AK Parti’nin 4 olan milletvekili sayısını 4’ten 1’e düşürdüğü bir dönemde onun Van adaylığı ile birlikte 1 Kasım 2015 Van’ın vekil sayısının 2’ye çıkarmıştı. Van’da 3’üncü vekile çok yaklaşıldığı bir seçimde kentte AK Parti lehine kötü gidişatı tersine çeviren isim olan Beşir Atalay, büyük beklentilerin de yükünü alan isim olmuştu. Çözüm sürecinin mimarı olması hasebiyle bölgeyi, Van Depremi nedeniyle Van’ı iyi bilen bir isim olan Atalay’ın Van gelişi, kentte de ciddi beklentiler oluşturmuştu. Van’a aday olarak gönderildiği o günleri ‘Van’a sefere gönderdiler’ şeklinde yorumlayan Atalay, siyaset adamlığı, devlet yönetme tecrübesi, bakanlıkları ve daha nice birikimleriyle Van’a umut olmuştu. Yıllardır sesini Ankara’ya duyurma noktasında da önemli bir ‘isim’ olduğu için heyecan yaratan Atalay, gelir gelmez önemli girişimleri de hayata geçirmek için kolları sıvadı. Çalışmaların yoğunlaştığı bir dönemde de Şehrivan’a konuştu… Şimdiye kadar Van’a neler yapıldı? Kafasında nasıl bir tasviri var? Güç Birliği Van’a neler kazandıracak? Van Büyükşehir ile ilgili yorumları neler? Van’daki sermaye ve beyin göçü ne olacak? Van’da onu hayal kırıklığına uğratan konu neydi? Ve daha birçok önemli soruyu AK Parti Van Milletvekili Beşir Atalay Şehrivan için cevapladı. Atalay, sadece ‘Van’ konuşulan mülakatta birbirinden önemli değerlendirmelerde bulundu. İşte Atalay’ın gözünden Van ve Van’a dair her şey…

 

 

 

 

 

Sayın Atalay, 1 Kasım’dan bu yana artık Van vekilisiniz. Hemen hemen 5 ay gibi bir süre oldu ama yeniden 1 Kasım öncesine gitmek istiyorum. Van adaylığınız örneğin... Nasıl bir süreçti sizin Van’a gelişiniz?

Van adaylığımla ilgili konuşmak gerekirse, doğrusu benim bir tasarrufum olmadı. Adaylık listelerinin YSK’ya verildiği gün, hatta açıklanmadan 2 buçuk saat önce benim haberim oldu. Genel başkanım aradı ve seni Van’a ‘sefere’ gönderiyoruz dedi. Olay böyle gelişti. Yani benim bir etkim yok.

 

 

“BEN BÖLGEYİ SEVERİM, BÖLGE DE BENİ...”

Depremde burada olmanız etkili oldu o zaman...

E tabi ki... Van depreminde burada ciddi çalışmalar yaptık. Biz o zaman hem o acıları paylaştık hem de hükümetimiz adına çalışmalar yürütmeye çalıştık. Hamdolsun hükümetimiz de iyi destek verdi. Van’da o süreçte dünyaya örnek olan bir başarı ortaya konuldu. Biraz onun tesiri oldu. O depremden sonra bazen haftanın büyük bir kısmını burada geçiriyordum. Hatta yılın 3’te 2”sini Van’da geçirmiştim. O zaman da Van’da şartlar da zordu. AFAD’ın merkezinde kalıyorduk. Velhasıl, Allah bir daha vermesin o acıları. Dediğiniz gibi bunun etkisi de var elbette. Ama bir sebep daha var tabi...

 

O nedir?

Ben bu bölgeye çok aşinayım. Hükümetimiz döneminde demokratikleşme adımları ve demokratikleşme hareketleri...  İşte Bölgede yürütülen demokratik açılım gibi ve çözüm gibi konularda rol aldım. Haliyle bölge illerini de kendi seçim bölgem kadar, Kırıkkale gibi bilirim, aşinayım. Bölge beni sever ben bölgeyi severim. Aşinayım. Dolayısıyla bunun rolü de olabilir. Netice olarak, ben tüm bu gelişmelerden sonra Van’da olmaktan memnunum.

 

 

“BEN DERSİMİ İYİ ÇALIŞIRIM...”

Depremde Van’a hakim oldunuz elbet ama siyasi olarak tanımak biraz daha farklı... Bu süreçte bir kent olarak nasıl bir şey oluştu aklınızda... Van’a hakim misiniz?

Rabbime hamdolsun, ben dersimi iyi çalışırım. Belli bir yaşa geldim. Bugüne kadar çok değişik görevler yürüttüm hepsini de yüzümün akıyla tamamladım. Bana bir emanet teslim edilirse onu iyi korurum, hakkını veririm. Veriler bir görev varsa, vatandaşın verdiği bir görev varsa onun için gecemi gündüzüme katarım. Böyle bir sorumlulukla yaşadım. Bu işe de, Van’a hizmete de ben öyle bakıyorum... Haliyle ben Van’ı da, sorunlarını da, çözümlerini de iyi çalıştım, çalışmaya da devam ediyorum. Yani Van’ın tüm meseleleri elimizde Allah’ın izniyle.

