VATSO, VATBO, KOSGEB, OSB gibi halen bile Van’ın en çok konuşulan kurum ve kuruluşları olan birçok önemli oda, borsa ve meslek kuruluşunun mimarı olan Feridun Irak, her ne kadar artık aktif olmasa da kentin kaderiyle ilgili önemli görüşler ifade etmeye devam ediyor. Bir dönemler ‘patronlar kulübü’ olarak anılan VATBO’nun başında borsaya bu prestijli kazandıran fakat ayrılmasının ardından büyük bir düşüşe geçen bu kuruluşun başında olmasa da Van için önemli işler konuşmaya devam ediyor Irak. Van için önemli bir meslek kuruluşu temsilcisi ve kanaat önderi olan Irak, nasıl ki yıllar boyunca Van için birbirinden önemli çalışmalar yürüttü, siyasi, ticari ve koltuk kaygılar olmadan ciddi teklifler sundu ve kente büyük değerler kazandırdıysa halen de aynı konumuyla biliniyor ve küçük-büyük herkesten saygı görüyor. İşte bu saygıdan ve yarattığı izlenim dolayısıyla her gazetecinin halen bile söz konusu ‘Van’ olunca kapısını çaldığı bir isim olarak duruyor. Her konuda söyleyecek sözü olan ve mantıklı tespitlerini paylaşmaktan hiç çekinmeyen bir isim olan Feridun Irak’la defalarca görüşmüş ve tecrübelerinden faydalanmış bir isim olarak Valiler krizi hakkındaki fikirlerini aldım. Irak’ın konuyla ne alakası demeyin hemen. Bundan iki yıl önce kendisiyle kent hakkındaki durumu konuşurken bana Abdullah Gül ile ilgili bir anısını anlatmış. Van’a geldiğinde Cumhurbaşkanı Gül’e bölgede ve tüm Türkiye’de Valilerin çalışma arkadaşlarını kendilerinin seçmesi önerisinde bulunduğunu söylemişti. O gün bir yerlere not ettiğim ve aklımdan çıkmayan o öneri geçtiğimiz hafta başlayan Valiler kriziyle birlikte bir anda kafamda belirdi. Hal böyle olunca da Irak’ın kapısını çaldım ve o gün konuşulanları kendisinden dinlemek istedim. Bir söylediğinin sonuna kadar arkasında olan ve doğrulardan asla vazgeçmeyen Irak’ın bu konuda da söyleyecekleri ve mantıklı önerileri vardı elbette. Siyasi konuların kenti iyice işgal ettiği şu günlerde, hap aynı şeyleri tekrarlayan siyasilere bir ara vermek gerektiği düşündüm,onunla konuşmanın tam zamanı diyerek kendisini dinledik. İşte Irak’ın Valiler krizine olan yaklaşımı:

 

Röportaj: Ömer Aytaç AYKAÇ/Şehrivan

 

Öncelikle şuan gündemde olan vali ve vali yardımcıları arasındaki sorunu sormak istiyorum?

 

Sayın vali ile sayın vali yardımcıları arasında yaşanan olayların basın yansımasından dolayı bizlerde bu olayı görüyor ve duyuyoruz. Tabi bu sorunun detaylarını biz tam olarak bilmiyoruz ve esas kaynağının ne olduğunu da biz bilmiyoruz. Bizim kimin haklı, kimin haksız olduğuna bir kanaatte getiremeyiz ki böyle bir yetkimizde yoktur. Van büyük sorunları olan bir il ve birçok yere göre de çok zor bir ildir. Burada yaşanacak bu tip olumsuzluklar bizi olumsuz yönde etkilemektedir. Dolayısı ile bize gelen yöneticilerin, idarecilerin bize iyi hizmet vermeleri, kendileri hizmet verirken mutlu olmalarını ve bizlerde halk olarak bu iyi hizmetleri aldığımızda mutlu olmayı isteriz. Şimdi bugün basına yansıyan vali bey ile vali yardımcıları arasında yaşanılan mesele aslında geçmişte her zaman yaşanılan, her vali döneminde boyutları farklı olmak ile birlikte vali ile yakın çalışma arkadaşları, yardımcıları arasında devamlı sorunlar olmaktadır. Buda biraz önce söylediğim gibi memleketin idaresinde olan sorunlar yaşanılan olayların, memleketin insanlarına da olumsuz bir şekilde yansıyabilir.

