Türkiye’den TASAM ile İran’dan IPIS ortaklığı ile bu yıl 3’üncü gerçekleştirilen Türkiye-İran Formu’u 2’inci kez Van’da gerçekleştirildi. Van Valiliği ve DAKA’nın paydaşı olduğu ve bugün de devam edecek olan toplantıda iki ülkenin 30-50 milyar dolarlık ticaret hacmi masaya yatırıldı. Önemli konuların konuşulduğu toplantının ilk gününde iki ülkeden temsilciler ve Türkiye’nin dış politika konusundaki önemli isimleri açılış yaptı. Aynı zamanda ulaştırmanın, turizmin ve medyanın konuşulduğu ilk gün birbirinden önemli konular öne çıkarken iki taraftan da “Sorunlara rağmen büyük potansiyel değerlendirmeli” yönünde fikirler öne çıktı. Yüzyıllardır süren sorunsuz dostluğa rağmen ticarete dönüştürülemeyen dostluğun konuşulduğu toplantıda geçtiğimiz toplantıda olduğu gibi İran tarafından katılan isimlerin heyecanı oldukça büyüktü. Özellikle Ulaştırma ve Medya toplantılarında birbirinden önemli konuların ön plana çıktığı toplantıda iki ülke politikası anlamında birbirinden önemli konular masaya yatırıldı.

 

 

3. Türkiye-İran Forumu Van’da yapıldı. Yapılan forumun açılış konuşmalarının ardından birinci oturup olan “Sınır Ticareti ve Lojistik” bölüm ile devam etti. Oturumda sınır ve gümrük kapılarında yaşanan sıkıntılar dile getirildi ve bu sorunların giderilmesine yönelik çözüm önerileri anlatıldı.

 

 

GHASSEMİ: KAZAN KAZAN MANTIĞI OLMALI

Oturumda ilk olarak konuşan İran İslam Cumhuriyeti Erzurum Başkonsolosu Hossein Ghassemi ilk olarak şunları söyledi: “Özel sektörü daha fazla teşvik ederek ikili ilişkilere bakış açımızı değiştirerek, daha kalıcı ilişkiler oluşturarak ve kazan kazan mantığı esasında ikili ilişkilerin bütün alanlarda gelişmesine katkı sunarız. 2 ülkenin cumhurbaşkanlarının belirlediği hedefi 30-50 milyara çıkarmasını bu şekilde bir an önce başarabiliriz. İran ve Türkiye konularına aşina olduğum için çok fazla özel konulara girmeden alan çalışmalarından bahsetmek ve İran-Türkiye arasında bakış açıları konusunda konuşmak istiyorum.”

 

 

“KAPININ DURUMU ÇOK İYİ DEĞİL”

Yapılan ticaret ve geliş gidişlerinin karayolları üzerinden yapıldığını ifade eden Ghassemi, “Hepimiz biliyoruz ki bizim alışverişimizin birçoğu kara yollar üzerinden yapılıyor. Özellikle Gürbulak Sınır Kapısı bu anlamıyla önemlidir. Ancak bu gümrük kapısının durumu çok iyi değil. Tır şoförleri 2 ay öncesinden sınırdan geçmek için bekliyorlardı. Bu süreçte maliyetleri çok fazla arttırıyordu. Kesinlikle unutmuyoruz. Biz geçen kış 45 kilometrelik uzun bir tır sırasına şahit olduk. Hava da eksi 25 dereceydi. Oradaki tır şoförleri 18 güne kadar beklediler.” Şeklinde konuştu.

 

 

GHASSEMİ: İLİŞKİLER İÇİN YENİLENME YAPILMALI

Gümrük kapısında yaşanan sorunların bu yıl daha da azaldığına işret eden Ghassemi şöyle devam etti: “Ancak ne mutlu ki bu sene bu sorunu yaşamadık. Buda yeni müdürlerimizin sayesinde oldu. Gümrük altyapıları hazır olmadığı ve personel güncel olmadığı sürece bu ekonomik ilişkilerin şu andaki mevcut durumdan daha fazla artırılması mümkün değil. Yollar ve taşımacılık bu alanda en önemli motorlardır. Bu yüzden ilişkilerin daha ilk seviyeye ulaşması adına bütün alanlar yenilenmeli ve güncellenmelidir.”