 

“VAN MİLLETVEKİLİ OLMAK BENİM İÇİN AYRICALIK...”

Nasıl bir Van tasviri var aklınızda? Van’a dair düşünceleriniz neler?

Van muhteşem bir şehir. Türkiye’nin istisnai bir şehri. Medeniyeti ile, geçirdiği evreleri ile, denizi ile dağları ile çok istisnai bir şehir. Gerçekten hizmete layık ve rahat yaşanacak bir şehir. Van’ın insanı uzun medeniyetlerin içinden süzülerek gelmiş. Haliyle medeni ve şehirli bir insanı var... Bir asalet vardır Van insanında. Doğası derseniz ha keza... 1700 metrede dünyada bir örneği olmayan bir gölü var... Karşıda Süphan, yanı başında Nemrut üzerinde yine nadire bir göl... O da yetmez Erçek’te bir göl daha... Tüm bunlar, bu iklim, bu zenginlik... Havası yine bir başka... Ve güneşi...  Güneşin şehri diyoruz ya... Etkili bir güneşi var. Bütün bunları bir araya getirdiğinizde Van ayrı bir zenginlik... Bu manada ben Van’da milletvekili olmaktan, Van’ın vekili olmaktan mutluluk duyuyorum. Bunu çok içtenlikle de söylüyorum. Van milletvekili olmayı da kendim için bir ayrıcalık olarak görüyorum. Ve Ankara’da Van’ı temsil etmeye çalışıyorum. Sebebi ne olursa da olsun dediğim gibi burada olmaktan memnunum.

 

 

“VANLILAR BİZE YÜREKTEN DESTEK VERDİ”

Van adaylığınıza ve size karşı Van kamuoyunda ciddi bir teveccüh oldu. Tabi bununla birlikte beklentiler de arttı... İnsanlar sizden çok şey bekliyor... Halen ciddi bir umut olarak görülüyorsunuz?

Öyle... Vanlılara çok teşekkür ediyorum. Bizi bağırlarına bastılar. Olağanüstü destek verdiler... Vanlı bize yüksek bir destek verdi. Malumunuz biz 3’üncü milletvekilini kıl payı kaçırdık. Ben size seçim sonuçlarını vereyim. Bizim aslında 2011 ile çok farkımız yok. 2011 seçiminde biz 172 bin oy aldık Van’da. 7 Haziran’da bir düşüş var: 98 bin. Ama 1 Kasım’da 150 bin. Ama bir 10 günümüz daha olsaydı biz o oyu alacaktık. Her ilçemize ancak birer kez gidebildik, kampanya süremiz de kısaydı. Ancak şimdi olsa, biz 2011’deki oyumuzu hatta daha fazlasını alırız.

 

“GÖRÜNCE HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADIM!”

Yani Van’ın bize desteği hem oyla hem de gönülden oldu... Biz de onun hakkını vermek için uğraşıyoruz zaten. Bunun çalışmalarını da kısıtlı ve hareketli bir zaman olan seçim kampanyası zamanında başlattık. Biz Van’la ilgili meseleleri seçim ortamında çalıştık. İl genelindeki konuları, sektörel sorunları, ilçe sorunları, yatırımlarla ilgili her konu gündemimizde oldu. Halen de öyle... Hiç unutmam ben geldiğimde ilk toplantı yaptığımız bu 5 yıldızlı otel bomboştu... Burayı görünce çok sükut-u hayal olmuştum. Ha keza geldiğimde Kapıköy kapalıydı... Ve diğer birçok sorun vardı. Bunlar hepsi önümüzde olan sorunlardı. Zaten çalışmalarımızı da bu minvalde yaptık. Allah’ın izniyle bize olan umutları da boşa çıkarmayacağız...

 

 

Seçimden önce Van’a özel bir seçim beyannameniz vardı? Birbirinden önemli konuların olduğu o kitapçıkta ciddi vaatler vardı... Şöyle bir düşündüğünüzde, şimdiye kadar neler yaptınız?

