Son zamanlara kadar marka zincirlerinin ardı ardına akın ettiği Van, İzmir gibi kentlere rakip olmak için kolları sıvadı. Markaları taşımak yerine Van’da doğan markaları Türkiye’ye açmak için önemli girişimler yapılırken sektörü en iyi bilen isimlerden işadamı Erhan Özdamar, Van’da ürettiği Mahall City ile iddialı bir çıkış yaptı. Van’ı kahve ve kafe zincirlerinin ilki olan Kahve Deryası ile buluşturan Özdamar, Van’ın markalaşma yolundaki durumunu Şehrivan’la paylaştı.

 

ŞEHRİVAN SÖYLEŞİ: ÖNDER ALTINAL - Dünyanın teknoloji ve markalar ile şekillendiği bir süreçte Van’da da yiyecek ve içecek sektöründe yeni bir süreç başladı. Son dönemlerde bir taraftan üretim kenti olma yolunda çaba harcayacak kent bir taraftan da potansiyelini kullanıp tüketimi avantaja dönüştürme konusunda çalışıyor. Bu noktada İranlılar’ın gelişi ve tekstil anlamında üretim kenti olma yolundaki adımları iyi kullanan Van, sayısı her gün artan ziyaretçilerin gelişini tüketim anlamında da avantaja çevirmeye çalışıyor. Uzun süre markaların gelmekten imtina ettiği kentte son bir kaç yılda önemli markalar akın ederken bir taraftan da Van’a has marka girişimleri de yapılmaya devam ediyor. Bu süreci de şu sıralar en iyi yiyecek ve içecek sektörü yapıyor. Bir dönem İzmir’den çıkıp Türkiye’ye yayılan ‘kahve’ ile başlayan kafe zincirlerinin durumu Van’a harekete geçirirken Van’da son bir yılda Yeşilçam, Chakless, Snaak, Mahall City gibi önemli yerel markalar üretildi. Bu markalaşma sürecinde son adımı Mahall City markasıyla atan Erhan Özdamar Van’ın markalaşma sürecini Şehrivan’a anlattı. Van’a Kahve Deryası getirerek yenileşmenin de öncüsü olan Özdamar, sektörü en iyi bilen isim olarak yeni süreçte Van’ın durumunu, markalaşma sürecini ve sektörü değerlendirdi. Özdamar’ın Vanlıların sahipliğini yaptığı devasa markaların Van’a yatırım yapmaması ile ilgili değerlendirmesi ise en çarpıcı noktalardan birisi oldu.

 

Son zamanlara kadar marka zincirlerinin ardı ardına akın ettiği Van, İzmir gibi kentlere rakip olmak için kolları sıvadı. Markaları taşımak yerine Van’da doğan markaları Türkiye’ye açmak için önemli girişimler yapılırken sektörü en iyi bilen isimlerden işadamı Erhan Özdamar, Van’da ürettiği Mahall City ile iddialı bir çıkış yaptı. Van’ı kahve ve kafe zincirlerinin ilki olan Kahve Deryası ile buluşturan Özdamar, Van’ın markalaşma yolundaki durumunu Şehrivan’la paylaştı. Özdamar Şehrivan’a yaptığı özel açıklamalarda, “Van’da bir potansiyel var. Çok iyi markalar çıkabilir. Bugüne kadar çıkmış mı ne yazık ki çıkmamış. Çıkması kolay mı elbette ki değil. Biz bu yatırımı batıda yapsaydık 2-0 önde başlardık. Van’da yaptığımız için 2-0 geride mi başladık Evet başladık. Biz her zaman zor yatırımlarla başa çıktık. Van’da marka çıkacaktır.” Dedi. Öte yandan Özdamar, Şehrivan’ın yeni süreç ile ilgili sorularını da şöyle cevapladı.

 

 

Neden Mahall City?

