Malumunuz kısa bir süredir sosyal medyada başlattığımız Van’a Tramvay arzumuz oldukça geniş bir kitleye ulaştı ve nihayetinde Twitter’da Türkiye’nin Trend Topic (TT) eylemi haline geldi. Öncelikle bunun gerçekleşmesinde azami özen gösteren belirgin isimlere ve bu oluşuma olumlu desteklerini esirgemeyen değerli Vanlılara ve Van’ı bir Vanlı edasıyla destekleyen tüm sorumluluk bilinçli insanlara içten teşekkürlerimi sunuyorum. İyi ki varsınız diyorum.

 

Bu oluşumu başlatırken aslında herkesin bu kadar teveccüh göstereceğinin bilgisindeydik, ancak bu eylemin toplumsal bir kampanya halini alması ve sadece Van’ın değil Türkiye’nin gündemi haline gelmesi şüphesiz mutluluk vericidir. İnanıyorum ki bu olumlama Van’ın başka sorunlarını kucaklayabilmemiz açısından da bir bildiri anlamını taşıyacaktır.

 

Ancak bugünkü yazımda bir taraftan VanaTramvay atağını destekleyenleri işleyip, başka büyükşehirlerde var olan raylı sistemlerin Van’da olmamasının gerekçesizliklerinin altını çizerken, bir taraftan da bu oluşumu başlattığımız andan bu yazının yazılış anına kadar bu eyleme dudak büken Vanlı isimlere ve ortaya çıkan Van’a dair başka sorunlara değineceğim.

 

Van’a Tramvay Olmamasının Gerekçesizlikleri…

Türkiye’deki büyükşehirlerle Van’ı kıyaslarken herkes nedense aynı ifadeyi kullanıyor… Yani İstanbul, İzmir, Ankara üçlüsü dışında Kayseri’de, Antalya’da, Konya’da, Adana’da ve diğer büyükşehirlerde raylı sistem var da neden Van’da yok diye sorulduğunda, verilen cevap hep ‘Eee orayla Van bir mi?’ klişe cevabı oluyor. Bu cevapta tabi ki bir hakikat var. Fakat hakikat Van ile diğer şehirlerin varoluşsal farklılıklarından ziyade sahiplenmişliklerdeki farklılıklardır. Defalarca belirttik ki Van gelişimsel olarak diğer rakip şehirlerle bir rekabet içinde bile değil. Çünkü Van ciddi bir biçimde sahiplenen bir şehir değil. Bunun örneklerini elimizden hızla göçen kurumlarla daha önce ifade etmiştik. Benzer olarak bu durum Van’a tramvay beklentimiz için de geçerli. Nihayet Diyarbakır 2017 ajandasında olan tramvayın Van ajandasında olmaması için sebep üretmek güç. Ve bu sebepledir ki diğer şehirlerle kıyasladığımızda Van’a raylı sistem getirtilmemesi için herhangi bir gerekçe yok!

 

Malatya Örneği…

Önümüzde güzel bir Malatya örneği var. Kurumsal olarak daha fazla sahip çıkılan bir şehir olsa da Van ile nüfussal ve trafik yoğunluğu açısından benzer özellikleri taşıyan bir şehir. Son zamanlarda şehrin gelişimsel ivmesinde ciddi bir ilerleme mevcut. Şehrin trafik yoğunluğunu ve sosyo-kültürel yapısını önemli şekilde etkileyen ve Türkiye’de ilk olarak Malatya’da hizmete sunulan Trambüs raylı bir sistem olmasa da raylı sistemin bütün avantajlarını sunmakta. Şehrin toplu taşımacılığına olumlama yaratmakta. Malatya’dan tek farkımız ciddi bir sahiplenmeyiş!

 

***

#VanaTramvay Aracılığıyla Serzenişler…

 

Sosyal medyada vurgu yapılan çeşitli serzenişler de olmadı değil. Örneğin vatandaşın çok fazla sitem ettiği Van sorunlarından biri sürekli yaşanan elektrik aksaklığı oldu. VEDAŞ’a sürekli göndermelerde bulunan Vanseverler, böylesi bir elektrik probleminin olduğu bir şehirde raylı sistemin ciddi bir sorunla karşılaşabileceğinin altını çizdiler.

 

Halkın sitem ettiği ikinci bir durum ise Van’ın trafik problemi. Şehir merkezindeki trafik yoğunluğu ve gelişigüzel park yapmalar vatandaşı adeta bezdirmiş durumda. Yapılacak yeni üretimler veyahut tramvay projesi şüphesiz bu durumu minimuma çekecektir.

 

***

Dudak Bükenler…

 

Van’ı sahiplenmek için Van vekili, başkanı, müdürü, yöneticisi, idarecisi vb. olmaya gerek yok! Van’ı sahiplenmek için Van’ı sevmek ve vicdan sahibi olmak yeterli. Bu oluşumu hedeflerken en çok destek alacağımızı düşündüğümüz isimler en çok dudak bükenler oldu. Sözgelimi öksürdüğünü bile tweet atan ya da retweetleyen isimler nedense bu oluşumu desteklemeye üşendiler. Tabi ki bazı şeyler istekledir, mecbur bırakılamaz hiç kimse. Ancak Van ile alakalı bir koltuğa oturmak için ciddi savaşlar veriyorsanız şayet, o zaman bir zahmet Van ile alakalı her şeyde o koltuğu yönetmesini bilin! Van koltuğuna oturan herkesten bizim halk olarak beklentimiz Van’ı göğe çıkarmalarıdır. Maksatlı küsmeler kişiyi ‘Ben’ kimliğinden daha öteye götüremez! Verilen savaşlar bir ‘Ben’ için olacaksa kişisel zenginliği düşünmekten öte olmayacaktır. Kendi ‘Ben’ini düşünen ve onun için mücadele edenler için de bir önerim var: Bu tramvaya destek olup isim yapmak istiyorsanız, o zaman gerekirse destek veren her ismi (istekli olanları) tramvayın her bir oturağına belirtelim!

 

Ey yöneticiler! Sizin bizden farkınız var. Biz vatandaş olarak bir eylemi söylemekle yükümlüyüz, siz de yapmak ve yaptırmakla! Şunu çok samimi belirtmeliyim ki Van’a tramvayı yapan da yaptıran da çok dua alacaktır! Ve şüphesiz toplumsal değeri vazgeçilmez olacaktır.

 

***

Parazitler…

 

Bir de bu oluşumu manipüle edenler var… Bu memlekette bir üretim yapılmaya çalışılınca köstekçilerin sayısı da bir o kadar artıyor. Memleketin bir sorunu dile getirilince parazitler birdenbire başka sorunların varlığından şikâyetçi olmaya başlıyor. Kardeşim sorunlar başka bir sorunu örtmek için değildir. Bir sorun konuşulunca başka bir sorun dillendirilmeden önce üzerine gidilen meselenin çözümüne odaklanılır. O sorun çözüme ulaştıktan sonra diğerleri için platform oluşturulur.

 

Zaten işi siyasi sulandırmalara çevirenlere çok söz söylemeye dahi gerek yok! Burada kimin ne menfi çıkarının olduğu aşikârdır!

 

#VanaTramvay projesini destekleyen herkese şükranlarımızı sunuyorum.

NOT: VanaTramvay projesini destekleyen Vangölü Aktivistlerine özellikle teşekkür ediyorum. Bu teşekkürün mahiyeti onların Van Gölü ve Akdamar Adası hassasiyetlerinden dolayıdır. Van’a değer verenler en değer verdiklerimizdir!

 

Başka bir oluşuma ses olmak dileğiyle…