Bir defa biz Van ve Van’la ilgili iyi bir çalışma yaptık. Van’da çalışmaların rahat yürüyebileceği bir mekanizma oluşturduk Burhan Kayatürk ile birlikte. Bir sistem kurmaya çalıştık. Hem burada danışmanlarımız var. Hem teşkilatlarımız var. Hem de Ankara’da. Benim Ankara’daki danışmanım da yine Vanlı bir isim. Burhan bey ile bizim danışmanlar çok irtibatlı çalışıyor. Danışmanlarımızın işi gücü Van. Tek işleri Van’dan gelen insanları dinlemek, vatandaşın dertleriyle uğraşmak. Çözebildiklerini onlar çözüyor, çözemediklerini biz çözüyoruz. Gerek randevu gerekse Ankara’ya gelen isimlerin çoğu ile Van için bir araya geliyoruz. Bu düzeni kurmak bizim en büyük önceliğimizdi... Şu anda karmaşa bitti. Artık rayına oturdu. İyi bir sistem kurduk yani. Hatta biz Van’daki eski milletvekillerimizle de bir araya geliyoruz. Yeni isimlerle de bir araya geliyoruz. Seçimde de eski vekillerimizle ha keza çalışmalar yaptık. Biz herkesi bir araya getirme gayreti içinde olduk. Biraz da ben bu konuda ciddi ricalarda bulundum.

 

“VAN’IN SORUNLARINI BİRLİKTE ÇÖZECEĞİZ”

Şu sıraların en önemli gündem maddelerinden birisi oldu Güç Birliği. Çok konuşuluyor... Sizin de seçim beyannamesindeki ilk taahhüdünüz...

Aynen öyle. Bizim zaten Van’a özel hazırladığımız beyannamenin ilk sözü buydu. Ocak ayında da ilk iş olarak bu platformu kurduk. Güçbirliği Platformu Van’ın tüm mesele ve sorunlarının konuşulduğu bir ortaklık projesi. İlin tüm kesimleri bu birlikte yer alıyor. Önceliklerimizin neler olduğunu bu toplantıda konuşuyoruz. Üstelik bunu tek başımıza ya da siyasi bir tavırla yapmıyoruz. Valiliğimiz, Van TSO, STK’larımız, eski milletvekillerimiz kentin tamamıyla bir bütünlük oluşturmaya çalışıyoruz. Çünkü bazı şeyleri kendi başınıza çabalamakla başaramazsınız. Haliyle Bu Güç Birliği dediğimiz mekanizma Van’daki tüm sorunların analiz edildiği ve takip edildiği bir yer. Ortak akıl burada oluşuyor. Bunun ilk toplantısını Ocak ayında yaptık. Bu bir nevi bir tanışmaydı. Bunun ikinci toplantısını da geçtiğimiz hafta yaptık. Bunun tek konusu da ‘ekonomi’ ve Van’ın yatırımları oldu. Konu ekonomi ve kalkınma olunca Kalkınma Bakanımız Cevdet Yılmaz’ı davet ettik, sağolsun katıldılar ve büyük destek verdiler. Mithat Melen gibi Vanlı ekonomistler de geldiler. O gün Van’ın ekonomisini ve yatırımlarını konuştuk. Şimdiye kadar çözdüğümüz konular oldu. Hep birlikte Van’ın işlerini yürüteceğiz. Dolayısıyla ben bunu en önemli konulardan birisi olarak görüyorum.

 

 

“BU BİRLİK VAN’IN GELECEĞİ!”

Bu Güç Birliği aslında Van’ın ayrı ayrı konuşulan ve Ankara’da cevap alınamayan sorunlarının birlikte konuşulduğu bir masa diyebilir miyiz?

Tam da böyle bir şey! Güç Birliği işte bu noktada önemli zaten! Bir ortaklık olmayınca biliyorsunuz bir sürü ihtilaflar, farlı farklı sesler... Ama bu masada böyle bir şey yok. Bu bir Van birliği. Van’ın geleceği... Sözü olan herkes burada olsun. Bu bir siyasi birliktelik değil haliyle herkes katılabiliyor. Kentin valisinden belediye başkanına özel sektör temsilcilerinden STK’larına kadar herkes Van üzerinde neler çalışıldığını takip edecek. Kimse bir birini suçlamayacak. Çünkü herkes neyin ne olduğunu ve ne üzerinde çalışıldığını bilecek. Siyasetçiler de bu anlamda rahat olacak. Şehirle bir arada olup, şehrin önceliklerini takip edebileceğiz. Ve bu birliktelik bize büyük de bir güç verecek. Ankara’ya gidince de hepimiz aynı konuyu dile getireceğiz. Dediğim gibi bu benim Van’a dair ilk taahhüdümdü. Ben bunu Kırıkkale’de 4 yıl boyunca uyguladım. Kırıkkale’de dedikodularla, spekülasyonlarla uğraşmadık. Ve yapılacak her şeyi de 4 yılda yaptık. Göreceksiniz burada da olacak. 4 yılda Van’da çok şey değişecek. Anlayışlar değişecek. Sorunlar azalacak. Ekonomik olarak daha iyi yerde olacağız. Ben şimdiden 4 yıl sonrasını da görüyorum...

 

BÜYÜKŞEHİRE SESLENDİ: GELİN BERABER ÇALIŞALIM!

Güç Birliği’nde Büyükşehir Belediyesi ve diğer DBP’li ilçe belediyeleri yok. Hatta bu haftada da ‘katılmayacağız’ şeklinde bir açıklama yapıldı...

