ALLAH’IN RAZI OLDUĞU İSLAM’I NE KADAR BİLİYORUZ?

Abone Ol

Özlü Söz: İnsanlar dünyalarını düzene sokmak için dinlerine ait bir şeyi terk ettiler mi, Allah onları ondan daha zararlı bir şeye uğratır. Hz. Ali (ra)

İslam Allah tarafından indirilen en son hayat nizamıdır. İlk indiği günden günümüze kadar 1400 yıl gibi bir zaman geçti. Ve bugün Müslümanlar ilk dönem Müslümanlarının itikat ve amel anlayışından çok uzak bir yapı içindedirler. Bunun sebebi İslami birlik organizesi ve temel eğitimden yoksun olmasıdır.

Günümüzde ideolojiler sistemleşmiş ve kendilerine engel olur düşüncesi ile İslam’ı düşman bellemiş olmaları insanları İslami hayat tarzı ve eğitiminden mahrum bırakmıştır. Özellikle yaşadığımız topraklarda ideolojik fikri akımların çok oluşu ve bu ideolojilerin düşmanca bir tutum içinde olmaları beraberinde birçok yıkımı getirmiştir.

Allah Kur’anı Kerimin Maide Suresi 3. Ayetinde mealen şöyle buyurmaktadır; “Bugün dininizi, şeriatınızı kemale erdirdim, olgunlaştırdım. Üzerinizdeki nimetimi, dinimi tamamladım. Liyakatinizden dolayı, hayatınızla iç içe, din olarak, şeriat olarak, medeniyet olarak size İslam’ı layık gördüm ve hoşnut oldum”

Allah’ın seçip hoşnut olduğu din bugün İslam’ın hayat tarzı ve eğitiminden yoksun Müslümanların gündeminde gerçek yerinde değil. Mal ve servet biriktirme yarışı ile insanların Allah’ın hukukunu ret ederek aklı ile bulduğu sistemlerin etkisinde kalarak bugün İslam dışı bir hayat yaşamaktadır. Ama buna rağmen Cenneti istemekten de hiç vazgeçmemektedir.

Allah bu tür düşünen pasif ve ideolojilerin etkisinde kalan Müslümanlar için Bakara Suresi 214. Ayetinde şöyle buyurmaktadır; “Yoksa siz, sizden önce geçip giden milletlerin başlarına gelen sıkıntılar, sizin başınıza gelmeden Cennete gireceğinizi mi sanıyorsunuz? Geçmiş ümmetlerin başına nice sıkıntılar, çaresizlikler, yokluklar geldi. Mallarına ve canlarına zararlar dokundu. Peygamber ve beraberindeki müminler sarsıldılar, moralleri bozuldu: *- Allah’ın vaat ettiği yardım ne zaman gerçekleşecek?* demeye başladılar. Bilesiniz ki, Allah’ın yardımını, vaat ettiği zaferi gerçekleşmesi yakındır”

Cahili bir akli sistemin hayat standardı ile yaşamı dizayn edilen ve aldığı batı tipi eğitim ile İslami eğitimden yoksun olan günümüz Müslüman’ının öğrenme ve Allah’ı razı etme ameli durumu ne yazık ki Allah’ın murat ettiği gibi değildir. Biz Müslümanların mutlaka nefsi bir muhasebeden geçmesi gerekiyor. Ve bunu yaparken Kur’an ve Sünnet çerçevesinde bize rehberlik edecek kavramların mutlaka Allah’ın murat ettiği şeklinde olması gerekir ki dünyaya geliş gayemiz anlaşılabilsin.

Allah biz Müslümanları dünyaya göndermesindeki gayesini Zariyat Suresinin 56. Ayetinde şöyle beyan buyurmaktadır; “Ben cinleri ve insanları yalnız beni ilah tanısınlar, candan Müslüman olarak bana bağlansınlar, saygıyla bana kulluk ve ibadet etsinler diye yarattım”

Allah bizi dünyaya O’na ibadet edelim diye göndermesinin ana gayesi Allah’ın Peygamberleri vasıtası ile gönderdiği hükümlerin icrasını ve insanları sevk ve idare ederken ilahi hükümlerle hükmetmelerini beyan buyurur. Çünkü Allah hiçbir kuluna zulmü (haşa) irade buyurmaz. Allah hükümlerinin icrasını isterken adaletle yerine getirmesini beyan buyurur.

