Referanduma sayılı haftaların kaldığı bir süreçte kente bir birinden önemli isimler çıkarma yapıp yeni anayasayı ve değişikliği anlatmaya devam ediyor. Sistemin tartışılmaya devam ettiği bir süreçte yeni anayasa sürecini en iyi bilenlerden ve hazırlanmasında pay sahibi olan Prof. Dr. Mustafa Şentop, Van TSO tarafından hazırlanan ‘Yeni Anayasa Değişikliğinin Ekonomi Üzerindeki Etkileri’ paneline katıldı. Panelist olarak Van TSO başkanı Necdet Takva’nın e sahipliği toplantıya Gümrük ve Ticaret Bakanı Fatih Çiftci’nin de katıldı. Şentop değişiklikleri tam anlamıyla anlatıp kritik maddeleri kentteki önemli isimler, STK temsilcileri, ekonomi dinamiklerine tek tek anlattı.

 

Van Ticaret ve Sanayi Odası tarafından organize edilen ‘Yeni Anayasa Değişikliğinin Ekonomi Üzerindeki Etkileri’ Paneli AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop’un katılımıyla gerçekleşti. Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftci’nin de panelis olarak katıldığı toplantıya Van Milletvekili Burhan Kayatürk, Van Eski milletvekilleri Kayhan Türkmenoğlu, İkram Kali, Mustafa Kaçmaz, Gevaş Belediye Başkanı Sinan Hakan, OSB Şemsettin Bozkurt, Van ESOB Başkanı Muhittin Aydemir, Kanaat önderlerinden Naci Orhan ve bir çok esnaf, tüccar temsilcisi, STK başkanı ve dernek başkanı ile vatandaş katıldı.

 

 

TAKVA: BİZİM BİR SİHRE İHTİYACIMIZ VAR

Panelin açılışını yapan Van TSO yönetim kurulu başkanı Necdet Takva, üyelerin karar alma sürecinde soru işaretlerini ortadan kaldırmak amacıyla Şentop’u davet ettiklerini söyledi. Açılışta Van’ın önemine vurgu yapan Takva, bu noktada yeni değişiklik ile Van’ın da bir olumlu etki beklediğine vurgu yaparak şu ifadelere yer verdi: “Van şehri inanılmaz bir kent. Tarihte 5 kez yerle bir edilmiş ama yeniden kurulmuş bir şehir. Her zaman kendini yeniden var edebilen bir şehir. Van gücünün farkında olan bir şehir. Bununla birlikte elbette Talihsiz süreçlerimiz de var. Van bölgesel arası gelişmişlikte dezavantajları olan, gelişmişlikte son sıralarda olan, Türkiye’de en çok genç işsizin bulunduğu olan ve istihdam sorunu olan bir kent. Bu yeni değişimin bahsini ettiğim konulara etkisi ne olacağı bizim de merak konumuz. Bizim bir sihre, bir zenginliğe ihtiyacımız var.”

 

 

ÇİFTCİ: VAN’IN GELECEĞİ BELİRLENECEK

Ardından konuşan Fatih Çiftci ise yeni anayasa değişikliği ile ilgili görüşlerini kısaca paylaşarak, Türkiye’nin ve Van’ın geleceğinin belirleneceği bir halk oylaması yapılacağını söyledi. Çiftci konuşmasında: “Türkiye önemli bir süreçten geçiyor. AK Parti’nin ilk anayasa değişikliği bu değil. Ekonomi açısından bakıldığında bu değişiklik istikrar demek, üretim demektir. Bu bölgede huzurun, barışın ne kadar önemli olduğunu en iyi biz biliyoruz. Bugün geldiğimiz noktada 16 Nisan’da Anayasanın tüm değişikleri ortaya konulacak ve güçlü bir Evet ile bu ülkede istikrar ve üretim artarak devam edecek.  Bu referandum terör örgütleri için de bir korku demektir. Çünkü bu değişiklik ile terörün de önüne geçilmesi için kararlı ve çabuk adımlar atılacak. Van için de çok önemlidir bu değişiklik. Geçmişten bugüne ciddi sıkıntılar yaşadık. Büyük acılar yaşadık. Bundan sonraki süreçte inşallah bu bölgeye huzur gelmesine neden olacak. Van bu noktada hep sağduyudan yana oldu. Hamdolsun ki bu noktada Cumhurbaşkanımızın ve hükümetin teveccühüne de mazhar oldu bu kent. İnşallah 16 Nisan’la Evet’in de güçlü çıkması ile inşallah ekonomiye de ciddi yansımalar olacak. Huzurun olduğu yerde ekonomi olur, sermaye olur, istikrar olur. Bu süreçte en ufak bir olumsuzluk Van’ı ve bölgeyi etkileyecek. Bu yüzden 16 Nisan akşamı Van ve Türkiye güçlü bir şekilde yoluna devam edecek.”