Biz davet ettik, ediyoruz da. Ben arkadaşlara bu toplantıyı hazırladığımız ilk günden “Gidin görüşün” dedim. “Burası siyasi bir yer değil” dedim. Niye kaçıyorsunuz? Orada siyaset yapılmıyor, yapılmayacak da. Ama kendi takdirleri. Onu da millet takdir etsin, millet görsün... Çünkü ben ilçede iki temsiliyeti önemli buluyorum. Biri kaymakam, biri belediye. Bu iki temsilci gelse bize ilçede daha iyi rehberlik eder. 2 belediye dışında diğerleri katılmadı. Ben katılmalarını istiyorum. Buradan tekrar çağırıyorum. Gelsinler, katılsınlar. Çünkü onlar bu vatandaşın oyunu aldılar. Gelsinler, beraber çalışalım. Memnun oluruz...

 

 

Güç Birliğinden sonra sırada ne var?

Bizim bir kere Van’ı çalışırken belirlediğimiz öncelikli konularımız vardı. Bunlar sırasıyla: Ekonomi, Kapıköy, Çevre Yolu, Kentsel Dönüşüm, Yeni Hastane’nin bir an önce açılması gibi konular... Tüm bu önemli konuların hemen startını verdik ve çalışmalarını başlattık. Bu konuda güç birliğinden sonra ilk gündemimiz de Kapıköy oldu.

 

KAPIKÖY’ÜN GELECEĞİ PARLAK...

Kapıköy konusunda müjdeler verildi. Son Güç Birliği toplantısında da konuşuldu... Kapıköy tamam mı şimdi?

Kapıköy konusu çok önemli. Ben Van’ın geleceğinin Kapıköy’ün tamamlanmasında, tır trafiğine açılmasında ve ardından kurulacak olan lojistik merkezde görüyorum. İşte bunun için de biz seçildikten sonra ilk toplantımızı Gümrük ve Ticaret Bakanı ile yaptık. Daha Bakan olduğunun ikinci haftasında biz bir akşam yemeğinde bir araya geldik ve Sayın Bakan’a “Bu kapıları çalıştırın” dedik. Sağ olsun Bakanımız o kapı ile ilgili özel çalışma yaptırdı. Bakınız ciddi raporlar hazırlandı. Ve orada çok önemli ifadeler var. Kapıköy eğer beklenildiği gibi çalışırsa Doğubayazıt’tan daha önemli bir hale geliyor. Bunu yapacak olan da TOBB. Biz hem TOBB başkanı Rıfat Bey ile hem de bu işi yüklenecek olan GTİ ile bir araya geldik. Projeler hazırlandı, çalışmalar yapıldı. Ciddi bir çalışma yürütüldü.  Şu anda Kapıköy’ün yeni ve modern çalışmasının hazırlığı yapılıyor. İnşallah Temmuz ayında çalışmalar başlayacak gibi görünüyor. 1 buçuk en fazla 2 yıl sürede bitmesi planlanıyor. Tabi burada bir de İran tarafının tavrı var. TOBB’un da bu konuda İran tarafının yapması gereken yollar gibi birçok gerekçeleri ve düşünceleri vardı. Bildiğiniz gibi Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz Türkiye İran Karma Ekonomi Konseyi Eş Başkanı ve biz konuyu kendilerine de ilettik onlar da Başbakanımızın İran ziyaretinde de konuyu dile getirdiler. İran tarafı şu an yol sorununu çözüyor. Burası bitince Kapıköy transit geçişlere açılacak, büyük bir ticari ivme yakalanacak. Şimdi bir de Van-Şırnak Karayolu’nu yapıyoruz. Burası bir nevi bizi Habur’a bağlayacak. Bizim lojistik merkezimiz de olunca Van çok güçlü bir hale gelecek. Haliyle ben yoğunluğun Doğubeyazıt’tan Kapıköy’e yöneleceğini düşünüyorum.

 

 

 

“O BAKANLIK VAN’A VERİLMELİYDİ...”

Geçtiğimiz günlerde Gümrük ve Ticaret Bakanı Fatih Çiftci de gazetemiz aracılığı ile yeni projenin detaylarını paylaştı. Ortada ciddi bir çaba var... Bu konuda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın etkisinin büyük olduğunu söyleyebilir miyiz?

Elbette. Aslına bakarsanız bizim en baştan bu yana gönlümüz Gümrük ve Ticaret Bakanı’nın aslında Van’dan olmasından yanaydı. Bunu sayın başbakanımıza da söyledim. Tüm kapılar Van’da çünkü. Çünkü bu kapı Van’ın hayatı ve İran’a en uzun sınırı olan kent Van’dır. Bu olmayınca en azından Yardımcısını bize verin dedik. Sağ olsunlar kırmadılar da. Fatih bey bu görevi aldı ve bu görev Van’ın çok önemli.

