Bu yıl farklı bir Ramazan, farklı bir bayram geçirdik.

Seçimlere gelmesiyle ‘siyasi’ dozajı yüksek bir Ramazan olsa da, son dönemlerin en güzel Ramazan’larından birisini geçirdik.

 

Bölgede hiç bitmeyen çatışmalar, terör eylemleri, huzursuzluklar, sokak olayları ve halkı huzursuz eden bilumum olaylar gölgesindeki Ramazan’lardan sonra nefes aldık.

Geçtiğimiz yıllarda Ramazan’ı, bayramı kana bulayanların yaşattığı acı ve gözyaşından uzak güzellikler yaşadık.

 

Kim ne derse desin, kayyum belediye başkanları eliyle yönetilen belediyeler eliyle İstanbul’dan, Bursa’dan, Konya’dan eksik kalmayan Ramazan maneviyatı yaşadık.

Şehrin merkezinde güzelliklere doyduk, Edremit’te göl manzaralı iftar sofralarında oturduk, Tuşba’da huzur sofralarına oturduk.

 

5 yıldızlı Ramazan sofralarından kurtulup mütevazi sofralarda buluştuk.

Geçtiğimiz yılların aksine Valilerimiz, belediye başkanlarımız 5 yıldızlı otellerde değil, her gün bir ilçede, bir mahallede iftarlar açıp halk ile Ramazan güzelliğine ortak oldular.

Bunlar az şeyler değil.

 

Sadece 1 gün, yanlış duymadınız 1 gün evinde iftar açan bir Vali ve belediye başkanına sahip olmak güzel şey değil mi?

Ben demiyorum.

 

Sayın Valimizin eşi diyor.

Valimizin evinde iftar yapmaması üzerine bir latife yapan Burhan İnan beye twitter’dan şöyle cevap veriyor:

 

“Burhan bey Ramazan’ın yarısını oğullarımın yanında geçirdim. Kalan yarısında ben de Vali Bey’e  ilçelerde eşlik ettim  ama bir gün konutta ailecek iftar yaptık. Hakkımı yemeyin.”

 

Evinde rahat rahat iftar açmak varken, Vali bey vatandaşın sofrasına oturuyorsa, bu kıymetlidir.

 

Daha öncekiler yapmadı.

Kendileri de yapmayabilirdi.

Ama onların yüreklerinde bu halkın yaşadığı acıları anlayan güzellikler var.

Onlar bizim adaletli ve yüreği sevgi dolu yöneticilere ne kadar ihtiyacımız olduğunu iyi biliyorlar.

 

Onlar halis niyetlerle bizlerin yanında yer alıyor.

Hem Sayın Vali...

 

Hem de ilçe belediye başkanları bu konuda yüreklerimize dokundular.

Biz bu tabloyu özlemiştik.

Bu halka Ramazan’da acılar yaşatan,

Ölümler yaşatan,

Bayram günü bombalar ile saldıran bir zihniyetin yönetiminden sonra, Ramazan’ı Ramazan gibi yaşatan insanlarla bir araya geldik.

 

Bize Ramazan huzurunu da, bayram sevincini de çok gören isimlerin şerrinden kurtulduk.

Az mı?

Kadrini, kıymetini bilmek lazım.

Nasıl olacak?

Sahip çıkacağız.

 

Hem bu kente hizmet etmelerini sağlayacağız.

Hem onları sahipleneceğiz.

Hem de bu kente gerçekten hizmet edecek isimlerin her daim bu kentte var olmasını sağlayacağız.

 

Kimsenin artık bu kentte sadece ismen temsil ediyor gibi görünmesine izin vermemek lazım.

Bakın hafta sonu seçim var.

 

Belki Valilerimiz, belediye başkanlarımızı değil ama bu isimlerin son dönemlerde yaptıklarından daha büyük işler yapabilecek isimleri oylayacağız.

İyi düşünmek, kimlerin bize bu mutluluğu yaşatacağını düşünerek karar vermek gerekiyor.

İş olsun diye listelerde yer alacaklar ile, kente hizmeti buluşturanları ayırt etmek gerekiyor.

Son dönemlerde yaşadığımız huzuru unutmamak gerekiyor.

 

Geçtiğimiz Ramazan’larda, bayramlarda yaşadığımız acıları da düşünerek ellerimizi vicdanımıza koymak gerekiyor.

 

O yüzden.

Gelin bu kentin

Huzuruna...

Refarıhan...

Geleceğine...

Hizmetine...

Projesine...

Yatırımına oy kullanın.

 

Gelin bir bayramın hemen ardından gelen demokrasi bayramında iyi düşünün, iyi olanı yapın.

 

Biz bu günlerin kıymetini iyi biliyoruz.

Daha önceki acıları yaşamamak için de ne yapmamız gerektiğini iyi biliriz.

Fazla söze gerek yok.

 

Bu vesileyle de...

İki bayram arefesinde Alvarlı Efe’nin güzel sözleri ile bitirelim:

 

Can bula cânânını

bayram o bayram ola

kul bula sultanını

bayram o bayram ola.

 

hüzn-ü keder def ola

dilde hicap ref ola

cümle günah af ola

bayram o bayram ola.

 

lütfi ya lütfü kerim

erişe rahmü-rahim

bermurad ede fehim

bayram o bayram ola.

Editör: TE Bilisim