Eskiler ne güzelmiş eskiler...

 

Gramofonlar, 45’lik plaklar, radyoda sezen.

Fotoğraf makineleri ve makineden çıkan filmler.

Yandı mı kaç fotoğraf kaldı düşüncesi.

Büyük bir heyecanla o fotoğrafların çıkışını beklemek.

 

Ah ne güzeldi o eskiler ne değerli idi.

Cüzdanda saklanan o vesikalı fotoğraf.

Şimdi her yerde bir fotoğraf her yerde bir fotoğraf makinesi (akıllı telefonlar).

Nede kolay, nede rahat ulaşılıyor her şeye.

Sorun neydi ya da kaçırdığımız ince detay?

 Sevdiğinin gözlerinin içine bakarak hiç konuşmadan hasretini,  sevgisini, yürek sızısını, anlatan o zamanları özledim.

 

Koynunda, boynunda, kitap arasında veyahut cüzdanında sakladığı o kare bir fotoğrafı...

Şimdi ise   ta Amerika'daki bilmem ne sokakta oturan  John  da  beni, seni, onu, bizi, sizi, onları görüyor iyi mi bu kötü mü eksileri ile artılarıyla elbette ki tartışmaya açık bir konu ama şu da bir gerçek çok şeyi kaybettirdi; postaya atılan bir mektubu, çeşmeye inse de görsem dediği Ayşe’yi, acaba şuan nerede ne yapıyor düşüncesini kısacası bir düşünce sistemini yok etti.

Hepimiz sosyal paylaşım sitelerine bağımlı hale geldik.

 

Hangimiz ilk uyandığında Facebook’a, Instagram'a, Twitter’na, Whatsap’ına bakmıyor ki?

 

Af buyurun ama biraz gösteriş meraklısı, biraz egolarını tatmin etmek için bu alanlar kullanılmıyor mu?  Elbette ki yararları, zararları tartışmaya açık ama maalesef millet olarak elimize, yüzümüze bulaştırmış durumdayız.

 

Boşanmalar, aldatmalar, sahte mutluluk pozları kısacası 21. YY “mutsuz insanlar, mutlu fotoğraflar” olarak tarihe geçti maalesef.

 

Bir söz vardır  “çuvaldızı kendinize, iğneyi başkasına batırın.” Diye tek kullandığım şey Whatsap bu da çağa ayak uydurmak için gösterdiğim direniş ve sabır sanırım.

Dedim ya cüzdanda bulunan vesikalı fotoğraf döneminden Amerika’da Facebook’taki arama motoruna yazdığımız isim her neyse o döneme...

 

Boşanmalar neden artı sanıyorsunuz?

Kadın ekonomik özgürlüğüne kavuştuğu için mi?

Fiziksel, psikolojik şiddet mi?

Geçim sıkıntısı mı?

Eşlerin karşılıklı anlaşmaması mı?

Erkeğin ev işlerini yapmıyor olması mı?

Erkeğin bir iş te çalışmıyor olması mı?

 

Şüphesiz bunlarda boşanma nedenleri arasındaki bir kaç madde ama maalesef sanal ortamlarda birinci sırada şuan yer almakta.

 

Neden mi siz benden çok daha iyi biliyorsunuz nedenini

Tüketti değerleri, kolaylıkla bir şeylere ulaşmayı sağladı, pasifleştirdi.

İçimizdeki nefsi harekete geçirdi maalesef...

 

Eskiden insanlarla karşılaşmak diye bir şey var idi o da yok olma yolunda hata yok oldu da herkes telefonlara gömülmüş durumda güleç gelecek belki ama yapılan araştırmaya göre; Türkiye kızları yolda laf atıldığı dönemi bile gülerek özledik diyorlar.

 

Çünkü; artık “dürtme” var ve “slm nbr tatlım” var. Komik mi acı mı bu kararı da size bırakıyorum.

 

Üstelik bu ortamlar çocuklarımız için bir tehlike çanı

 

Pedofili hastaları için en iyi duraklardan biri. Bu nedenle lütfen bu ortamlardan çocuklarımızı  uzak tutalım en azından reşit olana kadar çocuklarımız hangi ortamlarda ne yapıyor bunun takibinde olalım.

 

Her şeyi sağlıklı kullanmakta yarar var bu hayatta “ çoğu zarar azı karar” hesabıyla. Artık internet kolik diye bir rahatsızlık var hepimize geçmişler olsun oysaki bir kitapta neler yok ki manzaralar, fotoğraflar, değerler ve paylaşılmış bir sürü an, eskiler, Yeniler şimdi telefonları atın bir köşeye elinize de kitap alın, sütlü de bir kahve koltuğunuza oturun ve başlayın okumaya...

Editör: TE Bilisim