Deprem sonrası toparlanma sürecine giren ve son 5 yıllık süreçte turizm alanında özellikle İran ile ilişkilerin artmasıyla ciddi oranda turist ağırlayan Van’ı önümüzdeki sezonda zor günler bekliyor. Zira son birkaç yıldır ciddi bir turist akışının yaşandığı Van bu şoku atlatsa da uluslararası camia Van’ı kırmızı listeye çoktan ekledi bile. Bir çok ülke Van’a gitmeyi riskli görüyor ve ‘Sakın gitmeyin’ mesajı veriyor! Haliyle Van’ın şu sıralar yine en büyük umudu İran’dan gelecek olan turistlerde. 7 Haziran’dan sonra bu potansiyelinden de olan Van’ın uzun yıllardır yapılan çalışmaların avantajıyla elde ettiği turist sayısını yeniden yakalaması geriyor. Resmi girişimler dışında üniversite ve Van TSO’nun özel çabalarıyla İranlı turistlerin gözde kentlerinden biri olan Van’ın barış ve huzur ortamının yeniden sağladığı, çatışmaların bittiği bir kent olarak hem turizm, hem de alışveriş ve eğlence kenti olma noktasındaki artılarının bir kez daha ortaya konması gerekiyor. Bunun için de gözler yeniden sağlanacak barış ve huzur ortamı ve kentin dinamiklerinin yeniden inisiyatif almasında.

 

ACİLEN TOPARLANMALI!

Deprem sonrası toparlanma sürecine giren ve son 5 yıllık süreçte turizm alanında özellikle İran ile ilişkilerin artmasıyla ciddi oranda turist ağırlayan Van’ı önümüzdeki sezonda zor günler bekliyor. Aralarında Türkiye’nin de yer aldığı dünya ülkelerinin gözü kulağı Antalya’da gerçekleştirilen G-20 zirvesinden çıkacak sonuç raporlarına çevrilmiş durumda. Doğu Anadolu bölgesinde ise aralarında Van’ın da yer aldığı iller ulusal ve uluslararası güvenlik endişesi nedeniyle sekteye uğrayan turizm sektörünün bir an evvel toparlanması için adeta gün sayıyor.

 

YILLARIN ÇABASI HEBA OLDU…

7 Haziran seçimlerine kadar geçtiğimiz yıllara oranla iyi bir grafik yakalayan Van son zamanlarda yaşanan çatışmalı sürecin sıkıntılarını yaşamaya devam ediyor. İran ile ekonomik anlamda beklenilen gelişmelerin yerine turizmde son yıllarda adeta büyük bir patlama yaşanırken 2015 yılı için belirlenen 1 milyon turist rakamı yılın 6’ınca ayında fazlasıyla yakalandı bile. Fakat istikrarlı tablo 7 Haziran seçimleri sonrasında bir anda bozuldu. Van adeta İranlı turistlerin en gözde ziyaret ettiği kent haline gelirken Van TSO, üniversite gibi kurumların özel girişimleri sonunda da kent en çok tercih edilen İstanbul, İzmir, Antalya gibi kentlere kafa tutmaya başladı. Van esnafı 7 Haziran seçimleri öncesi İranlı turistlere ürün yetiştiremez hale gelirken başlayan çatışmalar turist akışını bıçak gibi kesti. 1 Kasım seçimleri ile birlikte yumuşayan ortam yeniden turistlerin Van’da dönmesine neden olurken yeniden oluşturulacak bir huzur ve barış ortamı olmadan o büyük ivmenin yeniden kazanılması zor gibi görünüyor. Zira Van’ın İran’da tanıtılması için son birkaç yıldı çok önemli ziyaretler yapılmış. Cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık nezdinde yapılan ziyaretlerle birlikte YYÜ, Van TSO gibi kurumlar ve özel şirketler sayısız çıkarma ile İran’ı Van’a taşıma anlamında büyük bir yükün altına girmişlerdi…

 

VAN DA İPTALLERDEN NASİBİNİ ALDI!

