Röportaj: Önder ALTINAL


Her geçen gün katı atıklar ve verimli atıklar yüzünden biraz daha kirlenen Van Gölü ile ilgili somut adımlar atılmazken yaşanan kirlilik her geçen gün daha büyük boyutlara ulaşılıyor. Günlük ortalama 54 bin 176 metreküp atık ile kirlenen Van Gölü diğer çevresel etmenlerle daha büyük sorunlarla boğuşuyor. Yaşanan bu olumsuzluk yetmezmiş gibi bir taraftan da kurumlar tarafından işgal edilen göl adeta ölüme terkediliyor. Yetkililer ilgisiz, kurumsal işlevsiz kalırken iş çevrecilere ve bu alanda faaliyet gösterek STK’lara kalıyor. İşte bunlardan birisi olan Van Çevre Derneği de 6 Haziran’da tüm bunlara tepki çekmek için ‘Paqîj’ (Temiz) adında bir panel ile bir kez daha bu kirliliği yüksek sesle dillendirmeye hazırlanıyor!

Kirlilik ile ilgili 5-6 Haziran Dünya Çevre Günü münasebetiyle bir panel düzenleyeceklerini belirten, Van Çevre Derneği (ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık başta kıyı işgalleri, evsel atıklar ve Van Gölü kirliliği ile ilgili sorunları ve önerilerini panel öncesi gazetemize anlattı. Kirlilik ile ilgili toplam 30 sorun sayan Kalçık ayrıca bu sorunların çözüm önerilerini de dile getirdi. Başkan Kalçık ayrıca Gölü kirletilmesinde en büyük rol oynayanların kanun koyan yetkililerin olduğunu söyledi.

ARITMAMA TESİSLERİ…

Yapılan panel öncesinde gazetemize yaptığı açıklamada daha önce defalarca dikkat çektikleri konuları yüksek sesle bir kez daha dile getireceklerini söyleyen Kalçık, gölün etrafındaki belediyeler ile günlük 54 bin 176 metreküp kanalizasyon atık ile kirletildiğini belirterek; “Böylesi vahşi, tanımı olmayan bir durumla karşı karşıyayız. Bu denizin kirlilikten kurtulması için azot ve fosfor arttıracak şekilde arıtmaların yapılması gerekiyor. Bu arıtmaların yapılması, çok da büyük paralar gerektiren bir şey değil. 150 milyon liraya bu sorunların tümü çözülmüş olur." dedi. Van Gölü çevresinde yaşayanların atıklarının dolaylı yollarla göle döküldüğünü söyleyen Kalçık bu yüzden bu tesislerin adının arıtma değil arıtmama tesisi olduğunu belirterek , “Van Belediyesi de dahil olmak üzere sağlıklı bir arıtma tesisi yok, sadece dinlendirme havuzları vardır. Geri kalan bütün atıkların hepsi, hiçbir ayrıştırma olmadan Van Gölü'ne akıtılmaktadır. Her ekolojik ortamın bir taşıma kapasitesi olduğu gibi Van Gölü'nün de vardır. Bu kapasiteye kadar gelecek olan kirlilik yükü, gölün doğan ekosistemi içerisinde fazlalık kirlilik olarak kalacak ve göl her gün biraz daha kirlenecek. Van Gölü derinliği, yüksek râkımı ve içerisindeki maddelerden dolayı biraz daha avantajlı durumdadır ama bu şekilde kirletilmeye devam edilirse yakın bir zamanda kaybedebiliriz” dedi.