 

 

“SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNE YÖNELİK VAATLER VAR AMA...”

Sınır kapılarının köhne olduğunu söyleyen Ghassemi, “Bunun düzenlemesi gereken kişiler gereken işlemleri yapmamışlar. Ben hep bardağın boş tarafını gördüm ama bardağını dolu tarafı ise yaklaşık bir yıldır bu sorunlar yavaş yavaş düzeliyor. İnşallah burada ortak pencere açılır ve ortak bir pencereden işlerin daha hızlı yürüdüğünü göreceğiz. Ancak her 2 taraf sorumlu ve yetkilileri şöyle konuşuyorlar. Bütün sorunlar karşı taraftan kaynaklanıyor deniliyor. 2 tarafında çalışma, namaz ve yemek saatleri farklıdır. Bilgisayar sistemi bazen durduğunda, tüm sistem duruyor. Personel sayısı azdır. Bunlarda tır şoförlerinin söylediği şeylerdir. Bazı tır şoförleri hiç sıra beklemeden geçiyor, buna itiraz edildiği zaman ise itiraz eden tır şoförleri dayak yiyorlar. Bunların hepsi tır şoförleri ve diğer vatandaşlar tarafından bizlere söylenen şikayetlerdir. Vaatler var sorunların çözümüne yönelik. Bu vaatlerde her zaman var.” Dedi.

 

 

GHASSEMİ: YAPILAN TİCARET DAHA ÇOK

Ghassemi son olarak şunları söyledi: “Elimdeki istatistiklere göre bu yıl hem yolcu sayısı hem de ticari işlemler hacmi çok fazla artmış. Bizim ticari hacmimiz kağıt görünenden çok daha fazladır. Bizim geçen sene 11 milyar dolar olduğu söylendi. Ancak ben iddia ediyorum ki en az 4-5 milyar daha fazladır. Bavul ticareti, göz kapatma yollarıyla bu ticaretleri yine yapılmıştır.”

 

 

TAKVA: 162 MİLYON İNSANININ...

Birinci oturumda konuşan Van Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, “Sınır ticaretini geliştirmek ve Türkiye İran arasındaki ticaret hacmini istenilen düzeye taşımak üzere yapmamız gerekenleri konuşmadan önce şunu da unutmamalıyız. 82 milyon İranlı vatandaşla 80 milyon Türkiye vatandaşının huzuru, refahı ve maslahatı için burada bulunduklarını mutlaka hatırlamaları gerekiyor. Buradaki konuşmalarımız ve bundan sonra geliştirebileceğimiz iş birliği salonun dışında yaşayan 162 milyon insanın çok daha huzurlu ve mutlu olması yönünde bir düzeye evrilmesi gerektiğini hatırlatarak sözlerime başlamak istiyorum.” İfade etti

 

 

“BİR BİRİMİZİ SEVMEYEN ÜLKELER DEĞİLİZ”

378 yıllık sınır ve geçmişin olduğuna işaret eden Takva şöyle devam etti: “Fakat 378 yılı kaybettik gibi geliyor bana. Zaman en kıymetli şey ve biz zaman kaybediyoruz. 12 yıldır meslek odaları sistemi içerisinde bulunuyorum. Van Kapıköy-Razi Sınır Kapılarının iyileştirilmesi için yoğun bir diplomasi, çalışma ve sitem dile getiriyoruz. Hala istediğimiz düzeyde değil. Dolayısıyla zaman kaybediyoruz. Yani 378 yıldır aralarında hiç bir sorun olmayan iki ülkeden bahsediyoruz. Biz komşuyuz ve birbirimizi sevmeyen iki ülke de değiliz. Tarihsel, Din, kültür ve dil birliğimiz ile 378 yıldır hiç bir soruna evrilmemiş bir iş birliğimiz var. Dolayısıyla kendi komşuluk ilişkilerimiz de coğrafyanın kader gerçeğinden ve bu kaderi geçiyor olma gerçeğinden yönündeki çabalarımızı örtüştürdüğümüz zaman İran'ı da Türkiye'nin de ilişkilerinin istenen düzeye gelmesi için samimi bir irade ortaya koymaları gerekiyor.”