 

KAPIKÖY TAMAM SIRADA ÇEVRE YOLU VAR!

Kapıköy’de de önemli bir aşama kat edildi. Sırada ne var?

Önemli konularımızın arasında yer aldığı üzere... Diğer bir önemli konu Çevre Yolu. En büyük önceliklerimizden... Bir süre önce bütün ilgili kurumları davet ettik. Burada 4 bakanlığın yöneticileri ve Kalkınma Bakanı ile çalışmalarını yaptık. Şimdi belediye ile son bir görüşmemiz var o sürüyor. Belediyeye düşen bir iş var çünkü. Eğer o olmasa da biz kendimiz çözeceğiz. Bu en önemli işlerden biri...  Yine bir diğeri Erciş’in Kentsel Dönüşüm ödemeleri. Bu konuda çok şükür çözüme kavuştu ve çözüldü. Başbakanımızın ve Burhan Bey’in uğraşlarıyla çözüldü. Onun müjdesini de Güç Birliği toplantısında verdik. TOKİ ile de ciddi görüşmelerden sonra halledildi bu. Bir diğer konu da Hastanenin bir an önce açılmasıydı. Seçimden önce bu neredeyse bitmiş durumdaydı. Onu da başbakanımızın da katılımıyla açtık. Yani aşama kat ediyoruz ve bunun gibi önemli konular üzerinde çalışmalarımız sürüyor...

 

 

VAN’A İKİNCİ BÜYÜK PROJE: LOJİSTİK MERKEZİ!

Lojistik merkezi nasıl bir şey?

Şimdi bu Lojistik Merkez dediğimiz şeyi biz Ankara’da kurduk. O zaman Ankara milletvekiliydim. Orada Kazan ilçesinde kurduk. Çok geniş bir alanda, tırların gelip yükünü boşalttığı, yenisini yüklediği, gümrük işlemlerinin yapıldığı, noterin bulunduğu, resmi tüm kurumların bulunduğu yani her şeyin orada yapıldığı bir yer. Şehir gibi bir alan. Oteller, lokantalar olacak. Burada tırlar çalışmaya başlayınca bu ihtiyaç olacak ve o zaman biz bunu Van’a yapacağız. Yani Kazan’da yaptığımız gibi Van’da da muazzam bir hareketlilik yakalayacağız. Binlerce tırın geldiği bir yer olacak. Bunun da şehirdeki ticari hayata katkısı olacak. Yani eğer sınır kapısı tıra açılırsa Kapıköy’den daha rahat da hayata geçer. Çok da karlı bir iş. Kendi kendini de ekonomik olarak yürütecek. Bunun uygulamasını da Kazan’da yaptığımız için burada daha rahat hayata geçireceğiz. Bu OSB’de olabilir.

 

Bir dönem Sınır Ticareti vardı ve bunun önemini biliyor...

Elbette esas canlılık o zaman olacak işte. Özalp ve Saray özellikle bunun çok faydasını görecek. Buraların hepsine hareketlilik gelecek. Şimdi nasıl Habur’da bir canlılık varsa Kapıköy’den sonra burada olacak. Bölgedeki sınır ticareti teröre karşı da önemli bir şey. Kaçakçılığı da önleyecek. Yani sınır ticareti rahatlarsa şu an kaçak olan her şey azalacak. Bununla beraber uyuşturucu gibi konuların da önüne geçilecek. Çilli, Gelincik, Üzümlü gibi kapıların da ben yine kontrollü şeklide bu nedenle açılmasından yanayım. O zaman oralar da canlanır. Bölgeye de çok faydası olur.

 

 

VERGİ TERKİNİ OLACAK MI?

Siz depremi de iyi biliyorsunuz. Depremden bu yana hep dillendirilen vergi terkini talebi var. Bu vatandaşta da beklenti yaratıyor. Bu kriz ve terkine dair neler yapılabilir? Ya da olur mu?

Dikkat ederseniz benim seçim ortamında çok konuşmadığım konulardan birisi de vergi terkinidir. Bunlar benim karar veremeyeceğim ya da ben deyince olabilecek şeyler değil. Yani söyleyip de yerine getirememenin de kendine göre bir sıkıntısı var. Ben o da olsun istemiyorum. Biz depremden sonra bazı çabalar gösterdik. Ben de çalışmalar yaptım. Tabi özellikle son yıl bölgede terör şiddet gibi olayların olması sebebiyle ticari hayat da, turizm de etkilendi. Van yine en az etkilenen illerden ama ticari hayatta bir yavaşlama var. Tabi esnafımızın, tüccarımızın durumunda bu manada olumsuzluklar var. Genel bir talep de bu. Bunlar maliye bakanlığına taşındı. Maliye Bakanımızın önceki dönem bu konuda tereddütleri vardı. Emsal olması, bütçeyi zorlaması gibi konularda... Olabilirliği Maliye Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığı gibi mercilerde çalışıyor.

