Erciş, konumu, tarihi ve doğasıyla Doğu’daki ilçelerin talihlilerinden. Fakat bu talihliliği kalkınma ve yapılanmada yaşayamadı. Ta ki takvimler 2016 yılını gösterene dek.

 
    İçişleri Bakanlığı’nın 4 Eylül 2014 tarihli Mülki İdare Amirleri Kararnamesi’yle Erciş’e tayini çıktığında Mehmet Şirin Yaşar da bilmiyordu 2016’nın eylül ayında Erciş Belediye’sine kayyum atanacağını. Kaymakamlık görevine eklenen belediye başkan vekilliği ona ağır bir sorumluluk yüklemişti. Çünkü ilçe hak ettiği modern kent kimliğinden çok uzaktı ve yerel yönetim anlayışına sığmayan bayağı bir görüntü sergiliyordu. Alt yapıdan yoksundu örneğin. Şehir merkezinde dinlenmeye olanak sağlayacak parklar yoktu. Kültür Merkezi yoktu. Sahil yolundan faydalanmaya imkân tanıyacak tesisleşme söz konusu bile değildi. Erciş kadını kendisine hizmet edecek bir plaj olmadığı için yüzmeye dahi gidemiyordu. Kaldırımların hali içler acısıydı. Yollar kullanılabilecek durumda değildi. Çocukların, annelerin, yaşlıların, şehit ve gazi ailelerinin değerli kılındığı, esenlik ve huzur temin etmeye yönelik çalışmalar yapılmamıştı. Halkın sorunlarını, görüş ve taleplerini iletebileceği, sağlıklı işleyebilen bir belediye mercii yoktu. Yukarı ve Aşağı Toki mahalleleri kendi sosyo-kültürel yaşamlarına katkı sağlayacak her türlü hizmetten yoksundu. Erciş’in gelişime elverişli alanları çırılçıplaktı. Köyler çocuk oyun alanları ve parklardan yoksundu. Yıllardır Ercişlinin rüyasına girip uyku uyutmayan hastanenin durumu belirsizdi ve bu sürünceme büyük bir huzursuzluk yaratıyordu. Peki bu durum halka nasıl yansıdı? Tahmin edilir ki Ercişli geleceğe dair umut besleme hakkı dahi elinden alınmışçasına yorgun ve yılgın, oldurmak istediği hiçbir şeyi yerel yönetime olduramadığı için çaresizliğine teslim halde günü kurtarmaya çalışıyordu. Bu ağır umutsuzluk içinde yarınını görmekten uzak en sevdiği yakınlarını hayatlarını kazanmaları için gurbete yolcu ediyor kalan yanını teselli ederek ana ve baba toprağı olan Erciş’te sadece karnını doyurduğuna şükrettiği sabahlara uyanıyordu. 

 


    İşte böyle bir zamanda getirildi Mehmet Şirin Yaşar belediyenin başına. Teslim aldığı tablo tam da buydu.  Görevine hangi duygularla başladı, heyecandan ziyade umut, karamsarlıktan öte azim mi taşıyordu bilmiyorum, fakat omuzlarına ağır bir yüktü aldığı. Bunu biliyor olmalıydı. 

 


