2023 YKS sonuçları açıklandı ve akabinde ÖSYM Başkanı Bayram Ali Ersoy tarafından tüm derslerin genel not ortalaması açıklandı. Burada dersleri ayrı ayrı ele alıp her biri için ayrı bir değerlendirmeye girip popülist bir yaklaşımda bulunmayacağım ki zaten o yeterliliğe de sahip değilim. Ülkemizde okuma yazma bilen ve bakkala gidip para utsunu hesaplayabilen her kişi aşağıdaki tabloyu gayet rahat bir şekilde yorumlayabilir. ÖSYM Başkanının yayınladığı tablo olduğu şekliyle aşağıdaki gibidir. Bir önceki yıllara göre 3 aşağı 5 yukarı, hayır hayır bu çok iyimser bir karşılaştırma olur. Bir önceki yıllara göre 0,1 aşağı 0,3 yukarı sonuçlar aynıdır.
Temel Yeterlilik Testi: (TYT)
Türkçe (40 soru) 20,021 net Sosyal bilimler (20 soru) 8,688 net Temel matematik (40 soru) 8,218 net Fen (20 soru) 3,546 net
Alan Yeterlilik Testi: (AYT)
Matematik (40 soru) 7,576 net. Fizik (14 soru) 2,519 net. Kimya (13 soru) 1,768 net. Biyoloji (13 soru) 2,08 net. Türk dili ve edebiyatı (24 soru) 5,763 net. Tarih-1 (10 soru) 1,730 net. Coğrafya-1 (6 soru) 1,304 net. Tarih-2 (11 soru) 1,805 net. Coğrafya-2 (11 soru) 2,435 net. Felsefe (12 soru) 1,844 net. Din kültürü ve ahlak bilgisi/ek felsefe grubu (6 soru) 1,394 net.
Yabancı Dil Testi: (YDT) Almanca 38,082 Arapça 28,170 Fransızca 39,246 İngilizce 39,242 Rusça 38,995
Sonuç beni gene hayal kırıklığına uğratmıştır. Olmuyor, bir şekilde olmuyor, eksik oluyor, bir şeyleri yanlış yapıyoruz, bu yanlışta ısrar ediyoruz ve olmuyor. Ben, bir eğitimci olarak son on yılımı çocuklarla-gençlerle geçiren biri olarak bu sonuçları her sene görmekten çok büyük üzüntü duymaktayım. Peki, sorumlu kim? Öğrenci, anne-baba, arkadaş, öğretmen, yönetici, hükümetler… Bunlardan hangisi-hangileri bu sonuçlardan sorumludur. Kiminin etkisi az, kiminki fazla ve kimi doğrudan sonuçlardan sorumlu kimi dolaylı olarak sorumludur ama kesin olan yukarıda saydığımız her kişi bu işten sorumludur.
Burada baştan aşağıya her kişinin sorumluluklarından bahsetmek yerine sorunun çözümü konusunda neler yapacağımızdan bahsetmeyi daha doğru buluyorum. Okumuyoruz, kitap okumuyoruz ve ezbere bir şekilde hayatımızı idame ettirmeye çalışıyoruz. En tepedeki kişilerden en dipteki kişiye kadar kitap okumaktan uzağız. Okumayınca, yorum yapamıyoruz, yorum yapamayınca problemler arasında bağlantı kuramıyoruz ve problemler bizi yorunca da sınavda sıfır çekiyoruz. Bu sistem, bu sınavlar bizden kitap okumayı istiyor, yorum yapmayı ve problemlere çözüm getirmemizi istiyor. Okumayınca yeniliyoruz, rakibimiz belli ve her sene aynı rakip ile karşılaşıyoruz ki rakibimiz bizlere tüm defolarını da bağıra bağıra anlatıyor. Oku diyor, okumazsan yapamazsın diyor, okumazsan beni yenemezsin diyor.
Hasan okuldan eve geliyor ve bakıyor ki babasının elinde telefon, o kadar dalmış ki telefona Hasan’ın okuldan gelişinden haberi olmuyor. Annesi ise sabah saat 8 de başlayan ve öğleden sonra saat 14 e kadar suren programa dalmış o da Hasan’ın gelişinde habersiz. Ablası 3 yıldır Üniversiteyi bitirmiş ve daha atanamamış o da kendi haline düşmekten Hasan’ın varlığından bile haberi yok. Televizyondaki siyasetçi küfürlü konuşuyor, mükemmel derecede yalan konuşuyor, okuldaki idareci bakkal yönetir gibi anahtar kayışında okulda dolanıyor. Hasan bir kere olsun öğretmenin elinde bir kitap görmüyor, kitap okuduğuna şahit olmuyor… Şimdi hepimiz bir Hasan olalım, bu ortamda Hasan’ın ilerde gireceği sınavda ortalamaların çok üzerinde bir sonuç çıkaracağına olan inancımız ne kadar olur. İyimser bakıyorsak çok fazla ütopik yaşıyoruz demektir. Çünkü olmaz, bu ortamda olmaz yani Hasan üst düzey bir zekâya ve olgunluk düzeyinde bir duygusallığa sahip değilse bu iş olmaz.
Şimdi hepimiz bugünden itibaren en yakınımızdaki kitabı okumakla başlayalım bu işe. Bu sefer Hasan’ a bu şekilde yardımcı olalım. Çok çok önemli bir işimiz yoksa ve aç değilsek kitap okumaya vaktimiz var demektir. Her birimizin yakınında mutlaka bir Hasan vardır ve bir bahanemizde kalmadığına göre hadi Hasan’la kitap okumaya.