Sayın Başbakan, geçen Ramazan ayında İstanbul’da teravih namazı bitiminde evinin yakınında bulunan parka uğrar. Vatandaşın yoğun ilgisiyle karşılaşan Başbakana parkta çay ikramında bulunurlar.
Sayın Başbakan, geçen Ramazan ayında İstanbul’da teravih namazı bitiminde evinin yakınında bulunan parka uğrar. Vatandaşın yoğun ilgisiyle karşılaşan Başbakana parkta çay ikramında bulunurlar. Birçoğunuzun gözünde kaçmış olabilir ama ben dikkatlice izliyordum. Bir vatandaşla başbakan arasında şöyle bir diyalog geçer: “Sayın Başbakanım, siz Belediye Başkanlığı yaptığınız dönemde küçük kızımı öptünüz doktor oldu, şimdi bu torunumu öpseniz de salih huylu ve başarılı biri olsun.” der.
***
Zaten Başbakanın çok mübarek biri olduğundan en ufak bir şüphe dahi duymuyorum. Hayatına baktığımızda, davasına inanmış ve bunun için mücadele veren birisi. Yaşantısı son derece mütevazı ve mücadele içinde geçmiş. Dava arkadaşlarıyla birlikte bugün Türkiye’yi yönetiyor olması, kendisinin de ne kadar vefalı olduğunu gösteriyor. Kim bilir etrafında daha nice eski arkadaşları da bulunmaktadır.
Yakın dönem teşkilatta çok önemli görevleri yapmaya çalışan biri olarak bu dava ruhu Van yerelde görmediğimi itiraf ediyorum. Davanın olmadığını burada gün doldurmakta başka bir şeylerin yapılmadığı size biraz örnekle vereyim.
Van Belediye Başkanı yakalanıyor. İl Teşkilatın başındaki BDP’lilerle iyi geçinmek için olmalı ki “Bekir Kaya benimde başkanımdır” deyip basın açıklaması yapıyor. Yapılan bu tutuklamanın yanlış olduğunu söylüyor. Onlara olan yakınlığı basın huzurunda açıklar. Basın arşivinde gerekli açıklamaları duruyor.
O dönem Van Ticaret ve Sanayi Odası Meclisi Belediye Başkanına destekleyici basın bildirisini yapılmasını yönetimden istenir. Ancak VATSO Başkanı böyle bir açıklama yapmak istemez. Bunu üzerine başkan hedef tahtasına konur. BDP ile beraber bizim teşkilatın büyük kısmı bu seçim üzerine ittifak eder. Ve o başkan seçimleri kaybeder.
Teşkilata olduğum sürece İl sorumlu Koordinatör Millet Vekili Van’a geldiğinde teşkilattakiler Havaalanından alır yemekten yemeğe götürür. Yanız bırakılmaz, kimse ile görüştürülmez. Teşkilatla ilgili sorun olduğunu kimseler bir şey söylemez. Çünkü sır tutulur kimse ile yalnız görüşülmesine izin verilmez. İl veya Bölge Koordinatör olan kişi ne halkla görüşür ne sokağa iner ne Sivil Toplum Örgütleriyle ne de Basın ve Gazetecileri ziyaret ettiği görülmemiştir. İlin durumu çok iyi tarafıyla anlatılır ve yanlış bilgileriyle gönderilir.
Çok başarılı İl Koordinatör Diyarbakır Eski Millet Vekili Abdurahman Kurt beyefendiyi buradan göndermek gerekiyordu. Deprem süresince de teşkilatta bazıları halktan gelen çok yoğun çadır talep eden tüm herkese Abdurahman Kurt’un cep telefon numarasını verirler. Sayısızca giden telefonu karşılık çaresizlik içine kalır. Ve görevi bırakması için yapılan bezdirme planları tutar.
Vatandaş geçtiğimiz yıl yapılan Kale ve İkinisan köprülü kavşağını Van Belediyesi tarafında yapıldığı bilirler. Yapılan Köprülü kavşak için servis yollarına Karayolları yeni asfalt dökülür ama kimse bu anlatmaz. Tüm Van’da kime sorsanız köprülü kavşak ve servis yolun asfaltının yapımı Van Belediyesi tarafında yapıldığı söylenir. Belediye bu propagandayı lehine çevirir.
