Bundan yaklaşık 1 buçuk yıl önce göreve atama ile gelmiş ve yapılacak olan kongre ile bir seçim ile Ak Parti’nin başına gelmeyi amaçlayan Abdullah Aras ile bir araya geliyorduk.
Depremin şokunu hafiften atlatmış artık yavaş yavaş siyaset konuşabilecek hale gelebilmiştik. Her ne kadar sohbetimizi deprem ile açmış olsak da Aras ile Van siyasetini, Ak Parti’nin ildeku durumunu ve yerel seçimler hakkında uzun bir söyleşi yapmıştık.
O zamanlar ağır aksak yürüyen teşkilatın başında bulunan Abdullah Aras ile il teşkilatı hakkında uzun uzadıya tartışmıştık.
Hatta partinin kurulduğu günden bu yana bir türlü teşkilatlanma anlamında bir istikrar yakalayamadığını, sürekli milletvekili adaylığı için yeri boşalan il başkanlarının yerine atama ile geçici isimlerin getirildiğini bunun da partiyi etkilediğini söylemiştim. Bunun sebebini sorduğumdan ise Başkan Aras, bu tür görev değişikliklerinin normal olduğunu fakat kendilerinin de yıllardan beri farklı isimlerden kalan dağınık bir teşkilatın başına getirildiğini söylemişti.
Anlayacağınız Aras, yıllardır her il başkanının kendisiyle birlikte partiye getirdiği ve adeta küflenen isimlerden yakınmış ve yeni bir teşkilat oluşturulması halinde il başkanlığını hakkıyla yerine getireceklerini açık yüreklilikle ortaya koymuştu.
Şüphesiz sohbet sadece bu konudan ibaret değildi. Saatler süren söyleşide Aras, teşkilat ve Ak Parti’nin geçmiş dönemlerde yaptığı yanlışlarla ilgili önemli itiraflarda bulunmuştu. Belediye seçimlerinin kaybedilmesinden, ilçelerdeki oy düşüşlerine kadar bir çok konuyu değerlendiren Aras, şöyle dönüp baktığımda bu konularla ilgili olarak şu ifadelere yer vermişti;
- “Maalesef 2009’da Van belediyesini kaybettik. Elbette ki bunun kaybedilmesinin siyasi sebepleri vardır. Bunlardan en büyüğü aday üzerindeki yanlış ittifak oldu. Ben o zaman siyasette yoktum. Belediye seçimlerinden sonra geldim. O zaman da bütün herkesin söylediği şey mevcut adayın tekrar gösterilmesi oldu. O zamanki teşkilat yapısında da bir farklılık vardı elbette. Çalışan bir teşkilat yoktu, sıkıntı vardı bu anlamda.”
- “Bizim Van’daki genel seçmen sayımız 545 bindir. Bunun ilçeleri de çıkardığınızda 150 bin civarında bir sayıdır. Biz aslında Van merkez bazında iyi bir oy aldık. Biz de 87 bin oy aldık, bağımsızlar da 87 bine yakın oy aldı. Yine merkez köylerde de Ak Parti’nin bir üstünlüğü söz konusu. Maalesef ilçelerde durum böyle değil. Ciddi bir fark var. Biz 176 bin oy aldık, bağımsızlar 207 bin oy aldı. Arada 36 bin oy fark var. Başkale de tarihte görülmemiş bir şey oldu ve yüzde 94 gibi bir katılım oldu. Yine Özalp’ta büyük bir fark var. Ak Parti 5 bin 700 oy alırken, BDP 17 bine yakın bir oy aldı. Bunları topladığınızda aradaki oy farkı kalmıyor. Diğer ilçelerde de elbette ki farklar oldu. Özellikle kırsal kesimde biz biraz zayıf kaldık.”
Bu söylemlerin üzerinden uzunca bir zaman geçti. Şimdi artık yerel seçimleri ve partilerin göstereceği belediye başkan adaylarını konuşuyoruz. Buna ek olarak büyükşehir ile birlikte önemi daha da artan ilçelerden bahsediyoruz.
O zamanlar birinci ağızdan kendisinden dinlediğim açıklamaları da göz önünde bulundurarak kendisi de Van Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Abdullah Aras’a sormak isterim:
- 2009 yılında yanlış adaydan dolayı belediyenin kaybedildiğini söylemiştiniz. 2014 yılındaki yerel seçimlerde siz doğru bir aday mısınız? Ya da teşkilat olarak en doğru adayı gösterebileceğiniz konusunda neleri göz önünde bulunduracaksınız?
- 2009 yılında seçim kaybedildiğini söyleyen Sayın Aras, sizi o dönem seçimi kaybeden teşkilattan farklı kılan neler var? Sizin teşkilatınızda da bazı sıkıntılar olduğu aşikar. Siz mevcut teşkilat olarak sıkıntılı gördüğünüz önceki dönemden ne kadar iyisiniz?