Fakat ne yazık ki insanlar Peygamberler vasıtası ile Allahtan gelen hükümleri ret etmiş ve yerine aklı ile bulduğu hükümleri koyarak insanları kendi emri altına almayı ve insanları köle gibi çalışmayı yeğlemiştir. Tarihe baktığımızda çok örneklerini gördüğümüz krallar veya güç sahipleri toprak ve sermayelerini geliştirmek için insanlara zulmederek kendi emirleri altında yaşamaya güç kullanarak bunu gerçekleştirmiştir.

Allah, hangi dönmede hangi Peygamberi göndermiş ise orada zalim diktatörlerin insanlara zulmettiklerini önlemek için göndermiştir. Ve zalimler gelen Peygamberler karşı kendi sistemleri devam etsin diye savaşmış ve birçok Peygamberi de şehit etmişlerdir.

Günümüze gelişerek gelen sistemler bugün dünyada söz sahibi olabilmek için geçmişten devraldıkları güç ve sermayeleri ile bugün bütün insanların hayatına hükmetme konumuna gelmişlerdir. Bu zulüm idarelere karşı tek çıkan sadece İslam’dır. İslam’ın bu yönünü bilen zalim güçler İslamın birliğini ortadan kaldırmak ve mevcut Müslümanları kendilerine benzetmek için çaba sarf ettiler. Ne yazık ki bugün bunu başarmış durumdalar.

Ataları İslam için şehit olmuş günümüz gençlerinin İslam’a karşı düşman bir ideolojinin militanı olmaları İslam üzerine dış güçlerin ne kadar bu işi başardıklarının göstergesidir.

Bütün bunlara rağmen Allah dininin sahibidir ve dinini inanan insanların omuzlarında yükseltir. Bugün Müslümanlar yeniden Kuran etrafında birleşmek Kuranın kavramlarını Allahın murat ettiği hali ile anlayıp bunu hayatlarına geçmesi düşmanlarının uykularını kaçırdığı gibi hesaplarını da altüst etmiştir.

Hz. Muhammed (sav) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır; “Dininizin ilk günleri Nubuvvet ve rahmettir. Cenabı Hakkın dilediği kadar devam edecektir. Sonra Allah onu geri alacaktır. Sonra zulme dayanan bir hükümdarlığa dönüşecektir. Buda Allah’ın dilediği müddet devam edecektir. Sonra Allah onu da kaldıracak, bilahare istibdat devri başlayacaktır. Bu da Allah’ın dilediği kadar devam edecektir. Sonra Allah onu da kaldıracaktır. Bilahare, Nubuvvete benzer bir hilafet gelecektir. Bütün yer ve gök sakinleri ondan memnun kalacaklaradır. O zaman gökten yağmur boşanacak ve yerde her nevi bitki yetişecek ve bereket çoğalacaktır” (Said Havva- Er Resul say. 375)

Bu hadisin beyanına göre son devrenin arifesine gelmiş bulunmaktayız. Saltana hilafeti 3. Mart 1924 yılında kaldırılmasında sonra geçen 90 yıllık süre içinde İslam dünyasında Kurana yönelişler gittikçe ivme kazanmıştır. Ve bugün gelinen noktada ABD ve İsrail, Müslümanları Müslümanlar ile engelleme organizesine girerken gerçek Müslümanların Kurana dönüş eylemlerini istememektedir.

Bu konuda Polonya asıllı Amerika vatandaşı Yahudi Zbginiev Brzezinski şöyle der; “ İki tür Müslüman vardır, dünyacılar ve kökten dinciler. Biz dünyacılarla ilişki kurup kökten dincilerle savaşmalıyız.”

Eğer biz Müslüman olarak yeryüzünde yaşadığımız müddetçe Allah’ı razı etmek ve Allah’ın rızası ile Cennete girmeyi istiyorsak Siyonist uşaklarının kendi Cehennemi davalarına çalıştıkları kadar bizde İslam için daha fazla çalışarak onlardan daha dava delisi olduğumuzu göstermeliyiz. Çünkü bugün Müslümanları mezhebi olarak birbirine düşüren Siyonizm’in tuzağına İslam’ı şuurla öğrenip mücadelesini vermek durumundayız.

Bedava Cennet yoktur…

Selam ve dua Allaha gerçek manada tabii olanlara…