Çözüm Komisyonu üyesi olan ve HDP ve hükümetin Dolmabahçe'de düzenlediği ortak basın açıklamasında da yer alan AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "İzleme Heyeti'ne karşıyım" açıklamasına ilişkin olarak ise, "Heyetin kurulduğu deklare edilmedi henüz, bu nedenle kesin bir dille bu heyet oluşturulacak diyemeyiz, iptal olabilir" dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın dün Erdoğan'ı eleştirerek "İzleme Heyeti konusunda kararlıyız" demesinin yankıları sürerken Erdoğan'dan, 'Dolmabahçe fotoğrafı yanlıştı' açıklaması geldi. Bu gelişmelerin ardından Çözüm Komisyonu üyesi ve Dolmabahçe'deki basın açıklamasında da yer alan  AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, "AK Parti’nin merkezindeki güven duygusunu temsil eden çözümün mimarı bizzat Recep Tayyip Erdoğan ’dır" diyerek İzleme Heyeti'nin iptal olabileceğini açıkladı. AKP adına özeleştiri de yapan Mahir Ünal, "Kadınlara karşı kullanılan eril dil sıkıntılı. Kadınlara çok karışıyoruz. Kadın meselesi konusunda çokça reform yapmamıza rağmen fazla eril bir dil kullanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Habertürk gazetesinden Kübra Par’ın sorularını yanıtlayan Mahir Ünal'ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

Öcalan’ın Nevruz mektubunda verdiği silah bırakma mesajını nasıl buldunuz? 

AK Parti’nin 12 yılda inşa ettiği sosyal ve hukuki zemin üzerinde demokratik siyasetin temel sorun çözücü işlevinin teyididir bu. Demokratik siyasetten, çözümden, barıştan yana tavır almak şiddete ve silaha karşı olmayı gerektirir zaten... 

Öcalan mesajında, silahların bırakılması için toplanacak kongreden önce İzleme Heyeti ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmasına işaret etti. Bu konularda atılacak adımlar belli mi?

Bu Çözüm Komisyonu’nun değerlendireceği bir konu. İlke olarak, komisyon değerlendirmeden ve Sayın Başbakan açıklama yapmadan konuşmam uygun olmaz. 

“İzleme Heyeti”ne ilişkin son durum nedir?

Devlet çözüm için bütün enstrümanları ve mekanizmaları kullanıyor. İzleme Heyeti’ne de böyle bakmak lazım. Planlanan, Akil İnsanlar Heyeti içinden 5 ya da 6 kişilik bir grubun oluşturulması. 

Pervin Buldan, 16 kişilik bir İzleme Heyeti’nin oluşturulacağını söylemişti... 

Bu konuşulmadı, 5 ya da 7 kişi üzerinden bir değerlendirme yapıldı. İzleme Kurulu ile akil insanların birikim ve deneyimini alıp daha küçük ölçekte çözüme katkı sunacak bir enstrümana dönüştürmek amaçlanıyor.

İzleme Heyeti’nin görevi tam olarak ne olacak?

Kâğıt üzerinde “Görev tanımı şudur” diyemeyiz ama sivil inisiyatifi temsil edeceği için çok kıymetli. Başbakan’ımız üyeleri açıklandıktan sonra, bir toplantı yapıp devletin bu komisyondan ne beklediğini kendileriyle paylaşacak.

Hakem görevi üstlenecekler mi?

Hakemden ziyade, hızlandırıcı ve kolaylaştırıcı bir etkisi olacak.

 

'KESİN DEĞİL'
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İzleme Heyeti kurulmasına olumlu bakmıyorum” sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? 


Çözümün mimarı Tayyip Erdoğan’ın kendisidir. Çözüm iradesini ortaya koyacak AK Parti’den başka güçlü bir aktör yok. AK Parti’nin merkezindeki güven duygusunu da temsil eden bizzat Recep Tayyip Erdoğan ’dır. 

"Basından öğrendim” dedi. Neden şaşırdı? Aranızda bir kopukluk mu var?

“Basından öğrendim” dediği gazetedeki isimlerdir. O isimler kesin değil zaten. Sayın Başbakan’ımız, Sayın Cumhurbaşkanı’mızı her konuda bilgilendirir. İşin güzel tarafı her şeyin şeffaf olması... Sayın Cumhurbaşkanı her şeyi kamuoyu önünde dile getiriyor. 

Çözüm Komisyonu’nu zor durumda bırakan bir açıklama olmadı mı? 

Sayın Cumhurbaşkanı’mızın görüşüdür ve bizim için kıymetlidir. 

Peki, bu açıklamadan sonra İzleme Heyeti’nin iptali söz konusu olur mu?

Kurulduğu deklare edilmedi henüz. 

Yani, kurulacağı kesin değil mi? 

Tabii ki kesin değil. 

Neden böyle ayrık sesler çıkıyor? Dışarıdan bakıldığında bu işin profesyonelce yönetilemediği izlenimi uyanmıyor mu?

Devletin ve siyasetin önceliklerinden kaynaklanan bir durum bu... HDP barajı aşmak istiyor, bunun için de Batı’daki oylara ihtiyacı var ve Erdoğan karşıtlığı üzerinden kendini tahkim etmek istiyor. HDP başlangıçta daha savruk durumdaydı, sabah erken kalkan, sorumluluk duygusu duymadan açıklama yapıyordu. Şimdi biraz disipline oldular. 

AK Parti cephesinde de “Çözüm süreci yürüsün, ama milliyetçi oyları da kaybetmeyelim” hassasiyeti var. Bu da bir çelişki değil mi? 

Bir tarafta MHP diğer tarafta HDP’nin olduğu bir tahterevalli siyaseti var. Bu ikisi parkta oyun oynar gibi siyaset yaparken biz merkezi dengede tutmaya çalışıyoruz. MHP sabah akşam bize “Hainler, bölücüler, ülkeyi sattılar, bayrağa ihanet ettiler” diyor. MHP’nin dili merkeze sirayet ederse, siyasetin merkezini kaybederiz. 

Erdoğan’ın son günlerdeki tepkisinin altında hükümet çözüm sürecini yürütürken AK Parti’nin milliyetçi oyları kaybetmemesi hesabı yatıyor olabilir mi? 

Tayyip Erdoğan, bir güven merkezi olarak duruyor ve tabii ki farklı kesimlerin kaygılarına cevap olacak ifadeler kullanacaktır.

Kadınlar için özeleştiri

“Öncelikle kültür ve eğitimde kaliteyi artırmamız gerekiyor. Eğitim altyapısı için çok şey yaptık ama eğitimin bir felsefesi, bir ruhu olması gerekiyor. İkincisi, söylemdeki sıkıntılar... Demokratikleşme paketlerinden tutun da hak ve özgürlükleri değiştirecek düzenlemelere kadar birçok şey yapıldı, ama söylem bazında yanlış bir algı oluştu. Üçüncüsü, dış politikada reel politik ile değer politik arasındaki dengeyi kurma çabalarından kaynaklanan semptomlar. Örneğin Mısır Dostluk Komisyonu Başkanı olarak ‘Mısır’la ilişkilerimizi devam ettirebilir miydik?’ diye düşünüyorum. Son olarak bir de kadınlara karşı kullanılan eril dil sıkıntılı. Kadınlara çok karışıyoruz. Kadın meselesi konusunda çokça reform yapmamıza rağmen fazla eril bir dil kullanıyoruz.”

Editör: TE Bilisim