Birçok dünya markası var bu şekilde isim yapan. Örnek olarak Nusr-et dünya çapında bir isim oldu artık. Diğer birçok önemli markayı ise bire bir gezdim. Çok büyük işler başarmışlar mı? Bence yok. Ancak iyi bir PR (halkla ilişkiler) yapmış ve marka güçlerini ortaya çıkarmışlar. Bende neden biz bunu yapmayalım dedik. Van’da Kahve Diyarı’nı açtığımız zaman kimse Kahve Diyarına inanmadı. Benim dışımda herkes Van’a böyle bir yatırım yapma diyordu. Kahve Diyarı’nın ardından Van’a birçok markanın geldiğini hepinizde çok iyi gördünüz.

 

 

"MAHALL CİTY VAN İÇİN ŞANSTIR"

Batıya daha hakim olan birisi olduğum için Kahve Diyarı ve buna benzer yerlerde 5 yıldan bu yana artık tükenmeye başladı. Her işin bir zamanı var. Şu anda bu işi en iyi yapan birçok marka var. Neden biz Türkiye’de bunu yapmayalım dedik ve böyle bir adım attık. Ancak bu sadece 1 günde yapılan bir şey değil. Bu marka için biz 3 yıllık bir Ar-Ge çalışması yaptık. Van’da mı yoksa İzmir’de mi yapalım diye çok düşündük. Birçok marka danışmanı ile görüştüğümüzde Van’da yapalım dediğimiz, hepsi bana tuhaf bir şekilde baktı. Markayı Van’da yapmaya başlamamızdan sonra, daha önce verilen desteği ne yazık ki göremedik. Büyük bir risk aldık ve Van’da yatırım yapacağız dedik ve yatırımı Van’a yaptık. Bu kadar iddialı söylüyorum. Vanspor nasıl süper ligde yer aldığı dönemlerde nasıl bir şanssa, Mahall City’de Van turizmi adına böyle bir şanstır. Biz başarırsak Van’da başaracaktır.

 

 

Mahall City’i diğer markalardan ayıran en büyük özellik nedir?

Biz dünya mutfağını kullanıyoruz. Birçok marka dünya mutfağı kullanıyor zaten diyeceksiniz. Biz mutfağımızda donmuş ürünler kullanmıyoruz. Az önce bahsetmiş olduğum dünya markaları da bu şekilde iş yapıyor. Bizi diğerlerinden farklı kılan ise yüzde yüz doğal ve organik olması. Bizde zamanında sattık satmadık değil. Donuk ve organik olmayan ürünler insan sağlığına zararlıdır. Biz bugün pizza, etimizi ve daha birçok ürünü 110 metrekarelik mutfağımızda doğal ve organik olarak dondurmadan yapıyoruz. Bizi farklı kılan en büyük özellik budur.

 

 

Steak House et denildiği zaman ya da görüldüğü zaman insanlar aman burası çok pahalı diyor. Bu algı doğru mu? Sizde fiyat politikası nasıl? Bu kadar doğal ve organik üründen bahsettiniz çünkü...

Bizde fiyatlar yüksek görünüyor olabilir. Araştırma da yapabiliriz. Diğer markalar ile bizim fiyat aralığımızda yüzde 11 oynamaz. Belki yüzde 10 oynar. Bu da çok doğaldır. Çünkü birileri hazır ve donmuş ürün alır. Biz ise tüm ürünleri doğal olarak yenilmeye sunuyoruz. Bizim bu doğal ve organik ürünlerimize göre fiyatlarımız uygundur. Buraya gelen insanlarda bunu çok açık bir şekilde görebiliyor.

 

 

Van’da yatırım yapmayı düşünürken sonra yalnız kaldığınızdan söz ettiniz. Ancak bu yatırımı da yaşadığınız olaylara biraz bağladınız. Sizi buna iten en büyük güç neydi? Mahall neden İzmir’de değil de Van’da hayata geçti?