Öte yandan panel öncesi düzenlenecek olan program ve konuşulacak konular ile ilgili de bazı değerlendirmelerde bulunan Kalçık, Şehrivan’ın sorularını yanıtlayarak mevcut konular ile ilgili ipuçlarını paylaştı. İşte Kaçık’ın o değerlendirmesi:

6 Haziran’da Van adına önemli bir panel düzenliyorsunuz. Bununla ilgili bilgi verir misiniz?

‘5 Haziran Dünya Çevre Günü’ ile ilgili Çevre Derneği ÇEVDER’in öncülük ettiği bir dizi eylem ve etkinlik yapacağız. En baştan belirteyim Dünya Çevre Gününün olması ciddi anlamda abestir. Nasıl bir anneler günü 365 gün olması gerekiyorsa çevre gününün de 365 gün olması gerekiyor. Çünkü çevre biz emanetimizdir ve bizimde bu emanete sahip çıkmamız gerekiyor. Bu etkinlikler ve kutlamalar her yıl yapılıyor. Buda elbette ki bir çalışma ve hassasiyet oluşturuyor. Biz çevre derneği olarak birçok dönemde birçok soruna açıklık getiriyoruz sorunu çözme konusunda mutabakatlar yapıyoruz ama maalesef sorunlarımız çokta çözülmüyor. Biz bu yıl ki etkinliklerimizi özellikle imza kampanyası başlatarak bu sorunlarımız çözümü noktasında imza kampanyası başlattık. Bu imza kampanyası ne kadara ulaşırsa ona göre, başbakanımıza, belediye başkanlarımıza, valimize ve diğer yetkili kurumlara ulaştıracağız.

Panelin temel odağı ne olacak? Yani temel olarak ne işlenecek?

Panelimizde temel olarak evsel atıklar ve Van Gölü havzasını işleyeceğiz.

Peki, nedir bu sorunlar?

Var olan sorunlarımızın konu başlıklarını biz broşürlerimize ekledik. Bu sorunlarımızın en başında elbette ki Van Gölü gelmektedir. Bize göre Van Gölü yoksa Van’da yoktur. Hatta içimizde bazı arkadaşlarımız Van Gölü bizim namusumuzdur diyorlar. Eğer gerçekten namusumuz kirlenecek duruma geldiyse hepimizin durup düşünmesi gerekiyor. Bu yüzden bu çok önemli bir konudur. Van Gölü’ne bağlı olarak var olan ve bizimde broşürlerimize eklediğimiz 30 sorunumuz yer alıyor. Bu sorunlarımızı şöyle sıralayabiliriz:

1- VANGÖLÜ KİRLİLİĞİ
2- KIYI KANUNU
3- KANALİZASYON
4- DERELER VE KANALLAR
5- EVSEL ATIKLAR
6- EVSEL ATIKLARIN GERİ DÖNÜŞÜMÜ
7- EVSEL ATIKLARIN TOPLANMASI VE İZOLASYONU
8- EVSEL ATIKLARIN TAŞINMA TEKNİK VE YÖNTEMİ
9- TIBBİ ATIKLARIN TOPLANMASI VE BERTARAFI (Teknik ve Yönetmenliği)
10- SAĞLIK KURULUŞLARIN TIBBİ ATIKLARDA Kİ SORUMLULUĞU VE UYGULANMASI
11- TAŞ OCAKLARI, YÖNETMENLİĞİ VE UYGULANMASI
12- ÇİMENTO FABRİKASI VE BETON SANTRELLERİ
13- HESLER
14- GÜVENLİK BARAJLARI
15- YERLEŞİM ALANLARDA Kİ AHIRLAR
16- EVLERDE KULLANILAN KIZARTMALIK YAĞLAR (Geri Dönüşümün Sağlanması)
17- ELEKTRONİK CİHAZLAR
18- BATARYALAR (Geri Dönüşüm Kutuları)
19- MEZBAHALAR
20- EGSOZ VE TRAFİK
21- SAZLIK VE ORMANLAR
22- YEŞİL ALANLAR
23- HIZLI KENTLEŞME
24- SANAYİ ATIKLARI
25- DUMANSIZ HAVA SAHALARI
26- GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ
27- YAKIT KÖMÜR KİRLİLİĞİ
28- AKARSULARIN KİRLENMESİ
29- YERALTI SULARIN KİRLENMESİ
30- HARFİYAT VE HARFİYAT YÖNETMENLİĞİ

Programımızda en çok önemsediğimiz işte bu sorunları başlıkları altında imza kampanyası başlatmak ve bu toplanan imzaları yetkili kişi ve kurumlara ulaştırmaktadır.