Depremden sonra yapılanların haddi hesabı yok. İnanılmaz sürede işler yapıldı. Hele hele Sayın Başkanın saatler sonra Van’a gelişi bizleri çok duygulandırmıştı. Deprem konutların yapılışı dünyada örneği yok. Son derece mükemmel projeler. Konut alan vatandaşlara iyi anlatılmadığı halkın gözünde bunca yapılan işlerin sanki olmamış hale getirdiler. Kimi “pahalı” dedi “oturulmaz” dedi halkı her türlü galeyana getirdiler. TOKİ sakinlerine abartılı yüksek rakamlarla kömür ve aidat parası çıkarıldı. Yapılan bunca güzel işler o hale geldi ki teşkilat olarak TOKİ konutları giremedik. Bunu da vatandaşa kimse anlatmadı.
Depremden sonra Türkiye’nin bütçe fazlası tüm Van Belediyelerine aktarılır. Bizim vekiller bu konuda Sayın Başbakana Van Belediyelerin BDP’li olduğu söylerler. Sayın Başbakan “Para göndereceğiz siz gidip halka anlatacaksınız.” der. Aman yeterince halka anlatılmaz.
Yukarıda sizlere yazdığım sadece bir kısmı. Dediklerim ne kadar acı olduğunu son olarak yönetimin teşkilatlarla ilişkisine değineyim. Van’da birçok ilçe teşkilatın Kadın Kolları ve Gençlik Kolların olmadığını göreceksiniz. Bir ilçede koordinatörlüğü yaptığım zaman Kadın Kolları Başkanı’nın İlçe ile bir ilgisi olmadığı, Van’da ikamet ettiği ilçe teşkilatı tarafından tanınmadığını gördüm. Gençlik Kolları Başkanı’nın yaşının hayli fazla olduğu ilçe teşkilattan bağımsız başka bir telde çaldığını gördüm. İnanmazsanız rastgele bir ilçe teşkilatının bu konu hakkında araştırdığınızda bunu göreceksiniz. Benim hazırladığım raporlar Genel Merkeze gönderilse o teşkilatın görevine derhal son verilirdi. Ama raporlarım sümen altı yaparak kimse ilçe teşkilatlarla kötü olmak istemedi. Onunla kötü olma, bununla kötü olma. Teşkilat siz ne iş yaparsınız?
Sen bırak dış politikayı eleştirmeyi siz bırakın CHP MHP’yi eleştirmeyi biz burada muhalif parti durumundayız. Van Belediyesi’ni eleştirecek cesaretiniz var mı? Eski Belediye Başkanı Burhan Yenigün ve Hüseyin Çelik beyi eleştiren cesareti BDP’li Belediyeyi eleştirebiliyor musunuz? Evet, eleştiriyorum deseler basın arşivlerine bakın CHP ve MHP eleştirmekten başka bir açıklamanız yoktur. Van’ın merkez kenar mahallesine giremeyecek kadar çekinen bir teşkilat var burada. Sayın Başbakanım durum içler acısı. Bunlarla Belediye seçimlerine girilmesi çok zor görünüyor.
Van ili bir daha belediye seçimleri kaybetmek istemiyor. İş dünyası büyük bir beklenti içindedir. İktidar bir belediyenin gelmesi halinde ilin gelişmesi iyi olacak ve yatımlarda ziyadesi ile hızlı olacaktır. Ama inanın birçoğu ile görüşmemizde belediyenin kaybedilmesi halinde büyük sermaye sahiplerin Van’ı terk edecekleri söyleyenlerin sayısı bir hayli fazla.
Başbakanının bu gelişinden çok umutlu, Van’ı büyük iller arasına taşıyacak vizyon sahibi bir aday gösterilmesini bekliyoruz.
Nasıl bir başkan olmalı sorulduğunda bizimde birkaç şey söyleyeceklerimiz var…