Biz her zaman Ar-Ge çalışması yapıyoruz. Başarılı insanların nasıl başarılı olduğunu takip ediyoruz. İnanın bunlar bir tesadüf değil. Bunların hepsinin altyapısı muhakkak var. Bu konuda 2 şeyden çok etkilendim. Fettah Tamince’nin bir toplantısında Van’a neden yatırım yapmadığını sorulduğunu gördüm. Bende bu sorunun cevabını çok merak ediyordum. Tamince biz Türkiye’ye çok iyi ve kaliteli turistler getiriyoruz. Biz bu müşterileri Van’a getirip otelimizde ağırladık diyelim. Bunların yemek yiyeceği ve gezeceği yerler için altyapı var mı? Yok. Ben de bunu düşündüm. Tamince’nin getireceğiz misafirler gibi daha fazla misafirler getirmek için buraya bu yönlü yatırımların yapılması gerekiyor.

 

 

"VAN’DA SAHİPSİZLİK VAR"

Şunu insanlara ya ben tam anlatamadım ya da başka bir şey var. Van gerçek anlamda çok güzel bir şehirdir. Ancak batıda yaşadığımda bunu görüyorum. Van olarak biz Mardin, Diyarbakır ve birçok şehir kadar değer almıyoruz. Bunun en büyük sebebi sahipsizlik ve inanmama sorunu var. Dışarda kimse sorarsanız sorun insanların amacı batıya yerleşmek ne yazık ki Van’da böyle bir algı var ve bu güzel bir şey değil.

 

 

Mahall City yiyecek sektörü dediğimiz bir cafe, restoran ile işe başladı. Turizmden çok bahsettiniz ve önemine değindiniz. Birçok marka gibi Mahall’i de zincir olarak turizmde konaklama veya diğer sektörlerde görür müyüz zamanlar?

Mahall City bir ayak sadece. Bizim konaklamayla ilgili de projelerimiz var. Biz batıdan kurumsallığın ne olduğunu gördük ve öğrendik. Bu kapsamda bir başlangıç yaptık. Bunu deneyimleri yaptıktan sonra konaklama ve diğer sektörlere de geçişler olur.

 

 

İlk etapta gözlemlerinize göre yeni markaya ilgi nasıl?

Kahve Diyarı müşterisinin yanı sıra birçok yeni ismi burada görüyoruz. Bu anlamda insanlardan olumlu ve olumsuz birçok tepkilerde aldık, almaya devam ediyoruz. Biz uzun vadeli bir strateji geliştirdik. Kahve Diyarı’nı ilk açtığımız gibi para kazanalım ya da şunu yapalım diye bugün burayı açmadık. Bu fikirde değiliz açıkçası. Türkiye’de markalaşan, kurumsallaşan, yurtdışında şubeleşen ve insanlara gittik. Bu işi nasıl yaptınız diye sorduk. Bizim de hedefimiz bu yönlü artık. Bu bizim için de tüm sektör içinde geçerli. Kendimiz iyi tanıtacağız, tanıtırken karşılığını da iyi vereceğiz.

 

 

Markanız için şu anda bir talep var mı? Varsa yurt içi taleplerinin yanı sıra yurt dışı talebi de düşünür müsünüz? Özellikle İran. Çünkü İran bize hem çok yakın hem de turistik anlamda Van’a çok geliyor...

İzmir gibi Ege illerinden Denizli ve Manisa’nın yanı sıra Ankara gibi 4 şehirde markanın kullanımı adına talep aldık. Bunu dışında İran’da da talep aldık. Projeyi İran’da yapmamız konusunda dostlarımız bize geldi. Ben şunu hedef koyuyorum. Burada başarılı olmadıkça metropol şehirlere gitmeyeceğimiz. Kendimizi burada bir test edeceğiz. Sonrasına öyle bakacağız.