 

 

TAKVA: YAKLAŞIM GÖSTERİLMELİDİR

İran ve Türkiye tarafından istenen belgelerle ilgili de konuşan Takva, “Özellikle bu 562 kilometrelik kara sınırında ülkelerimizi başka bir yere taşıyamayacağına göre, Türkiye'nin rekabet üstünlüğünün doğu olduğuna göre. İran'ın batıya açılan kapısının Türkiye olduğuna göre, o zaman şapkamızı önümüze koyup, bu sınır ticaretinden ilişkilerimiz ne kadar geliştirmemiz gerektiğini bir kez daha düşünmemiz lazım. Dünyadaki sınır ticareti uygulamaları var. Bu konuda çok başarılı değiliz. Biz İran'la sınır ticareti yapmak isteyen bir tacirimizden 4 tane belge istiyoruz. İran İslam Cumhuriyeti de 6 tane belge istiyor. Dolayısıyla ticaret yapmak için 20 tane evrakla uğraşıyoruz. Bizi yönetenlerin hem İran hem de Türkiye'deki ticaret hacmini istenilen düzeye getirmek için bir yaklaşım göstermesi lazım. Ticaretin önündeki engellerin kaldırılması için marjinal bir çalışmaya ihtiyaç var. Bunu mutlaka yapmamız lazım.” İfade etti.

 

“İHTİYACIMIZ VAR HEPİMİZİN ÇALIŞMASI GEREKİYOR”

Takva yaptığı konuşmada son olarak şunları dile getirdi: “Tek pencere gümrük uygulamasını neden yapamıyoruz, bu çok mu zor? 17 kez İran'a gittik. Odamıza bağlı ticaret yapan İranlı tüccarlar var. Bizim hiç bir sorunumuz yok ama ilişkileri istenilen düzeye getirmek için biraz daha özenle bir yaklaşım göstermemiz lazım. Türkiye'nin İran'a İran'ın da Türkiye'ye ihtiyacı var. O halde samimiyetle bu sorunları çözmemiz lazım. Tüccar korkaktır yapmaz ama devletlerin bunu yapacak kudretleri var. Türkiye ve İran dış ticarette dokuzuncu sırada. Biz birinci sırada olmalıyız. Enerjiye bağlı bir ülkeyiz, enerjiye ihtiyacımız var. Biz de teknoloji ve sanayi var. Peki neden bunları yapamıyoruz? Bizim bu sorunları aşma yönünde bir iradeye ihtiyacımız var. Hepimizin çalışması gerekiyor. Tüccarın da buna ihtiyacı var.”

 

ALP: İŞ ÇEVRELERİNİ BİR ARAYA GETİRİYORUZ

Toplantıda konuşan Türk-İran Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Engin Alp ilk olarak derneği hedefleri hakkında konuştu. Alp, “Derneğimizin ana hedefi Türkiye-İran arasında ticari faaliyetlerin gelişmesine katkıda bulunmaktır. Bunun için Türk-İran iş çevrelerine ticaret, ekonomi, finansman, sanayi ve benzeri konularda görüş bildirmek ve uygulamalar da yardımcı olmaya çalışıyoruz. İran iş çevreleri ile Türk iş çevreleri arasındaki dostluğun ve ortak menfaatlerin gelişmesini sağlamak, bilgi alışverişi yapmak adıyla Türk-İran iş çevrelerinin ortak iş yapmasına yardımcı olmak, işbirliğini sağlamak ve böylece daha ileri bir toplum düzeyine ulaşmak için çalışmaktayız.” Dedi.

 

 

“SORUNLAR SÜREKLİ DİLE GETİRİLİYOR AMA...”

Toplantılarda sorunların sürekli dile getirildiğini kaydeden Alp konuşmasına şöyle devam etti: Düzenlenen bu tür toplantılarda yaşanan sorunları dile getirdik. Fakat bu sorunlar dile getirilmesine rağmen bu sorunların giderilmesi konusunda başarılı olduğumuzu söyleyemem. Senelerden beri istişare ettiğimiz bu toplantılarda taşımacılık her zaman sorun olmuş ve halende devam etmektedir. Sayın başkan ve başkonsolos bu anlamda bu sorunları dile getirdiler. İhracatta lojistik çok önem arz etmekte ve fiyatları etkilemektedir. Bizde taşıma ücretleri ticareti olumsuz etkilemektedir. Halbuki komşu olmanın bir özelliği olarak düşünürsek taşımacılığın daha ucuz ve rantal olması gerekir.”