 

 

ŞENTOP: ANAYASA 18 KERE DEĞİŞMİŞ AMA RUHU AYNI!

Çiftci’nin ardından sözü alan Mustafa Şentop ise oldukça ayrıntılı ve detaylı bir anayasa değişikliği ile ilgili katılımcıları bilgilendirdi. Şentop kritik maddeler üzerinden oluşturduğu konuşmasında değişiklik ile ilgili olarak şu sözlere yer verdi: “16 Nisan’da bir değişiklik oylayacağız. Türkiye daha önce de halk oylamaları yaptı. Hatta anayasa değişiklikleri yaptı. 1982’de yürürlüğe giren bu anayasa 18 defa değişti. 35 yılda 18 kez değişti. Yani her 2 yılda bir anayasa değişiyor. Buna rağmen yetmedi 19’uncusunu yapıyoruz. Son değişiklik mi? Bunun için kesin bir şey diyemeyeceğiz. Yeni anayasa yaparsak belki bu son olacak. Bizim metinde olmasını istediğimiz farklı değişiklikler vardı. Ama mutabık kalamadık. CHP’nin de HDP’nin de istediği değişiklikler oldu. Yani meclisteki tüm maddeler bu anayasada değişiklik istiyor. Nedir Türkiye’nin meselesi bu anayasa ile? Hala neden 35 yıldır bu anayasayı konuşuyoruz? Şimdi anayasanın hem metni hem de bir ruhu var. Şimdiye kadar hiç ruhu konuşulmamış. 18 değişiklik yapılmış ama değişen bir şey olmamış. Çünkü değişiklikler hep sözde olmuş. Yani hiç ruhuna dokunulmamış. AK Parti’nin istediği de bu yüzden yeni bir anayasa. Yeni bir anayasa olursa Türkiye’nin sorunu çözülecek. İşte bu noktada yeni anayasa ruhu önemli.”

 

 

YENİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİ SÜRÜCÜ KURSU ARACINA BENZETTİ

Ardından yeni anayasa değişikliğini verdiği çarpıcı örnekle anlatmaya çalışan Şentop, yaptığı metafor ile katılımcıların dikkatini çeken ve olayı en detaylı haliyle çerçeveleyen bir tanımlama ile değişikliği anlattı. Şentop: “Bilindiği Aday sürücü eğitimi verilen araçlar var. Bu araçlar trafiktekiler ile aynı. Ama içi farklı. Solda sürücü oturuyor, sağda ise eğitmen. Sürücü eğitmenini oturduğu yerde aracı kumanda edecek mekanizma var. Yani hem gaz, fren, debriyaj ve direksiyon var. Aracı aday kullanıyor gibi görünüyor ama kritik yerlerde eğitici müdahele ediyor aslında. İşte Türkiye’de 61’den sonra kurulan anayasal sistem bu. Biz de diyoruz ki biz bunu bir kenara bırakalım. Yeni bir araç yapalım. Bunu yapamadık. Bunu yapamayınca araca müdahele etmenin yolu olarak sağ taraftaki ikinci bölüme müdahele etmekle olur diye düşündük. İşte geçmişteki 18 değişiklik aracın çalışma mantığına değil kaportasına, sağına soluna yapılmış. Ama biz ilk kez bu çalışma mekanizmasına dokunacağız bu değişiklikle.”