 

 

"VAN’DA BİR ŞEYLER BAŞARMAK ÇOK ZORDUR"

Van’da bir şeyleri başarmak çok zordur. Biz burada bir şeyleri başaralım. Ardından Türkiye’nin birçok yerine açılır. Şöyle bir anıyı da paylaşmak isterim. İstanbul Taksim’de Zübeyir Ocakbaşı diye bir yer var. Buranın sahipleri Vanlı. Siz orada yemek, yemek istediğinizde 1 hafta önce randevulu gitmeniz gerekiyor. Türkiye’de birçok isim orada ağırlanıyor. 2 ay önce kendileriyle görüştük. Bize siz Van’da bunu başarırsanız her yerde başarırsınız. Van’da bir şeyleri başarmak çok zordur. Biz zor olduğunu bildiğimiz için İstanbul’dan başladık dedi. Bu çok önemlidir. Bunu iyi görmemiz gerekiyor.

 

 

Van’a Kahve Diyarı geldikten sonra, Kahve Deryası, Kahve Durağı gibi birçok marka geldi. Bu markaların birçoğu da Ege bölgesinden genelde İzmir’den çıkma markalar. Van’da kendi üreteceği markalar gibi bir gün İzmir gibi Türkiye’ye marka satar mı?

Küçümsemek adına bunu kesinlikle söylemiyorum. Ar-Ge çalışması yapmak çok önemli. Ar-Ge’nin neticesi neyse gerçekte odur. İsim vermeden şunu söylemek isterim. Türkiye hatta dünya da öyle hemen her sektörde trendin bir çıkışı bir de inişi var. Biz Van olarak, Van’a getirdiğimiz markalar iniş pozisyonunda mı yoksa çıkış pozisyonunda mı yer alıyor. Biz Kahve Diyarı’nı Van’a getirdiğimiz Kahve Diyarı zirvedeydi. Şu an Van’da bu yatırımı yapan yatırımcılarımızın getirdiği markalar inişte midir yoksa çıkışta mı bu iyi hesaplanmalı öncelikli olarak.

 

 

"VAN’DAN MARKA ÇIKACAKTIR"

Van’dan bir marka çıkması adına öncelikli olarak inanmak gerekiyor. Van’da bir potansiyel var. Çok iyi markalar çıkabilir. Bugüne kadar çıkmış mı ne yazık ki çıkmamış. Çıkması kolay mı elbette ki değil. Biz bu yatırımı batıda yapsaydık 2-0 önde başlardık. Van’da yaptığımız için 2-0 geride mi başladık Evet başladık. Biz her zaman zor yatırımlarla başa çıktık. Van’da marka çıkacaktır.

 

Büyük marka olma yolunda ilin ismi kullanılmalı mı sizce? Neden Van Mahall değil de Mahall örneğini gösterirsek...

Ben buna karşıyım. Biz Mahall’i kurarken Vangölü bırakalım ya da İstanbul Boğazını bırakalım deniliyordu. Bence bu yanlış. Biz buna hayır dedik. Biz artık her şeyi global düşünmek zorundayız. Van, batı ya da Türkiye değil, global düşünmemiz gerekiyor. Buna inandığım için marka Van’ın olabilir ama logoda Van olmasına gerek yok diye düşünüyorum.

 

 

Van’da sizin gibi yatırım yapacak ya da Türkiye markası oluşturacak çok sayıda insan var. Ancak bu konuda bir özgüven eksikliği var. Siz burada bu yatırımcılar ya da Van’dan marka çıkabilecek ancak özgüveni olmayan insanlara nasıl bir mesaj verirsiniz?

Bedeli ne olursa olsun Ar-Ge’siz hiçbir çalışma yapmasınlar. Özgüven yatırım için çok önemlidir. Ancak her şeyden en önemlisi inanmak ve başarmaktır. Bir şeye inanın ve cesaret edin. İnandığını yoldan gidin. Kaybetseniz bile bu bir başarıdır. Çünkü bir şeylere inandınız. Bana göre Van’ın en büyük sıkıntılarından bir tanesi de bir iş yapılacağı zaman herkese kulak vermektir. Bir iş yapacağız zaman sizin yakınlarının işle ilgili hiç alakası olmadığı halde fikrini alıyorsunuz. Bu fikir işiniz için ne kadar başarılı olur. Ancak siz Ar-Ge çalışması yaparsanız o işin yüzde 5’ini yapmış demeksiniz.

 

Editör: TE Bilisim