 

Bu konuyla ilgili bir anınınız da olduğunu bildiğim için bu duruma yaklaşımınızı bir de sizden dinlemek istiyorum…

 

Evet, daha önce kısaca bahsettiğim o konuşmayı size anlatmak istiyorum. Bundan dolayıdır ki Sayın Cumhurbaşkanımız ilk seçildiklerinde yani yaklaşık bir 6 yıl önce ilk seyahatlerinden birini ilimize yaptı. Van’a geldiklerinde gerçekten hiç kimseden görmediğimiz koca Cumhurbaşkanı, biz 20’ye yakın meslek kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarının başkanları ile saatlerce süren bir toplantı yaptı ve can kulağı ile bizleri dinledi. Ben ilk defa bir devlet adamının meslek kuruluşlarının ve sivil toplum kuruluşlarının başkanlarına bu kadar geniş zaman ayırarak ve can kulağı ile dinlediğine daha o zaman şahit olmuştum. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu ziyareti sırasında arkadaşlarımız sırayla söz alarak ilin sorunlarını dile getirdiler. Bazı arkadaşlarımız bu konuda çözüm önerilerini de dile getirdiler. Sayın Cumhurbaşkanımız bizi dinlerken, Bakan beyde söylediklerimizi not etti.

 

Sonra ne oldu, sizin anlattıklarınız ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın buna tepkisi nasıldı?

 

Ben en son söz aldım ve Sayın Cumhurbaşkanımıza aynen şöyle arz ettim: “Sayın Cumhurbaşkanımız başından beri arkadaşlarımızı dinlediniz, sayın bakanımızda notlarını aldı. Sorunlar ve çözümler bir şekilde dile getirildi. Siz yarın Ankara’ya dönüyorsunuz. Bizim bu sorunlarımızın hepsine çözüm önerileri getirmeye çalışsanız da, bizde hiçbir şey değişmeyecek. Nasıl olur dedi? Bende bunun 3 tane sebebi var dedim. Bunlardan bir tanesi bize gelen valilerin ortalama görev süresi yaklaşık olarak 1,5 yıldır. 1980 yılında bugün buraya gelişinize kadar gelen valilerin ortalama burada kalma süresi 1,5 yılı geçmemiştir. Bu bizim için kesinlikle bir sorundur. 1,5 yıl içerisinde vali ancak buraları tanıyor, buradaki arkadaşlar ile ancak anlaşabiliyor ardından hemen vali değişikliği yapıyorsunuz. Bu bizim için başlı başına bir sorun. Kaldı ki bize gelen valiler bir de ilk vali olunca haklı olduğumuzu takdir edersiniz. İkincisi valiler ilk atandığı zaman bana göre kendi yardımcılarını kendisi belirlemelidir. Çünkü zaman zaman şahit oluyoruz ki frekanslar uymadığı zaman bir uyum sıkıntısı olduğu zaman, farklı bakış açıları olduğu zaman Vali ile yakın mesafede olan arkadaşlar, vali yardımcıları arasında sorun ortaya çıkmaktadır ve buda yine bizi olumsuz etkilemektedir. İl hizmet çalışmaları için yakın çalışma arkadaşlarını kesimlikle kendisi seçmesi lazım ve görev süresinin de kesinlikle uzun tutulması lazım. Bunların dışında bir diğeri yani üçüncüsü ise bunlarında hepsinden daha önemli. Bizim buradaki kurum amirleri, diğer amirler bize işin nasıl olmayacağını anlatıyorlar. İşlerin nasıl olması gerektiğini değil de nasıl olmayacaklarını anlatıyorlar. Şimdi siz yarına kadar düzenlemeleri yapsanız, siz bu düzenlemeler yapıncaya kadar bu vali değişecek. Yeni gelen vali memleketi tanıması, sorunları tanıması, bizleri tanıması uzun bir süre alacak. Valinin yakın arkadaşları ile arasında frekans ayrımı olduğu zaman yine ayrı bir sorun ortaya çıkacaktır. O yüzden vali atamaları yapıldığı zaman sizden ricamız yakın çalışma arkadaşlarını kendileri seçsinler ve buraya yapılan atamalarda lütfen siyasi atamalardan uzak durulsun. Bunların yapılması halinde bizim için yapılan en büyük teşvik budur. Bu bizim için yatırımdan ve hibeden daha büyük bir yatırımdır. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanım kemal yaşa yaşıdır. O yüzden yapılan atamalarda göreve gelecek arkadaşların tepeden tırnağa tecrübeli olması ve kemal yaşa gelmiş tecrübeli olmasını istiyoruz.”dedim.Ki son dönemlerde böyle bir şeyde söz konusu oldu ve konuşmaya başlandı. Umarım ki bu vali yardımcıları ile vali bey arasındaki sorun en kısa sürede çözülür. Ki basından takip ettiğimiz kadarıyla müfettişlerde bu konu ile ilgili çalışmalara ve incelemelere başlamışlar. Bu incelemeler sonucunda umarım ki hak yerini bulacaktır.

