Tuşba ilçesinde yaklaşık 2 bin 700 yıl önceden bugüne ulaşan süslemeleri, kerpiç duvarları, taş işlemeleriyle Urartu Krallığı'nın en görkemli yapılarından biri olan kalede 34 yıldır kazı ve restorasyon çalışmaları yürütülüyor.
Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı başkanlığında yürütülen kazılar, bu yıl kalenin kuzey yamacında yoğunlaştırıldı.
Çalışmalarda, Urartularda kraliyet ailesinin çöplük olarak kullandığı yeni bir alan tespit edildi. Burada yapılan kazıda, Urartularda soylu kesimin kullandığı mühür, bulla (mühür baskısı), kanca, seramik parçaları ile çok sayıda küçük ve büyükbaş hayvan kemiğine rastlandı.
Laboratuvar ortamında analiz edilecek buluntuların, Urartularda kraliyet ailesinin başta beslenme koşulları olmak üzere ekonomik ve sosyal yaşamlarına ilişkin önemli ip uçları vermesi bekleniyor.
- "Buluntular bizi çok heyecanlandırdı"
Prof. Dr. Işıklı, , Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle 34 yıldır kalede kazı çalışmalarının yürütüldüğünü söyledi.
Bu yıl çalışmaların önemli bir alanda yürütüldüğünü anlatan Işıklı, şunları kaydetti:
"Kalenin etrafında sürpriz bir bulguyla karşılaştık. Surlardan aşağı doğru akmış çok zengin kültür depozitleri gördük. Arkeologlar için bu bir hazine niteliğinde. Bu kültür depozit içinde binlerce hayvan kemiği, işlevini yitirmiş objeler, yazılı belgeler ve mühürler bulduk. Buluntular bizi çok heyecanlandırdı. Araştırmalarda buranın bir çöplük olduğunu gördük. Kazıları hızlandırmaya gayret ettik. Burada çıkan hayvan kemiklerini tek tek toplayarak bunları dönemsel olarak ayırıyoruz. Kraliyet ailesinin nasıl beslendiğini, hangi dönemlerde neler tükettiklerini ortaya koymaya çalışıyoruz. Yani Urartuların insani boyutunu anlamaya çalışıyoruz. Kalede kraliyet ailesi, seçkinler, elitlerin yaşadığını biliyoruz. O elitlerin günümüze bıraktığı çöplüğünü kazıyoruz. Onların en ufak ayrıntısına kadar hayatlarını öğrenmeye, ip uçları yakalamaya çalışıyoruz."
- "İlk kez Urartularda çöplük bir alanı kazıyoruz"
Zooarkeolojisi üzerine çalışma yürüten doktora öğrencisi Vedat Sezer de "Kemiklerin büyük bir kısmı büyük ve küçükbaş hayvanlara ait. Bazı kemikler de göçmen ve sucul kuşlara ait. Kemikler üzerinde çok sayıda kasaplık ve tüketim izleri bulunuyor. İşlevini yitirmiş mühür baskıları, bullalar, kancalar da surun dışına atılmış. En şaşırtıcı olanları mühür baskıları oldu. Urartular geniş bir coğrafyada yayılmış. Daha önce çok sayıda hayvan kemiği bulunmuştu. Bunlar genellikle depolarda bulunmuştu. İlk kez Urartularda çöplük bir alanı kazıyoruz." ifadelerini kullandı.