KALÇIK: BU BİR VAHŞETTİR!

Bir başka konu ise maalesef bizler artık gözlerimiz ile düşünüyoruz. Artık mantığın bittiği bir noktadayız. Bu kadar büyük çevre kirlilikleri varken, var olan gölümüzün ciddi anlamda kirlenmesine seyirci olmak ciddi anlamda bir vahşettir. Biz bu yüzden Haziran’ın 5’ninde tüm basınımız ile birlikte bir kahvaltı yaptıktan sonra gerekli yerlere giderek değerlendirme toplantıları yapacağız. Nerelere gideceğiz onları da bu arada söyleyeyim. Öncelikli olarak evsel atıkları olduğu yerlere gideceğiz. Daha sonra taş ocaklarını, tıbbi ataklarını, izolasyon çukuru kurulan çukura, derelere ve özellikle de Akköprü deresine gittikten sonra son olarak basındaki arkadaşlarımız ile birlikte bir de sahil kenarında bir seyahat gerçekleştireceğiz. Bu arada unuttuğum ve en büyük sorunlarımızdan olan ahırlara da giderek orada da açıklamalara ve bilgilendirmeler yapacağız. Bunun neticesinde bir de Haziran’ın 6’sında afişlerimiz ile birlikte Cumhuriyet Caddesinden VAN TSO binasına kadar yürüyeceğiz. Bu yürüyüşün ardından VAN TSO’da, Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden katılan 2 çevre mühendisi arkadaşımız, TMMOB, İKK, Tabipler Odası’ndan katılacak olan arkadaşlarımız ile birlikte bir panel düzenleyeceğiz. Bu etkinliklerimiz 8 Haziran’a kadar devam edecek. Tüm halkımızın bu konuda hassasiyetli davranmalarını isteyeceğiz. Ne kadar başarılı oluruz bilmiyorum ama bu konuda hepimizin üzerine düşmesi gerektiğini düşünüyorum.

Saymış olduğunuz bu sorunlar ile ilgili imza kampanyası dışında ne gibi çalışmalara ve alınabilecek önlemleriniz var?

Saymış olduğumuz bu sorunlar uzun ve büyük çalışmaların yapılması gerekilen sorunlardır. Bu konuda arkadaşlarımızın bu konuda ki çalışmaları da hızlı bir şekilde devam ediyor. Ancak hazırladığımız broşür üzerinden gidecek olursak şu şekilde önlemleri sıralayabiliriz:

-Akar ve durgun suların, insan ve hayvan atıkları ile kirletilmemeli.
- Biriken çöpler hemen kaldırılmalı, geri dönüşümü sağlanmalı
- Zararlı hayvanların, böceklerin, karasinek ve sivrisineklerin üreyip çoğalmaları engellenmeli, yerleşim alanlarındaki ahırlara çözüm bulunmalı.
- Kanalizasyon borularında eksiklikler olmamalı, patlamalar hemen yetkililere bildirilmeli, çözüm üretmeli tam biyolojik arıtma yapılmalı.
- Yatıkların tam yakılması sağlanmalıdır. Böylece hem enerji kaybı hem de hava kirliliği önlenmiş olmalı.
- Doğal çevrenin kirletilmesi yasalara göre suçtur. Bu suçu işleyenlere para ve hapis cezası verilir. Bu konuda da çalışmalar yapılmalıdır.
- Doğal çevre bizim çevremizdir. Biz doğayı korudukça doğada biziz korur. Havaya, suya, toprağa karışan kimyasal atıklar ve tıbbi atıklar doğayı etkiler. Bu atıkların çoğalması insan sağlığını bozar. Bu yüzden bu atıkların çoğalmasının nüne geçilmeli.
- Bulunduğumuz yeri kirletmemeli. Doğal çevrenin güzelliklerini korumalı ve bu konuda girişilen çalışma ve çabalara katılmalıdır.
- Soluduğumuz havanın, içtiğimizin ve kullandığımız suların, bulunduğumuz yerin temiz olmasını istiyorsak çevre kirlenmesi engellenmelidir.
- Sağlığımıza uygun bir çevrede yaşamak için doğal çevremiz korunmalıdır.