 

 

“SAĞ KOLTUKTA OTURAN ARAÇTAN ATILDI, KONTROL BİZDE”

“Bize diyorlar 14 yıldır iktidardasınız hala vesayetten bahsediyorsunuz. Bişey yapmadınız mı diyorlar? Yaptık. Önce sağda aracı kontrol eden vatandaşı rahatsız etmeye başladık. Sonra yavaş yavaş onu etkisiz hale getirdik. Daha da güçlenince kapıyı açtık aşağı attık. Şimdi vesayet yok artık. Fakat bu yeterli değil. Ama yeterli değil. Sağ taraf boş ama herhangi birisi yeniden gelip bu aracı kontrol edebilir. FETÖ’cüler yıllarca sağ tarafa oturuyorlardı 16 Temmuz’da sağ tarafa oturmaya kalktılar. 15 Temmuz’da buna teşebbüs ettiler. Çünkü biliyorlar ki bu araba sağdan da kullanılıyor. Onlar da araçtan atıldı. Ama ilerde bir yenisi olabilir. Çözüm de sağ taraftaki bu mekanizmayı sökmektir. İşte 16 Nisan’da oylanacak değişiklik bu. Biz ilk defa ruha dokunuyoruz. Bu aracı biz normalleştireceğiz.”

 

 

HÜKÜMETİ MECLİS DEĞİL HALK KURACAK

Şentop, konuşmasında mevcut sistemdeki parlamentoda hükümeti kurma yetkisi ile birlikte istikrarın da sağlanacağına değinerek yeni değişiklik ile nasıl hükümet kurulacağını da şöyle anlattı: “Hükümeti meclisteki dengelerden kurtarmak lazım. Biz değişiklik ile hükümet işini tamamen millete veriyoruz. Şimdi iki sandık kurulacak. Bir sandıkta meclisi seceğiz, diğerinde hükümeti seçeceğiz yani Cumhurbaşkanını seçeceğiz. Seçim gecesi hükümet de belli başkan da belli yani. Süre de 5 yıl. Ne olursa olsun hükümet düşmüyor. İstifa da olsa meclis devam ediyor. Hükümetlerle ilgili müdaheleyi ortadan kaldırmak için yani yetkiyi hükümete veriyoruz. Vesayet bu adımla kökten ortadan kalkacak. Ama kalıcı hale gelmesi lazım.”

 

 

CUMHURİYET BOYUNCA HER 1 BUÇUK YILDA 1 İKTİDAR GELDİ

Anayasa değişikliğindeki önemli bir gerekçenin istikrar olduğuna dikkat çeken Şentop Türkiye’nin yıllarca her 1 buçuk yılda bir değişen yönetimlerle yönetildiğini bunun hem ekonomik hem de uluslararası itibar anlamında da kayıplar yaşattığını belirtti. Şentop: “Cumhuriyetin 94’üncü yılında 65’inci hükümetteyiz. Amerika 228’inci yılında 45’inci hükümeti var şu anda. Biz istikrar deyince şunu söylüyorlar: Siz 14 senedir iktidardasınız. Doğru şu an bir istikrar var. Ama bu Erdoğan gibi güçlü bir liderin eliyle olan bir istikrar. Seçime giriyor, kazanıyor. Ama her zaman bu ülkede istikrar olmayabiliyor. Biz diyoruz ki güçlü siyasi lidere bağlı olmayan bir iktidar olsun. Sistem üretsin bunu. Bu yüzden bu istikrar bizi aldatmasın. Seçim sonucunda da bu istikrar çıkacak. Yüzde 50’yi alan ilk turda hükümet olacak. Bu olmazsa ikinci tur olacak. En kötü ihtimalle ikinci turda hükümet kurulacak.”

 

 

“BİZ SINIRLARI AŞTIK, MEVCUT SİSTEM BİZE YETMİYOR”

Yeni değişikliğin gerekçelerinden bir diğerinin de Türkiye’de çığır açan Ak Parti’nin artık daha büyük çalışmaları bu sistemle yapamadığı olarak tarif eden Şentop konuyla ilgili olarak ise: “AK Parti 14 senede çok büyük şeyler yaptı. Çağ atlama dediğimiz olay gerçekleşti. Ama bu yapılanların hepsi bugüne kadarki paradigma ve sistem içerisinde yapılabilecek olan şeylerdi. Biz bunun sınırına vardık. Bir kaç senedir bu sistem içerisinde yapılabilecek olanların sınırına varınca bu sistemle devam edersek, bu seviyeye değiştirmeksez büyük şeyler yapamayacağımızı anladık. Bir sıçrama yapmamız lazım. Bu da bu sistem değişikliği ile olacak. Bu değişiklik ile bürokrasi de değişiklik de değişecek. Çünkü kamu bu ülkede halkı kontrol altına almak için çalışmıyor. Ama değişiklik ile bakanlık ve teşkilatlanmalar yeniden dizayn edilecek. Bürokrasi de yeniden şekillenecek.”