 

O gün konuştuğunuz kurum amirleri meselesinin yankıları da hala sürüyor zaten…

 

Dediğiniz gibi kamu kurumların atamaklarında da sıkıntılar var. Mesela bir milli eğitim müdürlüğünde bir karayollarında vs diğer kurumlarda da bu sıkıntılara rastlıyoruz. Örnek olarak bir milli eğitim müdürü, biz bu konu defalarca da dilendirdik. Yani ailenizi alıp buraya gelemiyorsanız, bu konuda sıkıntılar yaşıyorsanız o zaman tayin isteyin.

 

Peki, ne yapmak lazım bunu çözmek için?

 

Bu bölgeye atacak insanların ilk önce içinde vatan ve millet sevgisinin olmasının yanı sıra tecrübeli olması da şarttır. Şimdi siyaset işin içine girdiği zaman işte gördüğünüz üzere bir vekilin veyahut bir bakanın yakını olsun hiçbir şekilde riyakatı olmadığı halde, bunun okulunu okumadığı halde bizim bölgemize ve ilimize kurum başına gönderiliyor. Size bu konuda 3 örnek verebilirim. Bunlardan bir tanesi defterdarlıktır. Eğer ki halen durum değişmemişse bir kişi şef olmadan asla müdür yardımcısı olamaz, müdür yardımcılığı yapmamış birisi müdür olamaz, müdürlük yapmayan birisi defterdar yardımcısı olamaz yine aynı şekilde defterdar yardımcılığı yapmamış birisi de defterdar olamaz. Dolayısıyla defterdarlıkta, defterdar olan bir kişi memuriyetten başlayıp bütün aşamalardan geçerek defterdar oluyor. Bu yüzden bir deneyim ve tecrübenin yanı sıra ayrıca o kemal yaşa da ermiş oluyor. Bu başka nerede var işte ikinci olarak polis teşkilatında var. İşte komiser yardımcısı bir anda komiser olamaz. Önce komiser olacaktır, amir olacaktır, müdür yardımcısı olacaktır ve en sonunda da müdür olacaktır. Bunun dışında yine buna benzer bir örnek. Birde bu orduda geçekleşen bir olaydır. Bir teğmen bir kerede albay olamaz. Önce üsteğmen, yüzbaşı, binbaşı, yarbay olacak bu şekilde kademe atlayarak en sonunda albay olacaktır. Dolayısı ile bu tüm kurumlarda olmalıdır. Ama maalesef bu Türkiye’de hatır gönül işi oluyor ve üstüne üstün bu tecrübesizlerde bizim bölgemize eklenince gerçekten bizler büyük sorunlar yaşıyoruz.