Bunun yanı sıra daha birçok var olan sorunlarımız var olduğunu belirtmek isterim. Örnek olarak var olan piller var. Bu pillerin önüne geçmek ya da kullanmamak gibi bir lükse sahip değiliz. Ama pilleri tekniklerine göre nasıl kullanılması gerektiği konusunda bilgilendirmelerin yapılması gerekiliyor. Bu yüzden var olan çok sorun var ama bu sorunların çözümleri de muhakkak vardır. Örnek olarak kıyı kanunları denilen bir kanun yapılmıştır. Ancak bu kanunları en çok ihlal edenler ise bu kanunları koyanlardır. Dikkat ettiyseniz bütün yöneticiler her zaman çevre koruyanlar olacağız ama maalesef bunlar geldikleri zaman çevre yine unutuluyor. Bu konuda ciddi anlamda dikkatli davranılması gerekiliyor.

Van’ın ve yetkili isimlerin Van’da şu an yaşanan çevre katliamına yaklaşımı nasıl?

Yetkililerin yaklaşımı çok kısa bir şekilde söyleyeceğim: Katliamın olmasıdır. Bu her halde çok net bir şekilde yetiyordur.

Sizce temel sorun olan Van Gölü için çözümde ilk adımı kim, nasıl atacak?

Van Gölü havzasında yaklaşık olarak 1 milyon insan bulunmaktadır. Biz çevre derneği olarak 13 belediye başkanını, mevcut kaymakamlıkları ve mevcut belediye encümenlerinin hepsine davette bulunduk. Ayrıca Tatvan, Adilcevaz ve Ahlat belediye başkanları ve kaymakamlarına davetlerde bulunduk. Ayrıca Van’da bulunan 1 milyonun üzerinde insanının bu evsel atıklar konusunda hassas davranmaları gerekiyorlar. Bu konuda biyolojik arıtmaların kesinlikle yapılması gerekiliyor. Bu arıtmalardan sonra belediye hem para kazanacak, hem tasarruf yapacak hem de çok gölü kirlilikte kurtaracak. Ayrıca bu Van Gölü’ne akan derelerin ıslahı çok zor bir şey değil. Bu dereleri ıslah ettikten sonra göl kurtulacak. Kıyı kenarlarının ıslahı ise bu devlet yetkililerin hassas davranmaları ile çözülecektir. Çünkü buradaki kıyı ihlallerinin yapılmasına devlet ve turizm bakanlığı izin vermektedir. Başta vali olmak üzere, valinin yazlığı Edremit’tedir ve valilin bu yazlığı net bir şekilde gölü kirletiyor. Var olan belediyelerin kanalizasyonları gölü kirletmektedir. Yani bunun muhatapları bellidir ve yapılacaklarda çok net ve bellidir.

Son olarak panel öncesi bir değerlendirme alabilir miyiz?

Ben öncelikli olarak Van halkımız sorumluluğa davet ediyorum. Van Gölü’ndeki kirlilik ve derelerden göle akan o çöpler konusunda herkesin hassas davranması gerekiyor. Çünkü o gölde var olan deniz ürünü olan balıkları bizlerde tüketiyoruz. Halkımızın bu emanete ihanet etmemesi ve gelecekteki gençlerimiz çevreyi ve gölümüz temiz bir şekilde bırakmamız gerekiyor.

Editör: TE Bilisim