 

 

18 YAŞINDAKİ GENÇTEN MİLLETVEKİLİ OLUR MU?

Ardından en çok tartışılan ve konuşulan maddelere geçen Şentop, bu noktada en önemli konulardan birinin 18 yaş konusu olduğuna dikkat çekti. Şentop 18 yaşındaki bir ismin meclise girmesi ile ilgili tartışmalara şöyle nokta koydu: “18 yaşında seçilme hakkı veriliyor. Buna itirazlar var. Biz daha önce 2002’de Ak Parti iktidara geldiğinde seçilme yaşı 30 idi. Bunu 25’e yine biz indidik. Şimdi 18’e iniyor. Bu yeni bir hak değil aslında. Biz bir haksızlığı ortadan kaldırıyoruz. 8,5 milyonun üzerinde genç var bu ülkede. Bu isimler oy verebiliyor ama oy alamıyor. Gelsin bu gençlerimizin ülke yönetsin deyince yaşları küçük deniliyor. Yeterlilik meselesi yaş işi değil bu büyük yaştaki isimler için de geçerli. O yüzden kendisini yetiştirmek gençleri de seçmek gerekiyor. Dünyada 51 ülkede, Çin dahil seçilme yaşı 18.”

 

NEDEN 600 VEKİL?

Milletvekili sayısının artmasını değerlendiren Şentop, bu artışın gerekçesini de şöyle açıkladı: “600 milletvekiline de itiraz ediliyor. Buna en çok da Kılıçdaroğlu itiraz ediyor. Ama en son onun da içinde bulunduğu milletvekili sayısı komisyonda 600’e çıkarılmış. Sonra mecliste 550’ye indirilmiş. O zaman destek veren isimlerden birisi de Kılıçdaroğlu’nun partisi. Türkiye’de 1980’e kadar seçilen parlamenter sayısı 600. 1950 ile 60 arasında da 600 küsür vekil. Dolayısıyla bunun teorik olarak bir mahsuru olmadığı gibi sebebi de var.” Şentop önemli bir değişikliği de: “Askeri yargı kaldırılıyor. Asker sivli herkes aynı mahkemede yargılanacak.” Şeklinde paylaşarak, tartışmaya sürekli açılması ile ilgili olarak ise: “Aslında değişiklikteki esas sorun şu. Metni okumuyorlar. Yalanlarla ortada bir kafa karışıklığı oluşturmaya çalışıyorlar. Tabi yalanlar uzun süre kalmıyor. Gerçek bilgiler anlatıldıkça bunların hepsi nihayete eriyor.”

 

HESABI ARTIK HALK SORACAK GENSORU YOK!

Şentop değişiklik maddelerine şöyle devam etti: “Bu bir hükümet sistemi değişikliğidir. Bugünkü sistemde meclis seçiliyor, hükümet bunun içinden çıkıyor. Şu anki mevcut hükümet sisteminin gözlüğü ile yeni hükümete bakarsanız yanlış olur. Çünkü sistem farkı var. Mesela gensoru niye yok diyorlar: Gensoru parlamenter sistemin özelliği. Yeni sistemde ise meclis güvenoyu vermiyor ki. Güvenoyunu halk veriyor. Hükümet varlığını meclise değil halka borçlu. Bugün ülkede kararı iki kişi veriyorsa, bizim önerdiğimiz sistemde tek kişi veriyor. Biz bundan utanmıyoruz. Tek kişi veriyor ama yasama, yargı, yürütme ayrı. Biz buna itiraz edene soruyoruz: Kaç kişi istiyorsunuz peki? Bakanlar var ama onların görevleri farklı. Çalışmayan bir bakanın değişikliğini de yine iki kişi söylemiyor mu? Mesele zaten bu çift başlılığı bitirmek. Dünyada da son sözü tek kişiler söyler. Başkanlık da, yarı başkanlıkta da bu böyle.”