Fakat yaşanan gelişmeler ve sancılı süreç Van’la birlikte bölgeyi de vurdu. Son dönemlerde uluslararası alanda yaşanan savaşlar yetmezmiş gibi Türkiye’nin bozulan çözüm süreci ülke ve kente ikinci darbe oldu. Yabancı ülkeler tur programlarından çıkarınca yerli firmalar da turlarını iptal etti. Yanı başında yer alan İran’dan gelen turistlerin ekonomik ve sosyal anlamda şehir hayatına canlılık kattığı Van, seçim öncesi ve sonrasında bölgede yaşanan olaylardan olumsuz yönde etkilendi. Bölgede gerçekleştirilen operasyonlarla birlikte başta yerli tur operatörleri olmak üzere yabancı organizatörler de bölgedeki illeri tur programlarından tek tek çıkarmaya başladı. Amerika, Kanada, Avusturalya gibi ülkeler büyükelçilikleri vasıtasıyla yayınladıkları risk haritalarında Güneydoğu Bölgesi için kırmızı hat kullanırken, D.Bakır, Mardin, Şanlıurfa, Gaziantep gibi illeri de gezilmesi ve ziyaret edilmesi sakıncalı olarak belirledi. Yaşanan bu gelişmelere paralel olarak Van Gölü Havzasında yer alan ve özellikle Güneydoğu çıkışlı yapılan turlarda geceleme sayısı en az 2 gün olarak programlarda yer bulan Van, bu olumsuz durumdan nasibini aldı. Yabancı tur şirketlerinin tur programlarında sadece adı geçen iller değil turizm güzellikleriyle herkesi cezbeden Van, Ağrı, Kars gibi şehirlerde olumsuz etkilendi.

 

VANLI TURİZMCİLERİN TEK UMUDU İRAN, SEKTÖRÜN GERİ KALANININ AKIBETİ BELİRSİZ

Van’da tur organize etme, satış ve uygulama yetkisine sahip pek çok acente gelecek sezonun endişesini şimdiden yaşıyor. Acente sahipleri ve turizm organizatörleri bölgenin güvenlik sorununun bir an evvel çözüme kavuşturulması gerektiğini ifade ederek turizmin yeniden canlanması için devlet desteğinin şart olduğunu belirtiyor. Van turizm sektörünün gazetemiz aracılığı ile yetkililere ulaştırmak istediği tavsiyeler arasında bölgeye tur operatörleri ve tur organizatörlerinin TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği) ve TUREB (Turist Rehberleri Birliği) temsilcilerinin getirilerek turizm kamuoyuna güven mesajı verilmesi, bölgenin restorasyon ve rekonstrüksiyon gerektiren turizm cazibe alanlarının bir an evvel turizme kazandırılması, Van müzesinin bitirilerek hizmete açılması gibi temel başlıklar yer alıyor.

 

PROBLEMİN ÇÖZÜMÜ ACİL EYLEM ÇAĞRISI VE SEKTÖRE GÜVEN MESAJLARININ VERİLMESİ

Van’da görev yapan tur rehberlerinin bağlı bulunduğu Şanlıurfa Rehberler Odası, Van’da merkezi bulunan TÜRSAB Bölgesel Yürütme Kurulu ve ilde faaliyet gösteren otel işletmecileri, restaurant sahipleri ve sektörde hizmet veren binlerce kişi özellikle seçim sonrasında mecliste çalışma yürütecek milletvekillerinden, siyaset mekanizmalarından bölgenin bir an evvel toparlanmasını sağlayacak adımlar atmasını bekliyor. Nisan ayı sonrası hareketlilik kazanacak turizm sektöründe talep artışının yaşandığı diğer bölgelerin gölgesinde kalmak istemeyen sektörün en güçlü argümanı ise acil eylem çağrısı olacak.

Turizmde korku ve psikolojik baskı, sektörün yaşadığı güvenlik endişelerini canlı tutuyor

Acil eylem çağrısında “Çatışma, şiddet ve toplumsal olayların her an her yerde yaşanabileceği ama bunun bir korku ve psikolojik yılgınlığa sebep vermemesi. Turizm, güven ve istikrar ortamında büyür ve gelişir. Halkın ve esnafın beklentileri batıda şekillendirilmeye çalışılan riskli ve tehlikeli doğu algısının artık kırılması ve bu bölgelerin turizmde hak ettiği konuma gelmeleri. Yabancı acentelerin ve uluslararası turizm sektör temsilcilerinin bölgeye karşı hassasiyetleri veya algıları ne olursa olsun en azından ülke içinde faaliyet gösteren ulusal çaptaki tur organizatörlerine güven verilmesi ve bu bölgenin bir an evvel tur programlarına dâhil edilerek ayağa kaldırılması gerekiyor” yorumları yer alıyor.


ŞEHRİVAN TURİZM: VEYSEL İZGİ : EMİN TOKTAŞ / ÖZEL HABER

Editör: TE Bilisim