 

ALP: İLERLEME İÇİN İŞBİRLİĞİ ŞARTTIR

Alp yaptığı konuşmasında son olarak, “Birlikte ileme için işbirliği mecburiyeti doğmaktadır. Günümüz şartlarında ve dünya da gelişmeleri de dikkate alırsak bu birlikteliği sarılmak gerekir. Bence bu konuda ön ayak olanların adları tarihe mutlaka kaydedilecektir. Fazla vaktinizi de almak istemiyorum. Bu toplantıyı bize sağlayan ve burada emeği geçenlere çok teşekkür ederim.” Şeklinde konuştu.

 

GÜRBULAK KAPISI İÇİN MÜJDELİ HABER

Toplantıda Gürbulak Sınır Kapısı ile ilgili konuşan Bazergan Gümrük Ofisi Genel Müdürü Ahmad Barkabian Zanjani, “Bazergan Gümrük Kapısı İran ve Türkiye için önemli bir kapıdır. Budan günde 900-1000 civarında bir tır geçişi yapılmaktadır. Yaklaşık 400 personeli bulunmaktadır. Gümrük kapısı bu şekilde orada hizmet vermektedir. Bu gümrük İran İslam Cumhuriyeti’nin kesintisiz yardımlarıyla gümrük yapılandırmayı amaç edinmiştir. En fazla 2 yıl içinde birkaç aşamalı olarak 8-10 milyar dolarlık bir yatırım yapılması düşünülüyor. Uluslararası standartlara uygun bir gümrük olması planlanıyor. Zamanının kısalması ve maliyetin azalmasına katkı sağlayacaktır bu kapı. Dikkat ve gözetimde burada artacaktır.” İfadelerine yer verdi.

 

ZANJANİ: SAMİMİ OTURUMLAR YAPMAYA HAZIRIZ

İran’ın 2 ülke arasında ilişkiler için samimi toplantılar yapmaya hazır olduğunu söyleyen Zanjani şöyle konuştu: “2 ülke arasında ticaret hacminin artışına bakarak ben İran İslam Cumhuriyeti Gümrük’ünü temsilen, Türk tarafından gümrükte çalışan arkadaşlara teşekkür ediyorum. Temennim şudur ki bir birimize entegre ve bir birimize yardım ederek ve karşılıklı iş birliklerle Bazergan /Gürbulak kapısının daha gelişmesini sağlarız. 2 ülke arasında ticareti hızlandırırız. Ekonomik ilişkileri artırarak, ticaret ilişkilerini artırmış oluruz. 2 ülke arasında ekonominin gelişmesi 2 ülkenin gelişmesine ve refah seviyesinin artmasına katkı sağlayacaktır. Çok samimi oturumlar yapmaya hazır olduğumuzu söyleyebilirim.”

 

DEĞER: DAHA YÜKSEK OLMALI

Toplantıda son olarak konuşan Değer Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Değer Gürbulak ile ilgili bilgiler verdi. Değer, “Gürbulak Sınır Kapısı hem Türkiye ile İran’ı bir birine bağlayan hem de Türkiye ile Orta Asya’yı bir birine bağlama özelliği var. 1937 yılında kapı inşa edilmiş fakat zaman içinde zarar görmüş ve işlemez hale gelmiş. 2003 yılında 1 yıl kısa bir sürede modernize edilmiş ve şu anda da o haliyle hizmet veriyor. Her yıl ortama 80 bin ihracat, 30 bin ithalat ve 50 binin üzerinde transit taşıması yapılmaktadır. Ayrıca bu kapıda 800 bin yolcu giriş çıkışı yapılmaktadır. Şimdi 75 milyon İran nüfusu ve 80 milyon Türkiye nüfusunun olduğu bir ortamda bu rakam ve sayıları çok az. Bir birine komşu ve 500 kilometre sınırının olduğu bir ülkede böyle bir sayının olması İran gibi madenlerinin çok olduğu bir ülkeye bu rakamlar çok azdır. Bizim bu anlamda ticaret hacminin çok daha yüksek olması gerektiğine inanıyorum.” Dedi.

 

“SÜREKLİ FİZİKİ ŞARTLARA BAĞLIYORUZ ANCAK...”

