleri Mühendisi Dr. Ferhat Demirol da inci kefalinin ülkemiz için önemli bir tür olduğunu ve ülkemiz iç sularında avlanan her 4 kilo balığın 1 kilosunu inci kefalinin oluşturduğunu söyleyerek, "Bundan 3 bin yıl önce bir nehrin kenarında oturan bir Urartulu çocuk nasıl inci kefalinin göçünü izliyorsa bugün bir Vanlı çocuk inci kefali göçünü seyretmektedir. Biz Tarım ve Orman Bakanlığı olarak istiyoruz ki bundan 3 bin yıl sonra da Vanlı bir çocuk yine aynı yerde oturup inci kefallerinin göçünü izleyebilsin. Bundan dolayı Tarım Bakanlığı çalışmalar yürütüyor. Bunlardan biri de şu an yürütülen projedir. Biz bu projeye 2017 yılında başladık. Her yıl düzenli olarak inci kefali avcılığının verilerini topluyoruz. Avlanan balığın boy, yaş dağılımını düzenli olarak takip ediyoruz" diye konuştu.

'VAN GÖLÜ'NDE YAKLAŞIK 240 MİLYON ERİŞKİN BALIK VAR'

Dr. Demirol, "Van Gölü'nde ilk kez olan ve Türkiye'de de sayılı yapılmış, hidro-aktif seferler yapıyoruz. Akustik olarak Van Gölü'nü tarıyoruz. Tıpkı hastanedeki ultrason cihazı gibi suyun içerisine ses dalgaları gönderiyoruz. Van Gölü'nde 28 hat boyunca yaklaşık bin kilometre yol kat ederek, Van Gölü'nün adeta ultrasonunu çekiyoruz. Amacımız inci kefallerinin ne kadar olduğu, gölün hangi bölgelerine dağıldığı, alansal olarak gölün hangi bölgelerini hangi mevsimlerde kullandığı, ayrıca dikey olarak inci kefallerinin derinliğe bağlı dağılımını nelerin etkilediğini anlamak. 2017 yılından bu yana takip ettiğimiz çalışmalar sonucunda kabaca 20 bin ton erişkin stok olduğunu hesapladık. Bu da yaklaşık olarak 240 milyon adet erişkin balık olduğunu bize gösteriyor" dedi.