    Sonra ne oldu? Devraldığı koltuğa oturacak zamanı pek olmadı sayın Yaşar’ın. Erciş’in bütün sorunlarını irdeleyip öncelikleri neye vereceklerini tespit için yardımcılarıyla oturdu belki o masaya, fakat bu uzun sürmedi. Hemen harekete geçti. Projeler, atılımlar, ilkeli adımlar derken o sahadan bu sahaya, o denetimden bu kontrole koşarken buldu kendini. Çoğu zaman öğle yemeği yiyecek vakti olmadı. Çekmecesinde taşıdığı ambalajlı market kekleriyle kan şekerini dengelemeye çalıştı. Susmak bilmeyen telefonlara zamanında yanıt verdi, çalışanlarını doğru zamanda doğru yere yönlendirdi, ömür biçtiği her projenin zamanında tamamlanması konusunda hiç taviz vermedi. Gün içinde üç dört ayrı açılışa koşturdu, mülki idare amiri olarak katılması gereken programları da aksatmadı. Protokol üyeleriyle oturup uykusuzluktan başı yana düştüğünde bile hemen toparladı kendini, sahneye baktı, yorgunluğunu öteledi. Bütün bunlar olup biterken sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanmayı ihmal etmedi. Fakat bu konuda tahmin etmediği bir şey oldu. Ercişli ilk kez derdini açacağına inandığı bu diyaloğa açık ve çözümcül yöneticisini bulmuşken rahat bırakmadı. Mesajlar, yorumlar, teşekkür paragrafları, talepler, sorular üst üste geldi. Ne mi yaptı? Oğluyla geçirmesi gereken saatlerden kıstı, gündüz mesaisinden fırsat bulup da yanıtlayamadığı vatandaş sorularını gecenin bir vakti yanıtladı. Hem de yaş, mevki ayrımı gözetmeden… Mesai kavramını da unuttu. Kaymakamlık makamıyla belediye binası arasında mekik dokudu. Çalışanlarıyla gece vakti uykuda olduğumuz saatlerde işçilerine uğradı, çalışmaları yerli yerinde takip etti, bilgi aldı. Onlara sıcak çay ve güler yüzünü ikram etti. Muhtemelen günde ortalama 2-3 saat uyku uyudu. Ertesi güne yorgun başladı fakat bundan hiç şikâyet etmedi. Adil olmayan, doğruluktan uzak asılsız karalamalara, tenkitlere rağmen sabrını korudu, Erciş sevgisinden ödün vermeden, yılmadan çalıştı. Yapıcı eleştirilere kulak verdi, Ercişlinin güzele hizmet amaçlayan her önerisini takdirle karşılayıp değerlendirdi. Etrafındaki güzel insanlarla, mesela yardımcıları Cuma Şahin, Mehmet Marufoğlu ve Necdet Karamanla her konuda istişare etti. Caddenin refüjünden saat kulesine kadar her şeyi gözüyle gördü ve Erciş için üretilen her hizmetin, alınacak bir kaldırım taşının bile Ercişlinin hak ettiği kıymette olması talimatını verdi. Bazen yakındı da, yalan değil. Hiçbir yerel yöneticinin bugüne dek fikirlendiremediği, üstün zekâsının ürünü olan projeler için kaynak arayışına girip de çözüm üretemediğinde yakındı. ‘Bulabilseydik keşke’ dedi. ‘Yapabilseydik...’ Yine de yapamayacaklarının yapabileceklerini engellemesine izin vermedi. Şunun bilincindeydi sayın Yaşar: Devletin kendisi için ‘görev’ addettiği bu mevki Doğu’nun yalnız şehri Erciş’e hizmet etmesi için bulunmaz bir olanaktı. Ve o bu olanağı sonuna dek kullanacaktı. Kullandı. Böylece başta sözünü ettiğim umutsuzluk tablosuna kararlı fırça darbeleri atarak Erciş’e rengarenk bir gökkuşağı olarak sundu varlığını. Bu yazıyı taşımak istediğim asıl sonuç şudur ki Mehmet Şirin Yaşar’ın kayyım atanması Ercişli’nin yüreğine çöreklenmiş olan gelecek korkusunu ve umutsuzluğu yerle yeksan ederek umut aşıladı. İlçesinin akıbeti her sorulduğunda somurtan yılgın ve bezgin vatandaş sayın Yaşar’ın ismi duyulduğunda gülümsemeye başlıyorsa Erciş kendi devrimini gerçekleştirmiş demektir. Şimdilerde şehrin çehresinin kazandığı aydınlık görüntü hiçbir şehre bu kadar yakışmadı. Belediyenin hiçbir projesinden söz etmiyorum. Erciş’in bağrına çakılı duran yukarda sözünü ettiğim bütün eksikler, kirli görüntüler, eğreti tablolar yerini dev yatırımlara bıraktı ve o projelerin çoğu tamamlanmakla birlikte diğerlerine çoktan başlandı bile. İşte Vanyolu Caddesi. Kendisine çok görülmüş o göz alıcı muhteşem enstantaneye sayın Yaşar’la kavuştu. İşte Kadınlar Plajı. Bu yazıyı yazarken aynı zamanda önümüzdeki çarşamba günü sunumunu gururla yapacağım açılış programını hazırlıyorum plajın. Şimdi sök sökebilirsen Erciş’linin yüzünden bu gülümsemeyi, bu mutluluğu… 

 


    Belediye başkanlıklarına kaç bürokrat kayyım atandı bilmiyorum. Fakat bu görevi hakkıyla yapanın Erciş’e hizmet etmekte olan Mehmet Şirin Yaşar olduğunu biliyorum. Yaşar, bu coğrafyanın şansıdır ve şimdilerde bulabildiğim en uygun tabiriyle buraya kayyım baharı yaşatmaktadır. Van ve ilçeleri dahil onun gibi görevini öz veriyle yürüten her meslektaşının hizmet ehliliği yönünden takip etmesi gereken kişi olduğuna inanıyorum. Mehmet Şirin Yaşar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Erciş için aldığı en isabetli karardır. Yolu açık, azmi daim, fikri aydın olsun.