 

Yani vergi terkini olmaz gibi mi görünüyor?

Bu ciddi konu ve yasal düzenleme gerektiriyor. Ama biz yine tartışırız. Ben geçen Güç Birliği toplantısında da söyledim, gerek Van TSO gerek de OSB başkanlarımıza, bir kere açık ve net proje gelmesi lazım. Biz olmazlar üzerinde değil de olabilirler üzerinde duralım. Bu konuda başarılı da oluruz. Burada alternatiflerimiz olabilir. Bunlar ne olur? Kredi kolaylığı olur, birikmişlerle ilgili bazı yapılandırmalar olur, faiz affı olur... Onların üzerinde çalışmak lazım. Dolayısıyla hemen tek kelime ya da bir cümleyle ‘terkin’ zor görünüyorsa biraz yumuşak ifadelerle üzerinde çalışalım. Doğrusunu söylerseniz, bu süreçte esnaf için sağlanması gereken kolaylıklar var. Biz bunlar üzerinde çalışalım.  Eminim iş hayatımıza ve esnafımıza başka konularda çözümler de bulabiliriz.

 

“HERKES ŞEHRİNE SAHİP ÇIKSIN!”

Van ekonomisine etki eden konulardan biri de çatışmalı süreç... Bol bol sermaye kaçıyor şeklinde haberler var... Şu sıralar bir de Yüksekova’dan büyük bir göç alıyor Van. Nereye gidiyoruz?

Bu konuyu gayet dikkatli takip ediyoruz. İçişleri bakanımız Van’a geldiğinde geçen haftalarda onunla da görüştük. Biz yaşanan göçlerin rakamlarını da aldık. Bildiğiniz gibi orada bir operasyon olacağı zaten dillendiriliyordu. Tabi bundan dolayı bir göç var. Ama Yüksekova’da hükümet kararlı. Şehrin bazı kesimlerinde sorun var ve müdahale edilecek. Hiç bir devlet böyle bir durumu da kabul edemez. Bizim dileğimiz Yüksekova’da teslim olsunlar. Ne vatandaş zarar görsün ne de Yüksekova’da evler yıkılsın. Ama mecbur kalınırsa hükümet orada gerekeni yapacak. O şehirlerimiz hepsi eskisinden daha iyi yapılacak. Şimdi ekipler kuruldu, tespitler yapıldı. Her şey eskisinden daha iyi olacak. Bundan sonra farklı bir şeye de müsaade etmeyeceğiz. Ben çok geçmeden bölgenin huzura kavuşacağına inanıyorum. Herkes şehrine sahip çıksın. Kimse bir yere gitmesin.

 

Geçtiğimiz günlerde çözüm sürecine dair bir mülakatta süreci değerlendirmiştiniz... Haliyle tekrar aynı şeyleri sormayacağım fakat şunu merak ediyorum. Şu anki operasyonları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hükümetimiz de operasyonunda gayet haklıdır. Çünkü her şey iyi giderken bu hale kendileri getirdiler. Yanlış yaptılar, yanlışlıklar yaptılar. Keşke yapmasalardı. Bizim hükümetimiz kurulduğundan beri hep çözüm istedi. Çok büyük riskler aldı. Cesaret gösterildi, konuşulmayanlar konuşuldu. Ama istismar edildi. Çok yanlış yaptılar çok... Bunu herkes görüyor. Bunlar yanlıştır, terörle siyaset bir birine karıştırılmamalıydı. Bunlar iş değil... Ben size örnek vereyim. Biz Saray ilçesindeydik. Saray’da belediye ne yapıyor? Saray’da HDP’li belediye gidip vatandaşın arazisinden imar geçiriyor, HDP’li olmayanların dükkânlarını boşalttırıyor, esnafa zorluk çıkarıyor. Böyle bir belediyecilik, böyle bir anlayış olur mu? Belediye vatandaşın refahı için çalışır. Ama onlar vatandaşı bezdiriyor.

 

“BÜYÜKŞEHİR YASALARI DEĞİŞECEK!”

Belediye demişken... Şu sıralar büyükşehir yasası ile ilgili söylentiler var? Değişiklikler olacak mı?

Evet... Bu büyükşehir yasaları falan değişecek. Biz köyleri ve halkımızı onların insafına bırakmayacağız. Devletin bu gücü var. Biz vatandaşlarımıza da söyledik kimseye bu zulmü yaptırmayız. Gidin bizim AK Parti belediyelerine bakın. Bırakın illeri ilçeleri bir görün. Gerçekten muazzam hizmetler var. Ama bunlar yerel yönetimlere hükümetimizin verdiği daha fazla yetki ve daha fazla kaynağın kıymetini bilmediler. Hükümet de şimdi daha fazla denetim yapıyor. Haklı da. Çünkü para gönderilirken hiç bir ayrım yapılmıyor. Ama şimdi hükümet bunu daha iyi denetliyor ve denetleyecek de. Bu paranın nereye harcandığı araştırılacak. Çünkü kıymetini bilmediler... İnsan görünce çok üzülüyor. Bu kadar kaynak aktarılınca şehri bu halde görünce insan kahroluyor! Para var ama para başka yerlere harcanıyor! Tüm mesele bu.