Ticaret hacminin az olmasının sürekli fiziki ortama bağlandığına işaret eden Değer şöyle devam etti: “Biz bu her zaman fiziki şartlara bağlıyoruz. Bilgisayar sistemin olmadığı ve karbon kağıtları ile memurların işlem gördüğü bir dönemde 4-5 bin araç girişi yapabiliyordu. Siz teknolojiyi ve modernizasyonu ne kadar yaparsanız yapın bunlar önemlidir. Bunlara mutlaka dikkat etmemiz lazım ama samimi iradeyi ortaya koymak ve mutlaka geliştirmek adına çalışmalar yapılmalıdır. Maalesef Türkiye’de tüm kapılarda ne yazık ki bir takım sorunlar meydana geliyor. Bunların en önemli sorunlarından bir tanesi de siyasetten kaynaklanıyor. Ekonomik baskıları bu anlamada kapılarda görebiliyoruz.”

 

DEĞER: AMA SAMİMİ DEĞİLİZ

Değer konuşmasında, “Biz araziden gelen insanlar olduğumuz için diplomatik lisansı bilmediğimiz ve bilmekte istemediğim için rahat bir dille konuşuyorum. Biz her toplantı ve platformda kardeş ülkeler, komşu ülkeler biz birbirimizin dostuyuz, kardeşiz, kültürel ve milli bağlarımızı anlatıyoruz ama samimi değiliz. Bunu çok açık ve net bir dille söylüyorum. Sürekli herkes aynı kanaatte olduğunu söylüyor. Riskli söylem ve işin perde arkasında bu mesele tahakkuk ediyor. Bunu yırtmamız gerekiyor. Ben yerel ve küçük düşünmekten çıkıp Ben Türküm, Türkiyeliyim ama aynı zamanda Farsım, aynı zaman Arap, Aynı zamanda Kürt olduğumu söyleyebiliyorsam işte o zaman istediğimizi yapabiliriz.” Şeklinde konuştu.

 

“KURTULMANIN TEK BİR YOLU VAR”

Batının referans alınmaması gerektiğini söyleyen Değer şöyle devam etti: “Bizim referanslarımız sürekli Avrupa’dan geliyor ancak bizim en büyük medeniyetimiz ve referansımız bu bölgedir. Avrupa’nın bütün sistemleri iflas etti. Batının bize vereceği ve cezbedici bir şeyi kalmadığı için bölgemiz de terörizmi ön plana çıkarıyor ve bizi bir birimize düşman kılıyor. Dolayısıyla bundan kurtulmanın tek bir yolu var. Yeni bir dünya anlayışı bu coğrafyadan çıkma anlayışıyla olmalıdır. Biz bunu zamanında yapmış ve başarmışız. Ben şunu teklif ediyor ve diyorum ki ey İran, ey Türkiye, Ey Sudi Arabistan 400-500 senedir bir birinizle kavgadan bir tek İslam ülkesinden birinin kazançlı çıktığını söyler misiniz? Bir tanesi kazançlı çıkarsa haklısınız diyeceğim ama böyle bir şey yok.”

 

DEĞER: SUİİSTİMALLERDEN DOLAYI GECİKİYOR    

Samimiyetin olması gerektiğini söyleyen Değer son olarak, “Perden arkasında böyle politik laflardan vazgeçip samimi iradeyi ortaya koymanın zamanı gelmiştir.  Bundan sonra uzun zamana da gerek yok. Çok kısa sürede bunun yapılabileceğine inanıyorum. Suiistimallerden dolayı bu gecikiyor. Bunun için bir araya gelelim ve ticaret hacmimizi ve ziyaretçilerimizi artıralım. Bizim birliğimiz, beraberliğimiz, dinimiz, dilimiz ve bütünlüğümüz bize yetmiyor mu? Biz dini meseleler önemli değil diyoruz ancak dini bazen işlerimizin önüne koyarak bir birimizi üzüyoruz. Gelin bundan vazgeçelim ve 30,50 değil belki de 100 milyarlık hedefler koyalım. Sadece İran’la da değil diğer tüm bölgedeki ülkelerde de yapılmalıdır.”


ŞEHRİVAN GÜNCEL: ÖNDER ALTINAL / MERAL YILDIZ

Editör: TE Bilisim