Van Gölü Havzası sağlığa faydalı ve ekonomik getirisi olabilecek birçok ürünü içinde barındıran özel bir yerdir.

Önceki yazılarımızdan hatırlanacaktır: Bu ürünlerden biri olan Van Gölü Balığının sağlığa faydalarını, markalaştırılması gerektiğini, tüketim-üretim ile ekonomi ve toplum sağlığına olacak katkılarını uzunca tartışmıştık.

Çalışmalar halkın bilinçlendirilmesi ve tüketimin artması noktasında olumlu sonuçlar vermeye başladı.

Aynı şekilde; havzada bulunan, toplumun ekonomik ve refah düzeyine katkı sağlayacak bir diğer zenginliğimiz ise Van Gölü Havzası Karakovan Balıdır.

Yaşadığımız bölge deniz seviyesinden oldukça yüksek bir rakıma sahip.(1700 metre)

Bu rakımın özelliklerinden kaynaklı, bitki ve çiçek zenginliği olarak kendine has bir bölgedir.

Bitki çeşitliliği ve özellikleri ile dünyaca ünlü Karakovan Balının üretim merkezidir.

Üretilen balın kalitesi de bir o kadar yüksektir.

Organik balın ölüm hariç her derde deva olduğunu büyüklerimizden de biliyoruz.

Ayrıca, Allah (CC) Nahl Suresi’nde şöyle buyuruyor;

“Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır.                      (Nahl Suresi, 68-69)”

Balın dinimizce de önemini bu ayeti kerimeden anlıyoruz.

Faydaları saymakla bitmez...

Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, sağlığımız için bölgemizde üretilen el değmemiş tamamen organik olan Van Gölü Havzası Karakovan Balını tüketmeliyiz.

Biliyoruz da ne oluyor?

Neden hâlâ bilmediğimiz, kalitesinden emin olmadığımız, sağlığımıza zarar verecek, hiçbir besin değeri olmayan balları satın alıp tüketiyoruz?

Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz balcılar, arıcılar ve mesleki birlikler piyasada Van Gölü Havzası Karakovan Balı diye sahte balın satıldığını, hatta bu balların fabrika üretimi olduğunu söylüyorlar.

Ayrıca bu balların arının dokunmadığı; sadece şeker olduğu noktasında serzenişler duyduk.

Karakovan Balı üreticileri hiçbir belgesi olmayan kişilerce, sokakta, berberde, veterinerde, tornacıda vs gibi yerlerde satıldığını belirttiler.

Sizce burada suç sadece berberin, seyyar satıcının veya tornacının mı?

Değil elbet.

Suç öncelikle biz tüketicilerde.

Sonra denetimi yapacak kurum ve kuruluşlarda.

Halkımızın bu konuda bilinçlendirilmeli, öncelikle sağlığa olacak zararları ve üreticilere büyük zararlar getirdiği anlatılmalı.

Van Gölü Havzası Karakovan Balının markalaştırılarak yeni istihdam alanına da çevrilebilir.

Bu da bizim elimizde...

Nasıl mı olacak?

Öncelikle halkımız belgesi ve mesleği olmayan kişilerden bal almayacak.

Kaliteyi isteyip hakiki balı talep edecek...

Böylece belgesi ve yetkisi olmayanlar Karakovan Balını satamayacak.

Üreticilerimiz de, kazançları arttıkça daha kaliteli bal üretmeye çaba gösterecek ve hakiki Van Gölü Havzası Karakovan Balı için ilk adımlar atılmaya başlanmış olacak.

Hem tüketiciler hem de üreticiler bu durumdan olumlu sonuçlar aldıkça sektör daha da büyüyerek yeni istihdamlara alan açacaktır.

İşin en can alıcı kısmı halkın kaliteyi istemesiyle olacaktır.

Kaliteli üretilecek bal markalaşırsa hem insanımız hem bölgemiz hem de ülkemiz kazanacaktır.

Kaliteli, markalaşmış Van Gölü Karakovan Balını yiyin ve sıhhat bulun.

Hem sağlığınız iyi olsun hem de bölgemizin kalkınması için oluşacak yeni istihdama katkınız bulunsun.