 

SAKIN BİR YERE GİTMEYİN!

Şu sıralar Van’dan bir sermaye göçü yaşandığı sıkça dillendiriliyor. Yatırımlar gelmiyor, işadamlarının gittiği konuşuluyor... Bu noktada ne yapılmalı?

Ben Vanlılara da söylüyorum: Aman ha Van’dan gitmeyin. Bakın Van’dan göçmek Van’a zarar vermek demek. Vanlı Van’da kalmalı. Vanlı sakın ha bir yere gitmemeli. Allah’ın izniyle çok sürmeyecek. Tekrardan bir huzur ortamı gelişecek. Biz o huzur için çalışıyoruz. Şimdi de şiddete, teröre başvuranlara karşı gerekenler yapılıyor. Onlara haddi bildiriliyor. O yüzden kimse memleketini, evini, barkını, işini terk etmesin.  

 

Sayın Başbakan Van’a geldiği bu olaylar konusunda girilmediği için teşekkür de etti. Van’a hep şu sıralar baharda savaş olacağı iddiaları dillendiriliyor?

Hiç endişe edilmesin. Ben takip ediyorum. Güvenlik konusunda bilgi de alıyoruz. Burada bazı şeyler denendi. Ama vatandaşın desteğini alamadılar. Vanlı’nın desteğini alamadılar. O olayları buraya taşıyamadılar. Güvenlik güçlerimiz de çok dikkatliydi. Bundan sonra da aslı böyle bir şey olamaz. Çok rahat olsun Vanlılar. Bu noktada Van’da hayat daha rahat. Cadde ve sokaklara baktığınızda da görüyorsunuz.

 

“GİTMEDİĞİMİZ YER KALMAYACAK”

Van olaylar anlamında bölge illerine göre en rahat illerden. Hendek ve diğer sorunlar çok konuşulmadı. Bu noktada sizin rolünüzün ve etkinizin olduğu çokça konuşuluyor. Nasıl bir çalışma yürütülüyor?

Bu noktada aslında en büyük pay Vanlıların. İkinci pay da bizim, Emniyetimizin, güvenlik güçlerimizin. Çok dikkatli çalıştılar. Ciddi operasyonlar yapıldı. Dolayısıyla hamdolsun. Ama bundan sonra ben Van’ı hep böyle önü açık görüyorum. Ben ilçelerde de bunu tahlil ettim. Seçimlerde de gitmediğimiz ilçe bir tek ilçe kalmıştı o da Başkale idi. Ama bu gelişimizde gittik. İlgi de alaka da çok iyiydi. Artık vatandaşın çok daha yakınındayız. Bir de yaz geliyor. Bundan sonra her ilçede çok kapsamlı toplantılar da yapacağız. Milletvekillerimizle ilçelere gidip ilçe yöneticileri ile buluşacağız. Önemli kurumları da yanımıza alacağız. Notlarımızı alacağız. Gerekeli çalışmaları yapacağız. Her ilçeye tüm günümüzü ayıracağız yani. İnşallah göreceksiniz ilçelerimiz de köylerimiz de daha çok rahatlayacak...

 

Geçtiğimiz günlerde Sayın Başbakan’ın katılımıyla Bölge Hastanesi açıldı. Önemli bir yatırım daha yapıldı bu noktada sağlık sektöründe. Fakat bu konuda doktor eksikliği var. Buna yönelik bir çalışma var mı?

Geçtiğimiz hafta Sağlık Bakanlığımızla görüştük. Doğrudur doktor eksiğimiz var. Şimdi bu konuyu Genel Sekreterlik ile de görüşüyoruz. Özellikle geçen yıl 2015 yılında Van’dan ciddi bir doktor çıkışı olmuş. Bölge Eğitim Hastanesi’nde özellikle... Şimdi tekrardan onu nasıl telafi edeceğimiz üzerinde çalışıyoruz. Bu açılan hastane müthiş bir hastane. Çok büyük şehirlerde bile yok! Tabi içini doldurmak lazım bunun için de çalışacağız. Yani ortam rahatladıkça doktorların buraya gelmesinin önü de açılacak. Vatandaştaki rahatlama haliyle kamu görevlilerine de yansıyor şu sıralar. Allah’ın izniyle çok yakında hastanede doktor sıkıntısı yaşamayacağız. Zaten Güç Birliği’nin bir toplantısını da Sağlık başlığı ile yapıp bunu detayları ile konuşacağız.

 

Güç Birliği her konuda buluşacak. Peki ya Van’ın Ankara gibi önemli kentlerdeki temsiliyeti? Van’ın lobisinin güçlü olmadığı biliniyor. Tam da bu noktada Ankara’da bir Vanlılar Birliği’ne öncülük ettiğinizi duyduk. Neler oluyor?

