Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dahiliye ve Acil Tıp Uzmanı Dr. Tayfun Börta, alerjik hastalıklara dikkat çekerek, sık sık hapşırma, gözde sulanma, kaşıntı, burun akıntısı ve burun tıkanıklığı olan hastaların tedavisinin ilk adımı alerjenlerden uzak durulması ve alerjinin ortadan kaldırılması olduğunu söyledi.

Börta, bahar alerjilerinde dikkat edilmesi gerekenleri sıralayarak, alerji testlerinin negatif çıkmasının alerji olmadığını göstermeyeceğini söyledi.

Son dakika! Ambulans helikopter hastaneye çarptı: 4 kişi hayatını kaybetti! Son dakika! Ambulans helikopter hastaneye çarptı: 4 kişi hayatını kaybetti!

"Sık sık hapşırıyorsanız dikkat"

Alerjik maddenin hangi tip olduğu mutlaka saptanması gerektiğini hatırlatan Börta, "Alerjik rinit kendini sık hapşırma, burun akıntısı, kaşıntı ve burun tıkanıklığı şikayetleriyle gösterir. Hastalığın tanısında hasta öyküsü ve muayene büyük önem taşır. Tekrarlayan şikayetler olması, muayenede de alerjik riniti destekleyen bulguların saptanması tanıyı güçlendirir. Tanıyı desteklemek için belli testler yapılabilir. Bunlar cilt ve kan testleridir. Çevremizde çok sayıda alerjen bulunduğundan yapılan testler, bu maddelerin en sık karşılaşılanlarının saptanmasını sağlar. Dolayısıyla testlerin negatif çıkması alerji olmadığını göstermez. Ancak mümkün oldukça alerjik maddenin saptanması tedavide yol gösterici olabilir’." dedi.

"Alerjik rinit astımı tetikleyebilir"

Öksürük, nefes darlığı ve hırıltıyla kendini gösteren alerjik astım krizleri de ortaya çıkabileceğine işaret eden Börta, "Polenler, solunum yoluyla vücuda girdiğinde, vücutta salınan "Histamin" etkisiyle alerjik nezle veya rinit tablosuna neden olabilir. Burunda akıntı ve kaşınma başlayıp, hapşırık nöbetleri, burun tıkanıklığı ve geniz akıntısı ile devam edebilir. Ayrıca bronşlar etkilenerek, öksürük, nefes darlığı ve hırıltıyla kendini gösteren alerjik astım krizleri de ortaya çıkabilir. Gözlerde sulanma, şişme ve kaşıntıya, ciltteki kızarıklık ile kaşıntının eşlik edebilir, vücutta genel olarak yorgunluk, halsizlik, sinirlilik ve konsantrasyon bozukluğu da görülebilir." şeklinde konuştu.

"Tedavinin ilk adımı alerjenlerin ortadan kaldırılması"

Ortamdaki pamuklu ve yünlü eşyaların azaltılması, kıyafetlerin 60 dereceden yüksek ısıda yıkanması gerektiğinin altını çizen Dr. Börta, "Hastanın alerjik reaksiyon verdiği maddelerin tespit edilmesi alınacak önlemleri ve uygulanacak tedaviyi belirlemeye yardımcı olur. Alerjen ev tozu yani "mite" denilen gözle görülemeyen böcekler ise evde bunları yok etmek amacıyla ortamdaki pamuk ve yünlü eşyaların azaltılması, kıyafetlerin 60 dereceden yüksek ısıda yıkanması, peluş oyuncakların, halı ve benzeri ortam sağlayan eşyaların kaldırılması, ıslak temizlik yapılması, özel filtreli elektrik süpürgeleri kullanılması gerekir. Bunların yanında 'mite' öldüren ilaçlar da kullanılabilir. Polen alerjisi tespit edilmesi durumunda bahar aylarında sabah dışarı çıkılmaması, pencereler açıkken uyunmaması ve küf alerjisi halinde de rutubetli ortamların azaltılması gibi önlemler almak gerekir. Doktor kontrolünde antihistaminik denilen alerji önleyici ilaçlar ve kortizonlu burun spreyleriyle medikal tedavi olarak uygulanabilir. Bir başka korunma yöntemi de aşıdır. Ancak aşının başarılı olmama durumu vardır." ifadelerini kullandı.

Bahar alerjisinden korunmanın yollarını da sıralayan Börta, şöyle devam etti:

"Polenlerin en yoğun olduğu sabah saatlerinde açık havaya çıkılmamalı, bu saatlerde ev havalandırılmamalı.  Bu dönemde açık havada spor yapılmamalı. Polenler saçlar ve giysiler yoluyla iç mekanlara taşınabileceğinden, dışarıda giyilen giysiler eve gelince değiştirilmeli. Saçlar her akşam yıkanmalı. Klima kullanılıyorsa mutlaka polen filtresi kullanılmalı. Polen mevsiminde açık havaya çıkarken şapka ve gözlük kullanılmalı. Havalandırılmayan, sigara içilen ortamlarda durulmamalı."

Kaynak: İLKHA