Kürt siyasi hareketinin en önemli adımlarından biri 1999 Yerel Seçimleri oldu.
Yerel yönetim bazında ilk defa halktan irade talep eden Kürt Siyasi geleneği HADEP ismiyle girdiği Nisan 1999 seçimlerinde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile birlikte 7 ilde belediye seçimlerini kazandı.
Bu iller şunlardı: Van, Ağrı, Batman, Bingöl, Siirt ve Hakkâri.
HADEP’in ilçe ve beldeler dâhil aldığı belediye sayısı ise 37’ydi.
Türkiye, ilk defa o seçimlerden sonra doğrudan Kürt siyasi hareketinin yönettiği belediyeler ile tanıştı.
Bu ilk dönemde HADEP belediyeleri ciddi manada tecrübe kazansa da 2004 yılında yapılan yerel seçimlerde bazı illerde beklenmedik şekillerde seçimleri kaybetti.
Bu iller arasında Van da yerini alıyordu.
Kürt siyasi hareketinin karşısında bu sefer, 1999’un parçalı siyasi haritası yerine tek başına iktidar olmuş ve bu ilk iktidar döneminde ciddi reformlar yapmış AK Parti vardı.
HADEP, 1999 seçimlerine Öcalan’ın yakalanması ile oluşan ortamda arkasına ‘tepkisel’ bir rüzgâr alarak bu başarıyı sağlamıştı.
Van belediyesini kazanması bu anlamda ‘sürpriz’ olarak nitelendirilmişti.
2004 ise rüzgâr AK Parti’den yanaydı.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in kişisel başarısını da eklediğimizde AK Parti çok da sürpriz olmayacak bir sonuçla 2004 yerel seçimlerinde Van Belediyesi ile birlikte neredeyse tüm ilçe belediyelerini kazandı.
SHP adı altında seçime giren ve Van’ın eski belediye başkanlarından Mesut Öztürk’ü aday gösteren Kürt siyasi hareketi bu sefer Vanlılardan onay alamadı.
Kürt siyasi hareketinin 2004 seçimlerindeki bu kaybedişi, aynı zamanda içe dönük bir muhasebenin yapılması, hatalardan ders alınması ile aslında ‘olumlu’ bir şekilde sonuçlandı.
2007’den günümüze kadar olan bütün seçimlerde göreceğimiz gibi rüzgâr hep Kürt siyasi hareketinden yana esti.
2007’deki genel seçimlerde baraj sorunu nedeniyle ilk defa parti adıyla değil ‘bağımsız adaylarla’ seçime girdiler ve bu ilk denemede ciddi bir başarı elde ettiler.
Van’da 7 milletvekilinden 2’sini kazanan DTP’nin 3’üncü adayı ise çok az bir farkla kaybetti.
Ülke genelinde 20 bağımsız milletvekili çıkaran DTP, böylece mecliste de grup kurma şansını yakaladı.
2007 Genel Seçimleri’ndeki bu rüzgâr 2009 Yerel Seçimleri’ne de yansıdı.
DTP ülke genelinde belediye sayısını 99’a çıkarırken en önemli başarılarından birini Van’da yakaladı.
Van merkez belediyesi başta olmak üzere Özalp, Muradiye, Edremit gibi daha önce AK Parti elinde bulanan ilçe belediyelerini de kazandı.
Bu seçimlerinde DTP’nin başarısının altında gençlik kollarının çalışmaları belirleyici oldu.
2009 yerel seçimleri, AK Parti’nin Van’da aldığı ilk ciddi darbelerden biri olarak görülüyor ve bu darbe izleyen seçimlerde de giderek arttı.
Devamında yapılan 2011 genel seçimlerinde ise 2007’de bağımsız aday çıkarma konusunda ciddi tecrübe yaşan Kürt siyasi hareketi bu sefer Van’da 4 bağımsız adayı meclise göndermeyi başardı.
AK Parti oyları bu dönemde sayı olarak artsa da oran bakımından ciddi manada fark yedi.
2014 Yerel Seçimleri’ne BDP adıyla giren Kürt siyasi hareketi aldığı sonuçlarla Van’da bayrağı bir daha kimseye devretmeyeceğini gösterdi.
Bu anlamda Van’ın aslında giderek Hakkari ve Diyarbakır’a benzediğini görmek mümkün.
İlk defa büyükşehir statüsüne geçen Van’da farklı bir sonuç alan BDP sadece iki ilçe belediyesini AK Parti’ye kaptırdı: Tuşba ve Gevaş.
Gevaş’ta çok az bir farkla kaybetti.
Gelinen noktada oy oranlarını her seçimde giderek artıran, söylemleri ve gösterdiği adaylarla ‘Türkiye partisi’ olma yolunda değişen-dönüşen Kürt siyasi hareketi ile Van’da heyecanını ciddi manada kaybetmiş bir AK Parti yarışının, 7 Haziran’daki seçimlerde nasıl sonuçlanacağını tahmin etmek güç değil.
Üstelik bu sefer HDP’nin arkasındaki rüzgâr önceki seçimlerden daha güçlü: Barajı aşmak!
Baraj sorununu ilk defa aşmaya bu kadar yakınlaşmış bir parti, güçlü olduğu bölgelerden elbette daha güçlü çıkacaktır.
Bu yerlerden biri de Van’dır.
Adaylar belirlendikten sonra AK Parti’nin yaşadığı tartışmalar, milletvekili dağılımında bir etki yaratmayacak, burası kesin.
Yani HDP barajı aşarsa 5-3; aşmazsa 0-8’lik bir sonuç kesin gibi.
Ancak AK Parti’nin Van’da alacağı oy oranı büyük bir ihtimalle yüzde 40’ların 2 puan altına kadar gerileyecek.
Bu da, zaten, bölgede heyecanını yitirmiş bu partinin, ülkedeki siyasi konjonktür böyle devam ettiği müddetçe gidererek zayıflamasına yol açacak.
HDP’ye oy verenler için adayların kim olduğu o kadar önemli değil, bunu herkes biliyor.
AK Parti’de adaylar konusunda sıkıntı var, burası açık.
Ancak bu sıkıntı, bana göre, ‘aşiret’ faktörü nedeniyle değil, ‘nitelik’ açısından bir sıkıntı.
AK Parti listesine baktığımızda karşımıza çıkan en önemli sorun, nitelik bakımından sönük ve heyecansız bir liste olması…
Değerlendirmelerimiz devam edecek.