Ben de katılıyorum Van’ın lobisi güçlü değil. İstanbul önemli ama Ankara’da güçlü bir lobi önemli. Ankara’da güçlü bir lobiniz olursa bürokrasiyi etkilersiniz, siyaseti etkilersiniz. Haliyle biz Ankara’da güçlü bir lobi oluşturuyoruz

Zaten İstanbul’da vardı şimdi Ankara’da kuruyoruz. Biz eskiden Van milletvekilleri ile bir araya geliyorduk ama bu dernekle birlikte artık Ankara’daki Vanlılar olarak buluşacağız. İşadamları, siyasetçiler, akademisyenler birçok isim burada yer alacak. Bir iki hafta içinde de toplanacağız.

 

“VANLILARDAN BEKLENTİM VAR...”

Bu noktada benim Vanlılardan bir de beklentim var. Şehir ruhunu geliştirmek lazım. Güç Birliği’nin amaçlarından birisi de bu. Şehir deyince herkes orada birleşir. Şehrin eşrafı vardır sonuçta. Olumsuz kısmına değinmeyeceğim ama olumlu anlamda Vanlılar birbirlerine sahip çıkmalı. Birliktelik güçlendirilmeli. Vanlılar biraz birbiriyle fazla uğraşıyorlar. Benim gördüğüm o. Bu da iyi bir şey değil. Ben dışardan gelen, bir hakem olarak bunu söylüyorum.

 

Van’ın STK’ları ile ilgili izlenimleriniz nasıl?

İyiler. Güç Birliği konusunda zaten STK’ların inşallah çabaları daha çok artacak. Bu bölgede STK’ların siyaset ağırlıklı olanları da var elbette ama Van TSO gibi, OSB, ESOB, Baro gibi STK’ların Van ile ilgili kaygılarını önemsiyorum. En azından bizim çabamız böyle olması. Biz de bu noktada çaba sarf ederiz.

 

 

ATALAY’A GÖRE VAN’IN EN BÜYÜK SORUNU NE?

Sizce Van’ın en büyük, en önemli sorunu nedir?

Van’ın en önemli sorunu ekonomi. Genç bir nüfus var nihayetinde. Türkiye yaş ortalamasının çok altında, 21 olan bir yaş ortalaması var. Batı şehirlerinde bunun 40 olduğu şehirler var. Tabi bu şu demek. Van’da genç bir nüfus var. Eğitim çağında olan var, iş arayan var. Dolayısıyla iş arayıp bulamayan büyük bir nüfus var. Gençlere iyi eğitim ve iş vermek lazım. Yoksa yanlış mecralara gitmeleri kolaylaşır. Bence bu çok önemli işte. Siyaset ve terörle de ilintili olduğu için ben ekonomi diyebilirim. Bu konuya biraz öncelik vermemiz lazım. Ama bundan ayrılmaz bir şey de birliği, bütünlüğü koruyucu şeyler. Terör ve şiddet olmasın gerisi kolay. Her şey konuşulsun, siyaset her şeyi konuşsun. Bizim parti olarak sloganımız hep ‘daha fazla kardeşlik’.

 

BAŞBAKANA VAN İLE İLGİLİ NELER SÖYLEDİLER?

Bundan sonra ne olacak? Van’ı neler bekliyor?

Bir kere bölgede terör ve şiddet ekonomik hayatı çok olumsuz etkiledi. Yatırımlar yapılamadı, işadamları bölgeye gelemedi. Yoksa bu bölge çok daha fazla yatırımın olduğu bölge olması gerekiyordu. Van için de böyle. Ama bu dönemde biz gücümüzün yettiğince birikimimizi ortaya koyarak partimize, hükümetimize Van’ı anlatarak şartları inşallah olumlu yönde değiştireceğimize inanıyoruz. Biz gitmeden önce Başbakanımızla uçakta bir toplantı yaptık. Burhan Bey ile birlikte kendisine de söyledik: Gördünüz Van çok farklı. Van’ın önemini bir kez daha söyledik. Van’ın gelişmesinin bölgeyi çok etkileyeceğini söyledik. Kabine olarak, hükümet olarak Van’a önem vermeleri gerektiğini söyledik. Bunun için çalışıyoruz biz. İnşallah başarılı da olacağız.

 

Bize bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim.

Ben de size teşekkür ederim. Bu sürece kadar Van’ı ayrı mekânlarda, ayrı zamanlarda çok konuştuk. Fakat Van’ın bir gazetesine ilk defa mülakat veriyorum. İlk defa bir yerel gazeteye konuşuyorum. Bu da benim açımdan memnun edici oldu. 


ŞEHRİVAN SÖYLEYİŞİ: ÖMER AYTAÇ AYKAÇ-YUNUS EMRE AYKAÇ

Editör: TE Bilisim