Başbakan Sayın Davutoğlu'na Sesleniyorum!

Abone Ol

Başbakanımız görevi devraldığından bu yanı her seferde ayrı bir 

musibetle karşılaştığının farkındayım. Bununla birlikte bilgi ve 

kabiliyetinizle ülkeyi iyi idare etmek için elinizden geleni yapıyorsunuz. 

Mardin’de ülkeyle, bölgeyle ilgili yaptığız mastır eylem planının on 

maddesini de önemsiyorum, ancak anayasal düzenlemeyle ilgili 

3.maddede Kürt vatandaşlarımızın hak ve özgürlüleri için reformlar 

yapılacağı denilmekte bu maddenin içini doldurmak lazım, bunun için 

doğru bir çözüm paketi gerekir diye düşünüyor ve bu konuda kafa 

yoranlardanım. 

Şimdiye kadar birçok kere size hitaben yazılar yazdım.”Başbakan 

adam gibi adam arkadaş”, “Başbakanımız tam bir bey efendi”, “Bu 

başbakan Türkiye’ye Lazım”…. 

Geçen Kurban Bayramında Diyarbakır’da namaz kıldığınız Ulu camide 

bayramlaşma esnasında size kartımı verdim ve görüşme talebinde 

bulundum. Partiye gelerek randevu bekledim, bir haber almayınca 

korumanıza bir kartımı daha verdim, yeteri kadar beklediğimi ancak bir 

cevap alamadığımı bilesiniz diye.

Peki bir eğitimci yazar olarak ne diye sizin peşinize düşmüştüm 

acaba? Bilseydiniz herkesten önce bana randevu vereceğinize inanıyorum. 

Benim derdim barış ve huzurdur, hele bu barış kavramını bir kısım 

siyasiler kirlettiler, herkes barış diyorsa bu kavrama kendince bir anlam 

yüklüyor herhalde. Onun için barış derken ne kast ediliyor kamuoyu bunu 

bilme hakkına sahiptir diye düşünüyorum.

Adı ne olursa olsun bu süreçte yapılacakların, şeffaf hale getirme 

derdini taşıyorum.

Geçen Haziran ayı itibariyle  14 ilden,  Kürtlerin ağırlıklı olarak 

yaşadığı Kürdistan coğrafyasından 70-80 kişilik makul kimselerin 

katılımıyla Ankara’da üç günlük bir çalışma yapmak istedik. 

Bu katılımcılar arasında bölgeden alimler, akademisyenler, kanaat 

önderleri, sivil toplumun mutedil şahsiyetleri ve  bayanlarımız vardı.

Bu üç günlük çalışmada;

*İlk gün 7-8 saatlik bir çalışmayla toplumsal barışa hizmet edecek 

bir paketin hazırlanacaktı.

*İkinci gün:Başbakan ve Cumhurbaşkanı ziyaret edecektik,

*Üçüncü gün:Mecliste grubu bulunan 4 partinin grup başkan vekilleri 

heyeti temsilen 8-10 kişiyle ziyaret edilerek hem iktidara hem muhalefete 

birinci elden Çalıştay deklarasyonunu anlatacak/iletecektik. 

Ayrıca Çalıştaya, Memur-Sen, Mazlum-Der, Doğu-Batı Kardeşlik 

Platformu ve Diyanet temsilcileri de gözlemci olarak katılıp Anadolu’nun 

dört bir yanına yayılmasını sağlayacaktık.

Bu çalışma talebinden Başbakan Yrd.Yalçın Akdoğan, Anayasa 

komisyonu üyesi Abdülhamit Gül, Ak Pati Genel başkan Yrd. Selçuk Özdağ 

ve Çözümden sorumlu Başbakan Başdanışmanı Yılmaz Ensaroğlu’nu 

haberdar ettiğimiz halde hala olumlu bir cevap almadık. 

Bilindik usulle kanaat önderleri, Oda, Dernek ve Sendika başkanları 

Ankara’ya çağrılıyor, ama bizim tasarladığımız tarzda şeffaf ve verimli bir 

sonuç elde edilemiyor. 

Bu size mantıklı gelmiyorsa buyurun alın size B planı Akil adamlar 

raporu üzerinde mühim bir çalışma yapılabilir, 3 kişi HDP Kürt vekil, 3 AK 

Parti Mütedeyyin Kürtçe bilen vekil,  bir CHP,  bir MHP vekil gözlemci bir 

meclis başkan vekili başkanlığında bu rapor üzerinde 15 günlük bir çalışma 

yapılsın  ve bu rapordan 15 maddelik bir çözüm paketi oluşturulsun  

eminim bu sorunun ortadan kalkmasına çare bulunabilir.

“Ankara Çalıştayı” veya “Akil Adamlar Paketi”  için Hükümet   

takipçisi olacağını dillendirse, mecliste sahiplenip, gerekli yasal ve 

anayasal düzenlemeyi yaparsa en kısa zamanda ülkemizin huzura 

kavuşacağına eminim.

Çare çözüm için yüzlerce sayfa raporlar derman olmuyor, ancak 

maksimum iki sayfalık bir çözüm paketi kanaatimce yeterli gelir. Kimse 

kusura bakmasın eğer barış huzur için bir teşebbüsünüz olursa bir kısım 

Kürtler de,  bir kısım Türkler de bazı konularda alınan kararlarda mutlu 

olmayabilir. Barış böyle bir şey iki tarafın tam beklentilerini karşılayamaz. 

Ancak asgari müşterekler etrafında şekillenir.

Bu maksatla “Başbakan Sayın Davutoğlu’na Sesleniyorum” 

başlığıyla bu yazı yazdım. Lütfen bu kadar mal ve can kaybımızdan sonra 

tekrar başa dönülmesine fırsat vermeyelim. Az daha cesaretimizi 

toplayarak bu sorunun çözümünde meclisten onay almanın zamanı geldi 

de geçiyor.

Haydi ya Allah diyerek bu sorunu ortadan kaldıralım ne dersiniz? 

Büyük Millet Meclisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kürtlerin ve Türklerin 

Meclisi olarak açılan ilk Meclisi Mebusan ruhuyla 1921 Anayasasını hayata 

geçirelim, hatta varsa eksiklerini tamamlayarak yaşatalım, 1924-38 

anayasasının topluma kazandırdığı ezber yüzünden aramızda kavga ve 

kargaşanın çıkmasına meydan vermeyelim.

Bu memleket hepimizin, Türk kavramıyla Türkleri oyalayan 

kimselere yazıklar olsun. 

Bu ülkenin bütün vatandaşları eşittir ve birinci sınıf vatandaştır. 

Aidiyeti inancı ne olursa olsun, bir başkasını enterese etmez. 

Başbakanımız olarak bu medeni düşünceye hizmet ettiğinizi görüyor ve bu 

konuda size katkı vermek istiyoruz.

Yüce Allah’ın desteği sizinle olsun, bizimle olsun, halkımızla olsun.