 

Tartışmanın ise festivallerle başladığını biliyoruz. Bu anlamda bir de bu festivalleri konuşmak gerekirse, sizce Van’daki bu festivallerin Van’a bir katma değeri yok mu?

 

Şimdi vali bey ile yardımcılarının arasındaki sorunu biz gerçekten bilmiyoruz.Bilmediğimizden dolayı bir kanaatte yürütmemiz doğru olmaz. Sizinde belirttiğiniz gibi festivallerden dolayı olabileceği, diğer taraftan vali beyin hakaretinin olduğu iddiası var bir diğer taraftan farklı birkaç iddia var. Biz bunların hangisinin doğru, hangisinin yanlış olduğunu elbette ki bilmiyoruz. Ancak festivallerin en küçüğü de en büyüğü de en azından ilin tanıtımına bir katkısı vardır. Festivaller her zaman yapılmalıdır ve hatta her sene bir adım daha ileri taşınmalıdır. Bugün 1990’lı yılların ortasında benim VATSO başkanı olarak başlatmış olduğum bir fuar vardır. 1. Van Asya İpekyolu Fuarı’nı ilk ben düzenledim. Ancak o günden bugüne kadar bu fuar halen bir adım ileri götürülmüş değildir. Fuarı elbette yapmalıyız ancak bu fuarı her sene bir adım daha ileri taşımalıyız. Bu konuda başta alanı büyüterek daha sonra katılımcı ve ziyaretçileri artırarak bu fuarı ileri taşınacak adımları atmalıyız. Bu konuda festivaller ve fuarlar kesinlikle yapılmalıdır. Çünkü bunlar ilin tanıtılmasına ve ekonomisine katkı sağlayacaklardır.

 

Vali beyin de çok mütevazı olduğunu ve konvoysuz gezen, gösterişe önem vermeyen bir vali olduğu söyleniyor aynı zamanda…

 

Vali bey Van’a atandığı zaman ben çok büyük bir memnuniyet duymuştum. İşte yıllardan sonra ilimize atanan vali bir başka ilde valilik yapmış biriydi. Aynı zamanda bizden daha büyük bir şehirden gelen birisiydi. Dolayısı ile ben bu konuda çok büyük bir memnuniyet ile karşıladım ve çok mutlu oldum. Diğer taraftan bizim halen bir vali bey ile bir görüşmemiz olmadı ve bir talebimizde olmadı. Nacak ben birkaç defa Edremit’ten buraya gelirken işte dikiz aynalarından baktığım zaman işte vali beyin forsu açık makam aracının geldiğini görüyordum. Önün bir eskortu yok, işte yanında sağa çek sola çek diye anons yapan birisi yok. Bende biraz yavaşladım işte vali bey gelip geçti kendileri de aracın içerisinde. İşte ileride yanan bir kırmızı ışıkta da durdular. Buda bizlerin pek rastladığı bir şey değildi. Çünkü eskilerden bildiğimiz kadarıyla her vali döneminde olmazsa bile işte vali bey gelirken her kavşakta polis araçları durur, vali beyin aracı hiçbir zaman ışıklarda durmaz ve bu yüzden de trafik allak bullak olurdu. Vali bey kırmızı ışıkta durdu ve yine yeşil ışık yandığında beraber hareket ettik. Sonra bir diğer kavşakta yine ışıkta durdular. Ben o zaman bunu sizlerle de paylaştım ve bu çok güzel bir gelişme dedim. Çünkü böyle bir valinin halk ile beraber hareket etmesi çok güzel bir şeydi. Ben bunu bir tevazu sahibi olarak gördüm ve bu bizim içinde çok önemli bir şeydir.

Editör: TE Bilisim