 

HİÇ BİR KEYFİYET YOK HER ŞEY ANAYASA GÖRE İŞLEYECEK

“Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri de çok tartışılıyor. Biz yeni bir sistem icat etmiş değilmiş. Dünyadaki standartlara göre Cumhurbaşkanına daha az yetki veren bir değişiklik hazırladık. ABD’de başkan kanun gücündedir ama bizde kanun kadar güçlü değil. Cumhurbaşkanın yargılanması için 3’te 2 gerekiyor. Bunun için çok diyorlar. Dünyadaki diğer sistemlerde de böyle. Bunun neyi çok? Biz değişikliğimizi CHP’nin gücüne göre yapacak değiliz ki. Bizim getirdiğimiz düzenlemeler dünya standartlarına uygundur. Daha az güç ve daha az yetki var üstelik. Bu yetkileri yazan maddelerin biz sadece başlıklarını yazdık. Bunların nasıl kullanılacağı anayasanın diğer maddelerinde yazılı zaten. Savaş ilanı kararı öyle cumhurbaşkanı isteyince olmuyor, bu meclis kararı ile olur. Olağanüstü hal ilanını meclisin ilanına sunarak ilan eder. Meclis isterse bunu kaldırabilecek. Bu yüzden başlıkları okuyunca her şeyi keyfi olarak yapacak gibi görünüyor. Ama anayasa bir maddeden oluşmuyor. Bu yetkileri nasıl kullanacağı diğer maddelerde yer alıyor. Biz 5 senedir bu değişiklik üzerine çalışıyoruz. Bu metin 105 maddeden oluşuyordu. Bunlardan sadece 18 madde çıkarabildik.”

 

ANAYASA MAHKEMESİ MUAMMASINA NOKTAYI KOYDU

“Anayasa mahkemesinin üyeleri ile ilgili madde. Hem bu üyeleri seçecek diyorlar hem de bu üyeler tarafından yargılanacak diyorlar. Cumhurbaşkanı seçilir seçilmez 12 üye ataması yapmayacak. Görev süresi dolmayan anayasa mahkemesi üyesinin yerine atama yapılmayacak. Süresi dolarsa Cumhurbaşkanı kendine düşen kontenjan kadar atama yapacak. Bunun aksinde bir şey yok.”

 

ERDOĞAN’DAN SONRA NE OLACAK?

Son olarak kamuoyunda sıkça konuşulan Erdoğan’dan sonra ne olacağı konusunu dile getiren Şentop, sözlerine şu ifadelerle son verdi: “Tayyip Erdoğan’dan sonra ne olacak diyorlar? Biz işte bunun için Erdoğan’dan sonrasını garantiye almak için bu sistemi değişiyoruz. Peki bugünkü sistemde Erdoğan’dan sonra ne olur ona bakmak lazım. Yüzde 50 oy alabilecek liderler bu ülkeyi yönetsin istiyoruz. 25 milyonun üzerinde bir oy alan lider güçlü olmasa da güçlü hale gelir. Batılıların itirazı buydu. Onlar Türkiye’de uzaktan kumanda bir sistem varlığı istiyorlar. Erdoğan’dan rahatsızlar çünkü ABD’li bir ismin deyimiyle Erdoğan onların çifte standartlarını yüzlerine vuruyor. Erdoğan gitsin istiyorlar. Gezi’yi desteklediler, 17-25’i desteklediler, 15 Temmuz’u desteklediler. Halk desteklediği sürece de gitmeyecek. Onlar gitsin diye beklerken biz Erdoğan’ın seri üretimine geçiyoruz. Bu sistem ile Erdoğan gibi güçlü liderler olacak artık Türkiye’de. Dünya yeniden kuruluyorken biz de kendimizi yeniden kurma sürecindeyiz. İnşallah bunu da başaracağız.”


ŞEHRİVAN HABER: YUNUS EMRE AYKAÇ-ÖNDER ALTINAL

 
Editör: TE Bilisim