- Özalp ve Başkale eksenli, ilçe ve kırsal kesimde partiden kaynaklı yeterince oy alamadığınızı, o bölgelerde ilgisizlikten dolayı ciddi sıkıntılar olduğunu kendiniz dile getirmiştiniz. Başta Özalp ve Başkale’de büyük fark dediğiniz o farkı kapatacak ne gibi çalışmalar yaptınız?
- İlçe teşkilatlarında ciddi çalışmalar yapacağınızı söylemenize rağmen sizin göreve gelmenizin ardından Ak Parti’nin en güçlü olduğu yerlerden biri olan Gürpınar’da ve sizin zayıf halka olarak gördüğünüz ve büyük bir güvenle atadığınız Naif Önder istifa etti. Sizce bu istifalar neyi gösteriyor? Sizce de sebebi ne olursa olsun ilçelerde daha da kötüye giden bir Ak Parti tablosu çizilmedi mi?
- Daha önce sizin de büyük bir destek verdiğiniz 12 ilçe başkanının şimdi yeniden istifa ettirilmeleri ve yeni başkanlar atamaları gündemde. Seçime böylesi kısa bir süre kalan büyük bir özveri ve güvenle göreve getirdiğiniz ilçe başkanlarını değiştirilmesi büyükşehir sürecinde sizi nasıl etkileyecek?
Bence şu sıralar büyükşehir adaylığı için hazırlanan Abdullah Aras’ın kendisinin de en çok eleştirdiği bu konularda hataya düşmemesi gerekiyor.
Üstelik Ak Parti’de ciddi bir yaprak dökümü ve parti içindeki isimlerden mevcut yönetime ciddi eleştiriler var. Son olarak yönetime istifasını sunan Halil Tandoğan ile yaptığımız söyleşisinde dile getirdiği özeliştiriler bunlardan sadece bir kısmı.
Biz Ak Parti’deki sıkıntıların sadece bunlarla sınırlı olmadığını biliyoruz.
Aras’ın bu sıkıntıları ardında bırakarak, büyükşehir adayı olması, hele hele seçimlere en çok eleştirdiği şekilde bir teşkilatla hazırlanması Ak Parti’ye büyük bir hüsran yaratacaktır.
Benden söylemesi.
* * *
Yeni teşkilatların başına kimler gelecek?
Ak Parti yeni kurulan ilçeler de başta olmak üzere ilçelere yeni ilçe başkanları atamanın hazırlığını yapıyor şu sıralar.
Deyim yerindeyse Ak Parti teşkilatı büyük bir risk alarak adeta dereyi geçerken at değiştirme gibi bir riske giriyor.
Ak Parti yeni iki ilçe Tuşba ve İpekyolu olmak üzere Özalp ve Gürpınar’a da yeni ilçe başkanları atayacak.
Hatta geçtiğimiz haftalarda Van’a gelerek Ak Parti’nin toplantısına katılan il koordinatörü Yahya Akman’ın da bu konuda çeşitli fikir alışverişleri yaptığı biliniyor.
Tuşba ve İpekyolu ilçeleri için ise bir çok farklı ismin adı geçiyor.
Madem Ak Parti seçime az bir süre kala bazısı mecburi bazıları ise güç kazandırmak için çeşitli değişiklikler yapıyor, bence yeni teşkilatlara genç ve siyaseti bilen isimleri atamalı.
Örneğin Ak Parti’nin yeni kurulan İpekyolu teşkilatında Yavuz Kuşan ve İlyak Akkoyun gibi yıllardır parti içinde hizmetleri ve emeği olan isimlerin aday olduğunu biliyorum. Bu teşkilatın başına tıpkı ilçe teşkilatında bir çok ismi atayıp değiştiren, son olarak da Abdulmenaf Keyifli’yi atayıp istediğini alamadığı isimler yerine bu genç isimlerden birini tercih edebilir.
Bence iki isimden birinin seçilmesi mantıklı olacaktır.
Öte yandan Tuşba ilçesinde eski muhaliflerden Naif Şabu’nun isminin ağır bastığı konuşuluyor. Yine eski Has Parti il Başkanı Rasim Aslan’ın da yeni iki ilçeden birinden aday olma düşüncesi olduğu biliniyor.
Ak Parti’nin yıpranmış isimlerden randıman almadığını biliyoruz. Bence İpekyolu’nda olduğu gibi Tuşba’da da taze kan arayışında olunmalı. Denenmişi yeniden yeniden denemenin bir getirisi olmadığını hepimiz gördük.
Özalp ise Ak Parti’nin yitik ilçesi. Bu ilçede Ak Parti adayını değil, aday Ak Parti’yi seçecektir. Başka alternatif yok çünkü.